Geri git   Van.GEN.TR Forum | Yerel Van Forumu > Şiir & Hikâye & Yazı > Hikâyeler

Hikâyeler Hikâye paylaşım alanı

Cevapla
 
Konu Araçları Stil
Alt 22/02/09, 17:17   #1
meryem
Çavuş
 
meryem - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Feb 2009
Bulunduğu yer: eskişehir
Mesajlar: 75
Tecrübe Puanı: 0 meryem will become famous soon enough
Standart Arkadaşına Aşık Olan Adam

Yenilerde fark ettim... Oysa ilkokulu, ortaokulu beraber okumuştuk. Ne oldu da şimdilerde yakınlık duymaya başladım İrem'e? Durun biraz düşüneyim... Her şey lisedeyken başladı. Ona olan hayranlığımın doruk noktasıydı lisedeki eski arkadaş buluşmaları... Farklı okullardaydık artık; ve Güzelbahçe'ye taşınmışlardı. Ama o son buluşmada bir şey oldu, ben de anlamadım, ona gerçekten aşık oldum. Çok iyi dosttuk. İlköğretimde beraber 8 yıl okuyan biz, birbirimizle neden daha önce bu kadar samimi olamamışız, anlayamıyorum.

Lise bitti... Üniversite için Ankara'ya gittim, İrem'i de götürdüm içimde. Ama bu yıl ÖSS'ye girecek, kafasını meşgul etmemeliyim. Lakin kendimi tutamıyorum, aramalıyım onu. Sesini duyup yüzünde açan gülücükleri kafamda canlandırıp sevinçle doldurmalıyım içimi.

Sonunda bitirdim ilk yılımı...

Uzun ve yorucu bir okul sezonundan sonra, bu yaz tatilini sırf onunla aynı şehirde geçirmek için İzmir'e, anneannemin yanına geldim. İlköğretimden arkadaşım Arzu'yla buluştuk sahilde, köprünün yanında. Sözü döndürüp dolaştırıp İrem'e getirmeye çalışıyorum, "İrem nasıl?" diye. Ne de olsa yakın arkadaşı, onu iyi bilir diye düşünüyorum. "Burak'la..." diye başlıyor cümlesine. Sonrasını dinleyemiyorum. "... çıkmaya başladı" diye bitirecekken "Arda, n'oldu?" diye kaygılı gözlerle soruyor. "Bi' şey yok, anlat sen" diyorum. O an bir şey olmuş bana, anlayamamışım. Cümlesini tamamlıyor, ama farklı bir şekilde: "Burak'la çıkıyodu o, biliyosun..." Biliyor muydum? Neyse, "evet, devam et" diyorum. "Onunla arası bozukmuş, canı sıkılıyo bu aralar..." diye bitiriyor cümlesini.

Arzu'yla ayrılıp eve doğru yol alıyorum. Şoktayım. Trafik ışıklarına bakıyorum, yeşil yanıyor. Kendimi kontrol edemiyorum. Arabalar hareketleniyor, aynı hızla da ben dalıyorum yolun ortasına. Baktıklarımı anlamlandıramayacak kadar dolu beynim. Sonik sesler zangır zangır çınlıyor kulaklarımda. Arzu'nun söyledikleriyle araba ve korna korna sesleri birbirine karışıyor. Başım dönüyor...

...

Ani bir hışımla uyanıyorum. Terlemişim. Hala titriyorum korku ve öfkeyle. Yatağımı kontrol ediyorum. Nerde olduğumu bilmiyorum zira. Telefonumun ışığından yararlanıp etrafa ışık tutarak nerde olduğumu anlamaya çalışıyorum. Evet, İzmir'deyim. Tabii ya! Daha dün gelmiştim İzmir'e. Neyse, saate bakıyorum, 6.30 olmuş. Erken olduğuna karar verip uyumaya devam etmek istiyorum; ama kabusun etkileri hala üstümde. Bir şekilde uyumaya devam edip saat 11'de kalkıyorum. Arzu'yu arayıp bir buluşma ayarlamasını istiyorum; Erkan, Arzu, İrem ve ben. "N'apıcaz?" diye soruyor. "Sinemaya falan gideriz" diyorum ilk aklıma gelen şey olarak. "Tamam, yarın Kipa'da buluşuruz" diyerek kapatıyor telefonu. Erkan'a haber veriyorum, o da onaylıyor. Şimdiden heyecanlanıyorum, yarın İrem'e söyleyeceğim şeyler için. Zamanı geçirmek imkansız. Ne yapsam, ne etsem derken biraz kitap okumayı deniyorum; olmuyor. Markete gidip dört tane gazete alıyorum. Ama belki de ilk kez az resimli, çok yazılısından alıyorum. Zaman geçirmek için katlandığım eziyete şaşıp kalıyorum…

