Geri git   Van.GEN.TR Forum | Yerel Van Forumu > Şiir & Hikâye & Yazı > Şiir

Şiir Şiir paylaşım alanı

 
 
Konu Araçları Stil
Alt 12/04/07, 18:15   #1
SeMaZeN
Albay
 
SeMaZeN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Apr 2007
Bulunduğu yer: SeMaZeN'den
Yaş: 45
Mesajlar: 808
Tecrübe Puanı: 34 SeMaZeN has a brilliant future SeMaZeN has a brilliant future SeMaZeN has a brilliant future SeMaZeN has a brilliant future SeMaZeN has a brilliant future SeMaZeN has a brilliant future SeMaZeN has a brilliant future SeMaZeN has a brilliant future SeMaZeN has a brilliant future SeMaZeN has a brilliant future SeMaZeN has a brilliant future
Thumbs up Yalnız Kardan Adam

Eskiden gözlerimize batardı bu duru gün. Bol akasya kokan gecelerin sabahında, uykusuzluğun da dünyanın da canına okuyup, sıcak bir simidi bölüşmenin eşsiz huzurunda giyinir, iskele dolmuşunun süslü kızların ağır ve ucuz parfüm kokularına bürülü arka koltuğuna sıkışıverirdik. Uzak şehirlere uzun kaçışlar vardı, sık sık ama yüreğimizin gizli köşklerine giden yollar bakirdi hâlâ.
Gözümü kapatınca aklıma o bağcıklı kırmızı pabuçların geliyor, çocukluğumdan ve senden kıskanıyorum onları.
Geçmiş zaman ninnileriydi buluşan uykularımıza. İşte bir devinimini daha tamamlarken koca yuvarlak, düşlerimize sızacak ve başka diyarların masal perileriyle gittikçe biraz daha ağaracaktı. Neden sonra bir zil sesiyle ya da perdeleri delercesine odaya sızan sarı aydınlıkla, düşümüzün en tatlı yerinde bizi gözlerimizi açmaya zorlayacak ve geçmiş gerçek hayata uyandıracaktı bizi. Her ne kadar bilmesem de öbür dünya dedikleri gerçek, ürküntü dolu bir geçmişten çıkarak uyandıracak beni..
Şimdi avuç içlerinde tuttuğun şey umuttan başka nedir?
Yorgan gibi sımsıkı bürünüp uyuduğun şey nedir?
Nedir gün geçtikçe eriyen bir zamana bulandığımız.?
Bu gece dondurucu bir gece
Şimdi rüzgarlar ağaçtaki en son yaprağıyla örtüveriyor üşüyen toprağı.
Bu eski bir yalnızlık,
Ama yalnızlık eskimedi.
Sen gitmiştin ama düşlerin bana emanetti. Her gece senin adına düşler kuruyordum. Yokluğun, çekip gitmişliğin hasreti daha da koyuyordu koymasına da bazen vuslatı da özletiyordu. Senin adına da benim adıma da yorgundum işte.
Soramamıştım hiç yakamozları sever miydin?
Göl dalgalanıyor bak, o bile nasıl da öfkeli sana.
Kayaları nasıl da yalayıp geçiyor sular.
Ateş böceklerini görüyor musun?
Vakit epeyce ilerlemiş, küçük bir iskemlede oturmuş çayımın nahoş tadında yakamozların dansını izliyorum, ufacık bir çocuğu izler gibi...
Kulaklarımda böyle gecelere has, uzakları çağrıştıran tanıdık nağmelerin, tarifsiz çığlıkları. Ara ara kahkahaları geliyor kulaklarıma sıradan ve riyakar insanların. Bir aşık çift taş sektiriyor ötede, sahil müdavimlerinin tavla maçının skoru iniyor sonra geceye. Sen de bu gece, yapış yapış edremit kokan bu gece, benim dünyama konuk gelmiştin ve hoşnuttum misafirliğinden. Öyle ya sen, Muş ovasına, Süphan dağından yayılan bir günü Artos Dağının haşmetiyle karşıladığım bir çift karaydın.
Zamanın karanlık, yitik, nemli izlerinde elimi bırakıp gideceğini düşünemedim.
Atlastan bir kumaş gibi ellerimden kayıvereceğini, hayatımda bir yıldız gibi parlayıp kaybolacağını, Tüm dileklerimi bir anda senin üzerine dileyeceğimi düşünemedin. Yakalarımızı kaldırıp, başlarımızı kentin ayazından korumak için sakladığımız, evvelki yıllara ait eskimiş kış kokularını, o eski paltoların bizi çepeçevre saran o kokularını duyumsadım şimdi. Birlikte sarılıp uyuduğumuz, düşlerimizin birbirine karıştığı, birer melek olup uçtuğumuz yoksul düşlerini salt bana bırakıp, bu öyküden böyle kaçar gibi çıkıp gidivereceğini düşünemedim.
En son ne zaman görmüştüm ateş böceklerini, küçük bir çocukken gittiğim memleketin yağmur dolu gecelerinde, gaz lambalarıyla boy ölçüştürürken mi?
Gece kelebeklerinin hayatlarını önemsemeyip yakalamaya çalışırken ellerimizde bıraktığı, yaşamın kısalığını, anlığını hatırlatan silik parıltıların da mı?
Yağmurluydu, yağmur dolu bir memleketti, ağlamaklı bakardı hep gökyüzü oysa ne vardı bu kadar üzülecek, ağlayacak, bizi de ıslatıp mutsuz edecek, bilmezdim...
Ateş böcekleriyle selam gönderdim sana, almadım deme....
Sahildeki o yerden sık sık geçiyorum bilesin....
Anımsayabildiğim lakin azımsayamadığım en son umutta öldüyse, her adımda o güzelim saçlarının nazarlarıma değmesi neden?
Derdim hep:
Yalnız dağ başları yalnız ıslanırlar
Yalnız üşür, yalnız eskirler
Gökyüzü hep tektir ağlarken
Ben ağlarken gökyüzü olurum, yalnız dağlara yağarım
Yalnız adam olurum.
Hep sonsuza kadar kalacağı düşüncesiyle yapılan ertesi sabaha eriyen sıradan bir kardan adam gibi.
Sonraydı epeyce sonra...
Van'ın bütün geceleri aynıydı bana bakarsan. Bütün geceler sıradan bir memur uyuşukluğuyla geliverirdi, yazınsa elimizde kabak çekirdeği yollara vururduk kendimizi, bir karakolun önünden hızla geçer ya da hazırolda beklerdik. Sana hiç söyleme fırsatım olmadı, yeşil çocukluğumun en uğurlu rengiydi.
Üzerimize kokusunu serip giden bir garip kadının gölgeli silueti altında, ben ne kadar maviysem, sen inadına karaydın, saklardın seni o karanlığa...
Benim düşlerim gerçek, seninse düşlerin gerçek sanarak yaşadıkların...
Beyaz çantan bir köşede fermuarı açık olarak dururdu hep. Tuzlu gözyaşlarını gömdüğün telefonun yanı başındaydı belki, bana aldığın küçük şekerler gibi.
Seninle geçirdiğim her dakika tanıdık düşler kurardım hep, dalgınlığından seni uyandırmaya çalışırken dalıp giderdim çaykarası gözlerine, ben ne kadar maviysem sen inadına karaydın.
Uzun lafın kısası çaykaram;
Yalnız dağ başları, yalnız ıslanırlar
Yalnız üşür, yalnız eskirler
Gökyüzü hep tektir ağlarken
Ben ağlarken gökyüzü olurum, yalnız dağlara yağarım
Yalnız adam olurum.
Hep sonsuza kadar kalacağı düşüncesiyle yapılan, ama ertesi sabaha eriyen sıradan bir kardan adam gibi yalnız bir adam.
__________________
"Gel ne olursan ol, gel.
İster Tanrı tanımaz, ister ateşe tapar.
ister bin kez tövbeni bozmuş ol.
Bizim dergahımız umutsuzluk dergahı değil,
Gel ne olursan ol, yine gel"
HZ. MEVLANA


