ansızın kırılıverir
sıkı sıkı tutunduğun dallar
ayrılır birbirine kenetlenmiş yürekler
dışarda kar yağar,gözünde yağmur
deli rüzgar gibi eser ayrılık yeli
içinde yarını olmayan bir zaman ağlar...
vuslat hiç gelmez söner ışığın
gözlerine acı bir karanlık düşer
için için kaplar tüm benliğini
solar içinde filizlenen umutlar
gönlünde yarını olmayan bir mevsim
eksik bir bahar başlar...
medet umduğun kuşlar
çoktan kaybolur gider ufuktan
akşam kızıllığından silinir yüzün
hüzünle kucaklar seni kederli rüzgar
aldığını vermez olur
bir zamanlar dost bildiğin dalgalar...
gidenler bilmez kalanın içindekini
bilmez çekmeye razı olduğunu tüm kaprisleri
boyun eğersin zincire vursada seni
zamansız küllenr yanan ateşin
vazgeçersin düşlerinden yüreğin susar,
artık gücün yoktur dünlere dönecek kadar...
Seni seviyorum,
ama nasıl?
avuçlarımda camdan bir parça gibi kalbimi sıkıp
parmaklarımı kanatarak
kırasıya,
çıldırasıya...
Seni seviyorum,
ama nasıl?
kilometrelerce derin, kilometrelerce dümdüz,
yüzde yüz, yüzde bin beşyüz
yüzde hudutsuz kere yüz...