zifir karası ayazların en son katresindeyim
öyle geliyorki zaman
öyle geliyorki sanki yakmaya geliyor
sanki alıp alıp goturmeye beni
benden çok çok ötelere
ihanet saatleri yosma ağızlara kalmış
sokağın piçleri doğmuş cansız rahimlerden
kanlı gomleğini giydirmiş zaman
kefen beyazlığı ruzgarın deminde...
son demini yasıyor hayallerim
biliyorum
kan kusuyorum geceye sokak baslarında ser sefil ağlayışlar
sanamıdır bilemiyorum sarhoşluğum
öyle ani oyle zamansız dı yakarışlarım
ve zamana dair acırdı hayallerim
düşlerim saplantılıydı
doğurgandı acılar
bin zerre zifir vardı yüreğimde
acıyordu kanıyordu yanıyordu
biliyormusun
ben ölüyorum
kanım cekiliyor usul usul damarlarımdan
geceye lanet ediyorum
ayazı üşütüyor sebepsizliklerinde
ban yine seni seviyorum
kanımla yazıyorum adını
emzirsin istiyorum zaman kahpelikleri olmadan umudumu
ve doğsun umutlarım
sevişsin teninle
gecelerde bulallım sabahı
perdelerimizi çekelim ağaran güne
çırılçıplak odalarda dolanalım
ayaz vursun aldırma
yakarım hayallerimi
ben seni nasılsa ısıtırım
sen sarıl
sen öp
sen okşa
sen sen yeterki benim ol
benim kal
ama hayallerimi tüketme
doğmasın küllerimden bedenim
ki yanmasın nasılsa yanacak
ki donmasın naıslsa ölecek
sen gel otur yanıbasıma sen
sen gel yanımda dur
sen bak gözbebeklerime
çılgınlıklar yapalım yeniden
haziranda üşüyelim
şubatta denize girelim çırılçıplak
anadan doğma masumluğunda
yaşlanalım
yaşayalım zamanın kollarında...
gözlerimi açmak istemiyorum
ya hayalsen
sarıl sımsıkı bırakma beni
bırakma
bırakmakı yasamak ağır gelmesin
bırakmakı gozlerim sende gorsun dunyayı...
Keşkeleri Çıkardım Hayatımdan
Keşkeleri çıkardım hayatımdan
eyvallahlar bana göre değil artık
bana göre değil pişmanlıklar
keşkeleri çıkardım hayatımdan.
ben seni unuturum sevdiğim
ela gözlerini bir bardak rakıya gömerim
anıları içime
yıllar önce bir temmuz gecesinde
zamansız bir yağmur altında başlayan
o zamansız aşkımızı unuturum
ben seni unuturum sevdiğim
zaten hayat bir yalan.
gece ağır ağır sırtını vermekte sabaha
üzerimde eskiden kalma bir sevdanın yorgunluğu
yüreğimin kara kaplı defterinde
sararmış sayfaların arasında
bir adamın yıllar arkasında kalmış
suskunluğu var
ve küskünlüğü hayata
o ki kapanmış bir kapı umutlarıma
çaresizliğe bir geçit
durma hadi gözlerimden de çekip git
çek git gecelerimden
bir daha girme düşlerime
kanıma girme artık
yeter git.
kimseler bilmez geceden başka yine yalnızım
sokaklar dolusu insan içinde
bir ben bir ben yalnızım.
gece ağır ağır sırtını vermekte sabaha
ne fırtınalar kopar yine içimde
bu sevda yakar yüreğimi
yıkar derinden
susar içimdeki ağıtlar
geceler inadına susar
ben susarım.
an gelir
zamanlar dolusu ağlarım
ağlarım çocuk gibi
ihanet karası gecelerde
kıvrandırır bir sancı
kahpe bir kurşun gibi
arkadan vurur yalnızlık
sabahlara kadar ağlarım
ağlarım ölesiye.
neden içi karanlıktı bu kadar gecelerin
neden geceler umut taşımaz sabaha
ve neden ağlatır beni bu uzun yolculuklar
yeter artık yeter
buraya kadar
keşkeleri çıkardım hayatımdan
eyvallahlar bana göre değil
bana göre değil yerli yersiz ağlamak
madem ki bir kez yaşanıyor bu hayat
kılıcımı çektim kınından
kuşandım cesareti
ve bitirdim esareti
gömdüm denizlere.
keşkeleri çıkardım hayatımdan
eyvallahlar bana göre değil artık
anladım ki insan her an sevebilir
mevsimsiz açan bir çiçek gibi
dirilir yeniden
keşkeleri çıkardım hayatımdan.
geleceksen bugün gel
yarın çok geç olabilir.