Üşüyor bedenim hasretli gecelerde. Senden bir ışık beklemekten yoruldu yüreğim. Ağır sancılar sardı etrafını, her an diken diken batan. Hiçbir şey eskisi gibi olmadı sevgilim, ne bıraktığın yerdeki ben ne de anılarımdaki sen. Koca şehir bile değişti, anlamsızlaştı, gözümde büyüdü. Bir sürpriz beklemiyorum artık her köşe başını dönerken. Sahipsiz kalmış sokak lambaları. Yürüdüğüm yollar eskimiş, batıyorlar ayaklarıma. Bana eşlik eden sadece yağmur, o da karışıyor göz yaşlarıma. Haykırıyorum, ne çare kimse duymuyor seni diye üzülüyorum. Hemen oraya yığılıyorum, kalkacak halim yok, kaldıracak birisi olmadığı gibi. Kuşların sesini bile duymuyorum artık, mazide kalmışları görüntülerin üzerine ekliyorum. Güneş herhalde şu koskoca dünya da bir beni aydınlatamıyor, gölgelere vurmuş izdüşümüm.Dokundukça kahroluyorum senin yüzüne fotoğraflarda, her şey bu kadar basit mi? diye. Bana gülmeyi sen öğrettin canım, senin sayende ağlamayı ezberledim. Sana ait tek bir saç telin var, bunu duyduğunda güleceğini biliyorum. Ama ne yapayım o da yetmiyor ya hasretini gidermeye olsun be sevgilim sensiz yaşamaya alışmaktansa, özleminle ölmeyi yeğliyorum.
Hiçbir şey eskisi gibi olmadı sevgilim, ne bıraktığın yerdeki ben ne de anılarımdaki sen. Hani unutursun demiştin ya bende sana evet anlamında kafamı sallamıştım, o son konuşmamızda. Mutluluklar diledin ya gitmeden hemen önce bir de kendime iyi bakmamı… Sana sadece kafa sallayarak cevap verebilmiştim. Eminim bunu da yanlış anlamışsındır, yaşadığımız diğer olaylar gibi. Ben istemez miydim sanıyorsun “Hayır olamaz, gitme” demeyi. Affet beni sevgilim konuşamamıştım, hissetmiyordum hiçbir yerimi, öylece kalmıştım. Özür dilerim, seni unutamayıp mutlu olamadığım için kendime iyi bakamadım. Bunu duyunca üzüleceğini sanmıyorum, aslında duymak ister miydin onu da bilmiyorum ya yine de sana son sözlerimi söylemek isterdim sevgilim ;
“Hiçbir şey eskisi gibi olmadı sevgilim, ne bıraktığın yerdeki ben ne de anılarımdaki sen…”