Sabah erkenden kalkıp ilk kez anneannemle beraber kahvaltı yapıyorum. Şaşırıyor bu saatte uyanmama. Ama sadece kalın gözlüklerinin üstünden ince bakışları ve bıyık altı gülümsemesiyle anlatıyor bunu. Kırışmış yanaklarına içten bir buse kondurduktan sonra, yaz mevsiminin ortasında ördüğü kazağa bakıp şaşırarak "kimin için bu?" diye soruyorum. "Azra'yla Cansu'ya..." diye yanıtlıyor. Norveç'te oturan dayımın geçen ay doğan ikiz bebeklerine örüyormuş. Neyse, kahvaltımı 15-20 dakikada bitirerek hemen bir duş alıyorum. Erkan arıyor "ne zaman buluşucaz?" diyor, "ben seni saat iki gibi alırım" diyerek hazırlanmaya koyuluyorum.

Uzun zamandır kullanmadığım jöleyi, bugün kullanma gereksinimi duyuyorum. Jölenin adını da tadını da unutan saçlarım, kabul etmek istemiyor bu renkli saydam tutkalı. Tüm kutuyu kafama boşaltıp saçımı yeniyorum. Saçıma karşı kazandığım bu zaferi, İrem'i ayartarak Burak'a karşı da kazanmak istiyorum. Ama durun bi' dakika... Burak da kim? Rüyamın orta yerine sıçıp kaçan hayali ******** değil mi? Evet. Peki ya gerçekten de öyle bi' ******** varsa? Mesela adı da Talat'sa?

Kafamın içi bir anda karışıyor. İrem'le MSN'de hep konuşuyorduk ama, hiç sormamıştık birbirimize "sevgilin var mı?" gibisinden soruları. Belki de gerek bile duymamıştık buna. Biz sadece arkadaştık, bugün bu durumu değiştirmeye niyetli olsam da.

Soru işaretleriyle dolan kafam zonklamaya başlıyor. O sırada Erkan'ın gene aradığını fark ediyorum, telefonu açıp kulağıma koyduğumda elimdeki ve saçımdan kulağıma sıçramış jölenin etkisiyle "parç!" diye bir ses çıkıyor. Erkan "Arda, iyi misin oğlum?" derken, ben elimi ve kulağımı yıkayıp telefonu havluyla kavrayarak "iyiyim, iyiyim" diyerek cevap veriyorum. Nerde kaldığımı soruyor, az sonra çıkacağımı söyleyerek savıyorum başımdan.

Tesisatı tamamladıktan sonra anneannemin yanağına bir öpücük daha kondurup evden çıkıyorum…

Yolda birden kent kartımı (İzmir'in akbili) unuttuğumu anlıyorum ve hızla eve dönerek kent kartımı alıp, aşırı heyecanımı gören ve buna gülümseyerek tepki veren anneannemi bir kere daha öperek tekrar yola koyuluyorum.

Erkan gene arıyor, yüzüne kapatıyorum. Evine varıp aşağıdan zile basıyorum. Hemen iniyor aşağıya ve "çabuk olalım. Arzu aradı, bekletmeyin, de..." derken araya girip "sokarım Arzu'ya!.." diyorum. Erkan "n'oldu oğlum, ne bu asabiyet?" şeklinde garipsiyor. Ben de yalana vurup "ya şu bizim Oktay'la ortak iddaa kuponu vardı ya, işte o kupon yatmış" diyerek uyutuyorum. "Ulan, yaz ortasında maç mı olurmuş, ****" diyerek yüzüme vurmasını beklerken, "Haa, geçmiş olsun. Olur böyle vakalar..." şeklinde cevap veriyor. Allah'tan maçla futbolla pek ilgisi olmayan biriydi Erkan.

Otobüs durağına vardığımızda Erkan da çark edip telefonunu unuttuğunu söylüyor. Ben de bi' şekilde ikna edip bindiriyorum otobüse. Otobüste mır mır etmeye başlıyor "Oğlum, Hazal arar da bana ulaşamazsa valla parçalar beni" diye. Ben de yol boyu dalga geçiyorum Erkan'ın yeni öğrendiğim kılıbıklığıyla. Sonradan öğrendim ki, kız karate hocasıymış. Bi' nebze de olsa anlayabildim Erkan'ı tabii.

Durağa vardığımızda Kipa'nın kapısının önünde bekleyen iki kızın Arzu'yla İrem olduğunu anlamakta pek zorlanmıyoruz. Erkan önden gidip iki saat özür dilenirken kızlardan, ben, gözlerimi altı aydır göremediğim İrem'e dikip resmen eriyorum. O da bana bakıyor ve bir müddet sürüyor bu bakışma. Tam o anda Arzu'nun, Erkan'ın yüzüne şakayla patlattığı tokatla uyanıyorum ve kızların ikisini de sırayla öperek hasret gideriyorum.

