Elektrik gidip geldiğinde sistemin yeniden çalışması..
Bu özelliği değiştirmek için anakartınızın BIOS'una girip, güç yönetim seçeneklerine (Power Management Setup) girmeniz gerekiyor.
Burada "Restore on AC Power Loss" veya "Power Fail Status" şeklinde bir ayar menüsü göreceksiniz. Bu özelliğe ait genelde 3 seçenek vardır:
- Always off: Elektrik kesilip gelse veya güç kablosunu çıkartıp taksanız bile sistem kapalı kalmaya devam edecektir. "Sistemim kendiliğinden açılıyor" şikayetinde bulunan kullanıcılar bu seçeneği kullanmalıdır.
- Always on: Sistem kapalıyken bile elektrik kesilip gelse veya güç kablosunu çıkartıp taksanız, sisteme otomatik olarak elektrik verilecek ve çalışmaya başlayacaktır.
- Last State: Eğer sisteminiz açıkken elektrik gidip gelirse ve güç kablosunu çıkartıp takarsanız, sistem tekrar açılacaktır. Ama sistem kapalıyken elektrik gidip gelirse veya güç kablosunu çıkartıp takarsanız sisteme elektrik verilmeyecektir; yani sistem otomatik açılmayacaktır.
Windows XP'de Hibernate modu..
Hibernate modunu sorunsuz olarak kullanabilmeniz için sistemizdeki bütün donanımlar ACPI uyumlu ve sürücüleri de WHQL sertifikalı olmalı. Buna rağmen Hibernate modu eskisi gibi çalışmıyorsa bunun sebebi bu moda geçerken oluşturulan ve daha sonra da sistem açılırken sistemi eski haline getirmek için tekrar kullanılan, sabit diskinizin ana dizininde gizli halde bulunan hiberfil.sys adlı dosyadaki bir aksaklık olabilir. Bu dosyanın büyüklüğü RAM miktarınıza eşittir ve bu dosyada RAM inizin bir kopyası saklanır. Bu dosya Hibernate moduna her geçildiğinde güncellenir ama bu dosyada bir hata oluşursa eskisi gibi güncellenemez ve sürekli hataya sebep olur. Önce Hibernate modunu iptal edin ve daha sonra da bu dosya silinmezse kendiniz silin. Hibernate modunu tekrar aktif hale getirip eskisi gibi kullanabilirsiniz artık.
V-Sync nedir ve oyun performansını nasıl etkiler..
Uzun adı Vertical Synchronization olan V-Syncin (Detonator sürücülerinde Dikey Eşitleme adıyla geçiyor) oyun performansını düşürdüğünü söyleyebiliriz ama siz yine de okumaya devam edin, işin aslı o kadar da basit değil.
Önce kırılıma da diyebileceğimiz "tearing"in ne olduğunu bilmeliyiz. Eğer ekran kartı monitöre belirli bir zamanda monitörün gösterebileceğinden daha fazla kare (bildiğiniz gibi görüntüler kare kare hesaplanıp sırayla monitöre gönderiliyor) gönderirse ekranda kırılmalar olur ve bu kırılmalar da hassas bir gözü çoğu zaman rahatsız eder. Görüntüdeki bu kırılmalara "tearing" denir.
İşte bu kırılmaları engellemek için V-Sync kullanılır ve oyunlarda saniyede gösterilecek kare sayısının monitörün tazeleme hızını geçmemesi sağlanır. Günümüzde 60 Hz`in altındaki tazeleme hızları kullanılmadığından en kötü durumda bile oyun performansı 60 FPS ile sınırlanır ki bu da oyunlar için çoğunlukla ideal hızdır. Ama özellikle multiplayer oyunlarda hız herşeyden önemlidir. Oyun ne kadar hızlı çalırsa fare hareketleri de o kadar hassas olur ve bu yüzden saniyede gösterilecek fazladan 1-2 karenin bile hesabını yapan kimi multiplayer oyuncular V-Synci devre dışı bırakırlar.
CPU Stepping nedir..
Stepping denen kavram kabaca işlemci silikonunun versiyonu diyebiliriz. Stepping'de yapılan değişiklerin amacı, çalışma frekansını arttırmak, hataları düzeltmek veya elektriksel bir problemi çözmek olabilir.
