Arkadaşlar Lütfen 2 dakikanızı ayırıp bu duayı başından sonuna kadar okuyunuz. Yarım bırakmayınız. Benim bu duayı okuyacak kadar vaktim yok diyorsanız ve Sadece bir kısmını okuyacaksanız hiç okumayınız.Ve bu duanın ardından herkesin fikrini paylaşmasını istirham ediyorum.
_Allah’ım!
Ey alemlerin Rabbi!
Ey sevgiyi sevgiyle yaratan!
Ey seven,sevdiren ve sevindiren!
Ey rahmetin sonsuz kaynağı!
Ey merhametlilerin en merhametlisi!
Ey gönüllerin mutlak hakimi!
_Ey zatını hamd ile aziz olduğum!
Ey zatını hamdden aciz olduğum!
Ben,layıkıyla övemem Seni,
Sen,övdüğün gibisin kendini.
Seni,layıkıyla ancak Sen tanırsın,
Seni layıkıyla ancak Sen översin.
Hamd’im Sana mahsustur,senam sanadır.
Umudum,korkum ve sevdam sanadır.
Özümü sana çevirdim,sana tutundum.
Elimi sana açtım,gönlümü sana sundum.
Beni kovmaz diye kapına geldim!
Affı boldur diye affına geldim!
Tuttum günahımdan yüzüme perde!
Kulluk edemedim lütfuna geldim!
_Allah’ım!
Ey vedud olan!
Hem seven,hem de sevilmeyi dileyensin.
Ey varlığı sevgi olan,ey sevginin sonsuz kaynağı!
Biz var ettiğini severiz,sen sevince var edersin!
O sonsuz hazinenden bizim için de bir sevgi var et!
O sonsuz sevgi selinin içine bizi de kat;sev bizi!
Sen seversen sevdirirsin:sevdir bizi!
Sevdiğini cennetlinle sevindirirsin;sevindir bizi!
_Allah’ım
Ben kulum,Sen Allah’sın
Ben isteyenim,Sen verensin
Ben susayanım,Sen suvaransın.
Ben muhtacım,Sen ihtiyaç giderensin.
Ben kendime yetemem,Sen her şeye yetensin
Ben beni bilmeyen,Sen beni benden iyi bilensin
Ben bende olmayan,Sen şahdamarımdan yakın olansın
Kul kulca ister,Sen Allah’ça verirsin.
Halim arzuhalimdir,duruşum duam
Sensizsem neyim var,Senliysem ne gam?
_Allah’ım
İmanı olanın imkanı tükenmez.
İmandan ve Kurandan ayırma!
Kurandan mahrum olana ışık erişmez.
Kitaba uyanlardan kıl,kitabına uyduranlardan kılma!
Kuran’ı bizden razı,bizi Kurandan razı kıl
Hesap gününde Kuranı şahit kıl,şekvacı kılma
Kuranı bize aç,bizi Kurana aç!
Susuz yüreklere vahyi ellerimizle saç
İnsanlık zaman çölünde bu suya muhtaç ya Rabbi!
_Allah’ım sorunlarımızın elinde imanımızı kar gibi eritme!
İmanımızın elinde sorunlarımızı kar gibi erit!
Bizi dünyalıklarımızın altında at etme
Dünyalıklarımızı altımızda Burak et
Sahip olduklarımızın bize sahip olmasına izin verme
Aklımızı ak,aşkımızı ak,yüzümüzü ak eyle
İmtihan potasınsa bizi cevher et,bizi cüruf etme
Bize götüreceğimiz yükü yüklet
Götüremeyeceklerimizi yükletme
Kahrından lütfuna sığınırız Allah’ım
Celalinden cemaline sığınırız Allah’ım
Senden Sana sığınırız Allah’ım!
_Allah’ım
Beni Allah’la aldatanlardan etme
Allah’la aldatanlara aldananlardan etme
Şeytanın eylemlerimizi süslemesine izin verme
Şeytanın süslediği eylemlerimize izin verme
Bana hz.Adem’in tevbesini,hz.Nuh’un direncini ver
Hz. İbrahim’in imanını,hz.İsmail’in teslimiyetini ver
Hz. Yakub’un dirayetini,hz. Yusuf’un iffetini ver
Hz. Musa’nın celadetini,hz. Harun’un sadakatini ver
Hz. Davud’un sadasını,hz. Süleyman’ın gayretini ver
Hz. Eyyub’un sabrını,hz. Lokman’ın hikmetini ver
Hz. Zekerriya’nın hizmetini,hz. Yahya’nın şahadetini ver
Hz. Meryem’in adanmışlığını,hz.İsa’nın safiyetinin ver
Ve hz.Muhammed’in muhabbetini ver ya Rab!