İçeri giriyoruz. Erkeklik dürtüsüyle biletlerin parasını Erkan'la beraber ödüyoruz. Kızları içeri gönderip kola ve patlamış mısırları da alıyoruz. Kıçımızdan girip ağzımızdan çıkan yağlı bir kazığı da tatma deneyimini yaşıyoruz, ama değer.

Sinema salonunda İrem'in yanına oturuyorum ve muhabbete giriyorum. Çok konuşkan ve sempatik bir kişiliği olduğu için yine birbirimize ısındığımızı fark ediyorum. O sırada Arzu da, sanki bana yardım etmek istermişçesine Erkan'ı sohbete bağlayarak, onun araya kötü esprileriyle girmemesine engel oluyor. Seviniyorum...

Film bittikten sonra kızlar “İnciraltı’na gidelim” diye tutturuyorlar. İrem’le konuşmak için çok iyi bir yer olduğunu düşünerek düşünmeden(?) kabul ediyorum. Ama bir sorun var. İrem’le konuşma ortamı yaratabilmem için Arzu ve Erkan’dan kurtulmam lazım; ama ikisi de benim niyetimden bihaber olduğu için, bunu başarmak biraz zor…
Biraz sonra Arzu, sanki bana yine yardım etmek istermişçesine Erkan’ı kolundan tutup “Hadi Erkan biraz yürüyelim” diyor. Arzu’nun Erkan’dan hoşlandığı hissine kapılıyorum. Erkan karate hocası sevgilisinden korkuyordu ama, Arzu’nun kendisinden hoşlanabileceğini düşünemüyordu herhalde. Kendi işime bakmanın, daha mantıklı olduğuna kanaat getirdikten sonra İrem’e dönüp “Ee, nasılsın, anlat bakalım?” diyerek ilk pası atıyorum. “Hiç, ne olsun işte. ÖSS sonuçlarını bekliyoruz, onun dışında iyiyim” diyor. Gözlerimi alamıyorum gözlerinden. Beni içine çekiyor; ama biz yalnızca arkadaştık. Eylemlerimi kısıtlayan bir açmazdı bu da…

Cesaretimi topluyorum ve “İrem…” diye başlıyorum. “Efendim?” diye yanıtlıyor. Sevgilisi olup olmadığını bilmediğim için söylemeye çekiniyorum ona aşık olduğumu. Soramıyorum da “sevgilin var mı?” diye. Korkuyorum şüphelenmesinden. Eğer benim ona karşı hissettiklerimi, o bana karşı hissetmiyorsa arkadaşlığımız da bitebilir çünkü. Tekrar “efendim Arda?” diyerek ısrarla devam etmemi istiyor. Kendimi tutmak istiyorum, ama bu fırsatı bir daha yaratamayacağımı düşünerek konuşmak da istiyorum. Ne yapacağıma karar vermeye çalışırken İrem’in telefonunun çaldığı duyuluyor. Bana dönerek “bi’ saniye” diyor. Rahatlıyorum ve düşünmek için süremin arttığına seviniyorum. Arayan sanırım annesi. “Ne yapmalı, ne yapmalı?” diye sessizce didişiyorum kendimle.

Telefonu kapatıyor, ben de hemen konuyu dağıtmaya çalışarak “ne olmuş, önemli bi’ şey mi?” diye soruyorum. “Yok ya önemli değil…” şeklinde geçiştirip “ee, sen ne diyodun?” diyerek bana dönüyor. O an bana bir şeyler oluyor ve bir anda tüm hissettiklerimi bir çırpıda anlatan şiiri okumaya başlıyorum:

“Seviyorum seni
ekmeği tuza banıp yer gibi
Geceleyin ateşler içinde uyanarak
ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi
Ağır posta paketini
neyin nesi belirsiz
telaşlı, sevinçli, kuşkulu açar gibi
Seviyorum seni
denizi ilk defa uçakla geçer gibi
İstanbul'da yumuşacık kararırken ortalık
içimde kımıldayan birşeyler gibi
Seviyorum seni
Yaşıyoruz çok şükür der gibi.”

Bu şiir, dün aldığım az resimli çok yazılı gazetelerin birinin kültür ekinde dikkatimi çekmişti. Okuyup anında ezberlemiştim. Nazım Hikmet imzalıydı. İnsanların Nazım’ı neden bu kadar sevdiklerini, işte tam orda anlamıştım.

İrem’in çok etkilendiği her halinden belli. Tam bir şeyler söylemeye niyetlendiği sırada Arzu’yla Erkan uzaktan beliriyor. Arzu, aldıkları pamuk şekerlerini bize de ikram ediyor. İkimiz de reddediyoruz. Erkan, “abi yiyin işte. Mis gibi pamuk. Ehe ehe” şeklinde sırıtmaya başlıyor. Belli ki Arzu’yla iyi zaman geçirmişti. Adını “kılıbık zampara” olarak tüm camiamıza yaymayı düşünemeyecek kadar doluydu kafam o anda.