Intel steppingleri iki formda tanımlıyor. Harf değişimi (B0 -> C0) bütün katmanların değişmesi gibi köklü bir değişiklikken rakam değişimi (A1 -> A2) sadece bazı katmanlardaki değişiklikleri temsil ediyor.
Bu stepping meselesi aynı sistemde birden fazla işlemci kullananaların kafasını karıştırabilir. Bazı durumlarda çoklu işlemci kullanımında değişik steppinglerdeki işlemcilerin bir arada kullanılması sorun çıkarabilir. Değişik işlemciler için kimi kısıtlamalar olabilir ve bu konu çoklu işlemci kullanımında (bu tip sistemlerin kullanıldığı profesyonel uygulamalardaki yük****ek performansa ve özellikle de stabiliteye olan ihtiyacı da düşünürsek) hayati önem taşıyabilir. Bu konuda en doğru bilgiyi işlemcinizin üreticisinin web sayfasında bulabilirsiniz.
Steppingde yapılan değişiklikleri yazılım güncellemeleri gibi düşünebilirsiniz: Kimi zaman son kullanıcıya bir faydası olmaz. Ama yine de genelde sonuncusu en iyisi olmalıdır.
Bad Sector nedir..
Bir hard diskte bilginin saklanabildiği en küçük bölge sektördür ve sektörler disk plakarı üzerine yayılmıştır. Bu sektörlere okuma/yazma kafalarıyla ulaşılır ve bu kafalar okuma/yazma işlemini plakalara değmeden manyetik olarak yaparlar. Disk çalışmadığı zaman da okuma/yazma kafaları plakalar üzerinde Landing Zone denen bir bölgeye "iniş" yapıp orada dururlar. Güçte ani bir kesilme veya bir dengesizlik sonucu bir kafa disk yüzeyine çarparsa Head Crash dediğimiz kafa çarpma olayı olur. Kafa landing zone yerine bir sektörün üzerine düşerse o sektör hasar görerek kullanılamaz hale gelir ve kullanılamayan bu bozuk sektöre Bad Sector denir. Diski tekrar sorunsuz olarak kullanabilmek için Scandisk gibi bir araç kullanılarak diskteki bad sectorler kullanılmamaları için işaretlenmelidir. Başka bir yöntemse diske low level format atarak sektörleri tekrar oluşturmaktır, bu esnada sektörler plakadaki bozuk kısımlar atlanarak sağlam bölgelerde tekrar oluşturulur.
Tam yük nedir, İşlemci nasıl tam yük altında çalıştırabilir..
Özellikle overclock tutkunları işlemcilerini tam yük altında çalıştırıp sistemlerinin overclock ettikleri hızda stabil olup olmadığını öğrenmeye çalışırlar. Tam yük gerçekte çoğu kişinin düşündüğü gibi değildir. İşlemciler ancak üreticilerinin laboratuvarlarında test amaçlı olarak gerçek anlamda tam yük altında (%100 yoğunlukta) çalıştırılabilirler. Özellikle NT tabanlı Windows işletim sistemlerindeki çoklu görev yönetimi hiçbir uygulamanın işlemciye gerçek anlamda %100 yüklenmesine izin vermez.
Yapılabilecek tek şey tam yükün similasyonunu yapan programlar kullanmaktır. Özellikle RC95, Prime 95 ve CPUBurn2 bu konuda sık kullanılan programlardandır. Programların yaptığı iş similasyon olduğu için işlemci sıcaklığı bazı programlarda daha fazla yükselirken bazılarında da daha az yükselebilir. Bu yüzden değişik sistemlerde çalışırken ya da overclock denemeleri yaparken sağlıklı bir karşılaştırma yapabilmek için sürekli aynı programı kullanmaya dikkat etmelisiniz.
IE 6.0'da aynı anda 2'den fazla dosya nasıl çekilir..
Aynı anda maksimum 2 dosyanın çekilmesine izin verilmesi. Bu rakamı artırmak mümkün. Yapmanız gerekenler şöyle:
1- Registry’i açın ( Başlat – Çalıştır -> Regedit ) (Star – Run -> Regedit) 2- Şu bölüme gidin:
Bu bölüme geldikten sonra, ekranın sağ tarafına sağ tuş tıklayıp yeni bir Dword eklemelisiniz.