_Allah’ım
Ağlamayan gözden,sızlamayan özden
Kızarmayan yüzden Sana sığınırım
Şirkten,küfürden,müşrikten,
Cahilden,gafilden,kafirden Sana sığınırım
Harama dayalı servetten
Hak edilmemiş şöhretten Sana sığınırım
Korkaklıktan,pısırıklıktan
Kıskançlıktan Sana sığınırım
Hasetten,fesattan,kesattan,nifaktan
Fısktan,fücurdan Sana sığınırım
İftiridan,ihanetten,
Cimrilikten,kincilikten Sana sığınırım
_Allah’ım benliğimin yaktığı ateşte yakma beni
Beni nefsime kul etme,kul et nefsimi Sana
Bir lahza dahi bana bırakma beni
Sen bana yetersin,yetmem ben bana
Bilmediğimi bildir,görmediğimi göster
Sen bildirmezsen bilemem,göremem göstermezsen
Gönlüme huzur,gözlerime nur,dizlerime derman ver
Sen ol deyince olur,olmaz ol demezsen
Canana can,cana canan,kalbe ferman ver!
Al işte ellerim,uzattım sana
Ne olur,ne olur bırakma beni bana!
Sen bana yetersin yetmem ben bana!
Allah’ım,ellerimi bırakma!
Allah’ım!
Bırakma bizi
Tut elimizi!
AMİN.
Duanın kabûlü için âdâbına ve şartlarına riâyet etmek lâzımdır. Bu şartların cümlesi mevcud olduğu bir durumda kabul olunma ciheti gâlib ise de kabul olunması yine meşiyyet-i ilâhiyyeye bağlıdır.Allah, dilerse kabûl eder, dilemezse etmez. Fakat kul, âdâbına riâyet ederek duâyı bırakmamalıdır.
Duânın kabûlünün âni olmasına kullar umûmiyyetle tahammül edemiyecekleri için istenilen şeyin bir müddet sonra verilmesi me'mûl olduğu gibi duâsı mikdarı o kimsenin üzerinden bir şerrin define sebeb olmak veyahud bilmediği bir cihetten duâsının eseri hâsıl olmak ihtimâline binâen duâya kabûl olunmadı nazariyle bakılmamalı ve "duâm kabûl olunmuyor" denilmemelidir.
Allah Teâlâ Hazretleri icâbet husûsunu, istimrâra; ya'ni geniş zamana delâlet eden muzâri' sigasıyle beyan buyurmuşdur ki, bir zamanla mukayyed değildir, demektir. Kulun hakkında hayırlı olan bir zamanda kabûl eder.
Yine âyet-i celîle'de:
"Rabbiniz size: "Bana duâ edin ki duânızı kabul edeyim" dedi. O kimseler ki bana kulluk etmeğe büyüklendiler; pek yakında zelil ve hakîr olarak cehenneme girerler." (1)
Duâ, Cenâb-ı Hak'tan, insanların muhtaç oldukları şeyleri tazarru' ve niyâz ederek kemâl-i tevâzu' ile istirham edip istemeleridir. Kulların Allah'a olan ihtiyaçlarını arz eylemeleridir.
Duânın kabûlünün en mühim şartlarından biri de duâ esnâsında Allah Zü'l-celâl Hazretlerinden gayri hiç bir şeye güvenmeyerek teveccüh-i tâm ile ve kat'î sûretde Hak Teâla Hazretlerine yönelmektir.
AMİN.
Duanın kabûlü için âdâbına ve şartlarına riâyet etmek lâzımdır. Bu şartların cümlesi mevcud olduğu bir durumda kabul olunma ciheti gâlib ise de kabul olunması yine meşiyyet-i ilâhiyyeye bağlıdır.Allah, dilerse kabûl eder, dilemezse etmez. Fakat kul, âdâbına riâyet ederek duâyı bırakmamalıdır.
Duânın kabûlünün âni olmasına kullar umûmiyyetle tahammül edemiyecekleri için istenilen şeyin bir müddet sonra verilmesi me'mûl olduğu gibi duâsı mikdarı o kimsenin üzerinden bir şerrin define sebeb olmak veyahud bilmediği bir cihetten duâsının eseri hâsıl olmak ihtimâline binâen duâya kabûl olunmadı nazariyle bakılmamalı ve "duâm kabûl olunmuyor" denilmemelidir.
Allah Teâlâ Hazretleri icâbet husûsunu, istimrâra; ya'ni geniş zamana delâlet eden muzâri' sigasıyle beyan buyurmuşdur ki, bir zamanla mukayyed değildir, demektir. Kulun hakkında hayırlı olan bir zamanda kabûl eder.
Yine âyet-i celîle'de:
"Rabbiniz size: "Bana duâ edin ki duânızı kabul edeyim" dedi. O kimseler ki bana kulluk etmeğe büyüklendiler; pek yakında zelil ve hakîr olarak cehenneme girerler." (1)
Duâ, Cenâb-ı Hak'tan, insanların muhtaç oldukları şeyleri tazarru' ve niyâz ederek kemâl-i tevâzu' ile istirham edip istemeleridir. Kulların Allah'a olan ihtiyaçlarını arz eylemeleridir.
Duânın kabûlünün en mühim şartlarından biri de duâ esnâsında Allah Zü'l-celâl Hazretlerinden gayri hiç bir şeye güvenmeyerek teveccüh-i tâm ile ve kat'î sûretde Hak Teâla Hazretlerine yönelmektir.