<b><font face=[Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....]" border="0" />
SeMaZeN isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konu Sayısı: 214
 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara Cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz Aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Gitmek istediğiniz klasörü seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 14:59 .


Powered by vBulletin
Copyright © 2000-2007 Jelsoft Enterprises Limited.
Sitemap
6, 5, 3, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 113, 16, 17, 18, 19, 81, 20, 27, 22, 23, 24, 25, 26, 48, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 43, 136, 40, 58, 45, 42, 44, 46, 47, 53, 54, 55, 56, 57, 59, 60, 70, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 68, 69, 71, 72, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 82, 83, 96, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 98, 97, 100, 101, 102, 103, 106, 104, 105, 112, 109, 108, 107, 110, 111, 114, 115, 118, 116, 117, 119, 148, 154, 124, 165, 122, 120, 123, 121, 150, 153, 125, 128, 129, 131, 132, 133, 134, 135, 137, 138, 139, 140, 141, 142, 143, 144, 145, 146, 147, 151, 149, 202, 175, 164, 152, 167, 155, 156, 157, 158, 159, 160, 161, 162, 163, 195, 169, 166, 168, 170, 171, 172, 199, 174, 173, 196, 200, 176, 177, 180, 178, 179, 182, 189, 187, 184, 186, 191, 192, 193, 194, 197, 198, 201, 203, 229, 204, 205, 206, 207, 208, 209, 210, 211, 212, 213, 214, 215, 216, 217, 218, 219, 220, 221, 222, 223, 224, 236, 231, 232, 233, 234, 235, 237, 240, 239, 241, 243, 242, 244,