Sonuç olarak rahatlamıştım. Hissettiğim duyguları ortaya döküp içimi boşaltmıştım. İrem bugün mesaj attı ve konuşmak istediğini söyledi. Bugün büyük gün. Az sonra İrem’le buluşup bana vereceği yanıtı öğrenmeye gidiyorum.






NOT: İrem, üç yıldır Burak diye bir çocukla çıktığını, ailece görüştüklerini ve yakında sözleneceğini söyledi. Artık arkadaşlığımızın da devam edemeyeceğini ve kendisini bir daha aramamamı istedi. Yıllar sonra duydum ki evlenmişler. Burak denen hayali ******** -tabii artık gerçek -, İrem’i sürekli aldatıyormuş ve şiddet uyguluyormuş. İrem, sonunda bunlara dayanamayarak 14 Temmuz 2017’de kendi yaşamına son vermiş
meryem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konu Sayısı: 25
Takımınız:
Alt 22/02/09, 18:00   #2
yaprak
Korgeneral
 
yaprak - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Feb 2008
Mesajlar: 2.908
Tecrübe Puanı: 32 yaprak has much to be proud of yaprak has much to be proud of yaprak has much to be proud of yaprak has much to be proud of yaprak has much to be proud of yaprak has much to be proud of yaprak has much to be proud of yaprak has much to be proud of yaprak has much to be proud of yaprak has much to be proud of
Standart

acı ama malesef olağan şeyler paylşm için tşkler kuzen
güzelmiş
yaprak isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konu Sayısı: 98
Alt 22/02/09, 18:03   #3
..::ŞiMaL::..
Yarbay
 
..::ŞiMaL::.. - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Jan 2009
Bulunduğu yer: BiTLiS-ADiLCeVaZ
Mesajlar: 427
Tecrübe Puanı: 23 ..::ŞiMaL::.. is a splendid one to behold ..::ŞiMaL::.. is a splendid one to behold ..::ŞiMaL::.. is a splendid one to behold ..::ŞiMaL::.. is a splendid one to behold ..::ŞiMaL::.. is a splendid one to behold ..::ŞiMaL::.. is a splendid one to behold ..::ŞiMaL::.. is a splendid one to behold
Standart

Emegine sağlık...paylasım için teşekkürler...
__________________

ßelki hiç durmadan uyusam iki gün çözüLür bu zor düğüm..
dünün benden aldıkLarını belki geri verir öbür gün..
yaLnız kaLsam hiçkimse ßana dokunmaSa..
yalnız kalsam bir köşeye saklanıp uyusam..
ßelki hep sussam sussam iki gün kayßoLur sonsuz hüznüm..dünün ßenden çaldıklarını ßelki geri verir öbürgün..
..::ŞiMaL::.. isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konu Sayısı: 134
Takımınız:
Alt 22/02/09, 18:07   #4
meryem
Çavuş
 
meryem - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Feb 2009
Bulunduğu yer: eskişehir
Mesajlar: 75
Tecrübe Puanı: 0 meryem will become famous soon enough
Standart

reca ederim
meryem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konu Sayısı: 25
Takımınız:
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara Cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz Aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Gitmek istediğiniz klasörü seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 09:59 .


Powered by vBulletin
Copyright © 2000-2007 Jelsoft Enterprises Limited.
Sitemap
6, 5, 3, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 113, 16, 17, 18, 19, 81, 20, 27, 22, 23, 24, 25, 26, 48, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 43, 136, 40, 58, 45, 42, 44, 46, 47, 53, 54, 55, 56, 57, 59, 60, 70, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 68, 69, 71, 72, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 82, 83, 96, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 98, 97, 100, 101, 102, 103, 106, 104, 105, 112, 109, 108, 107, 110, 111, 114, 115, 118, 116, 117, 119, 148, 154, 124, 165, 122, 120, 123, 121, 150, 153, 125, 128, 129, 131, 132, 133, 134, 135, 137, 138, 139, 140, 141, 142, 143, 144, 145, 146, 147, 151, 149, 202, 175, 164, 152, 167, 155, 156, 157, 158, 159, 160, 161, 162, 163, 195, 169, 166, 168, 170, 171, 172, 199, 174, 173, 196, 200, 176, 177, 180, 178, 179, 182, 189, 187, 184, 186, 191, 192, 193, 194, 197, 198, 201, 203, 229, 204, 205, 206, 207, 208, 209, 210, 211, 212, 213, 214, 215, 216, 217, 218, 219, 220, 221, 222, 223, 224, 236, 231, 232, 233, 234, 235, 237, 240, 239, 241, 243, 242, 244,