Dword’ler ve değerleri şöyle olacak:
"MaxConnectionsPer1_0Server"=Dword:0000000a
"MaxConnectionsPerServer"=Dword:0000000a
Bu işlemi yapmak için sağ taraftaki boşluğa sağ tuş tıklayıp, “New – Dword” deyip yeni kayıt ismine yukarıda verdilen dword’lerden birincisini yazın. Tırnak işareti olmadan. İşinizi bitirdikten sonra son eklediğiniz değere çift tıklayarak değer olarak “a” girmelisiniz. Tırnaklar yok.
Aynı işlemi ikinci Dword için de yapmalısınız.
Windows XP yüklü bilgisayarım neden sürekli kendi kendine resetleniyor..
Windows XP bir sistem hatası oluştuğunda kendini otomatik olarak baştan başlatır. Bu durum hatanın kaynağını öğrenip üstüne gitmek isteyen kullanıcıların pek de hoşuna gitmez. Bunu engellemek için System Properties/Advanced/Startup and Recovery bölümündeki Settings düğmesine tıklayın ve açılan sayfada System failure altındaki seçeneklerden "Automatically restart" yazanı iptal edin. Böylece Windows baştan başlamak yerine hepimizin alışık olduğu o meşhur mavi ekranı getirir karşınıza sorun hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz.
Windows XP`de NetBEUI ağ protokolü nasıl kullanılır..
Küçük ağlarda çok sık kullanılan NetBEUI protokolü Microsoft tarafından artık desteklenmediği için Windows XP ile beraber kurulmuyor ve kurulumdan sonra da normal yollardan yüklenemiyor. Yine de isteyenler için kurulum cdsinde VALUEADDMSFTNETNETBEUI klasöründe NetBEUI sürücüleri mevcut. Yüklemek için yapmanız gerekenler: 1. nbf.sys dosyasını WINDOWSSYSTEM32DRIVERS klasörüne kopyalayın. 2. netnbf.inf dosyasını WINDOWSINF klasörüne kopyalayın. 3. Artık Control Paneldeki Network Connection Properties kısmından NetBEUI protokolünü diğer protokoller gibi yükleyebilirsiniz.
Northbridge ve Southbridge nedir?
Bir yongaseti North Bridge (Kuzey Köprüsü) ve South Bridge (Güney Köprüsü) denen iki yongadan oluşur.
Tipik bir Nortbridge yongası temel olarak işlemciden, bellekten ve AGP veriyolundan sorumludur ve bunların kontrolüyle bunlar arasındaki veri aktarımını sağlar. Ancak Northbridge ve Southbridge özellikleri üreticiye ve yongasetine göre farklılık gösterebilir ve bu genellemenin dışına çıkabilir. Örneğin AMD`nin Hammer serisi işlemcilerinde bellek kontrolcüsü işlemciye entegre olacağından bu işlemciyi destekleyen Northbridge yongalarında bellek kontrolcüsü bulunmayacak. Northbridge yongası fonksiyonlarından dolayı işlemciye, bellek ve AGP slotlarına yakın olmalıdır (sinyalin geçtiği fiziksel yollar ne kadar kısa olursa sinyal o kadar temiz ve hatasız olur) ve bu yüzden de anakartın üst kısmına yerleştirilir. Zaten adındaki “North” kelimesi de buradan gelmektedir.
Southbridge yongası ise giriş – çıkış birimlerinden, güç yönetiminden, PCI veriyolundan ve USB ile anakarta entegre özelliklerden (ses ve ethernet gibi) sorumludur. Adındaki “South” kelimesinin de yine anakarttaki pozisyonundan geldiğini kolayca tahmin edebilirsiniz.
Üreticilerin yonga setlerini iki parça halinde tasarlamaları anakart tasarımında esneklik sağlar. Örneğin USB 2.0 desteği olmayan bir yongasetine bu desteği eklemek için bütün yongasetini baştan tasarlamak yerine sadece Southbridge yongasında değişiklik yapmak çok daha kolaydır. Ayrıca değişik özelliklerdeki Soutbridge yongaları kullanılarak değişik kullanıcı gruplarına hitap etmek mümkün olur ve böylece kullanmayacağınız özellikler için boşuna para vermek zorunda kalmazsınız. Windows XP altında neden Flash Player 6.0'ı yükleyemiyorum..
Bu sorunun sebebi, Windows XP. Windows XP ile varsayılan olarak Flash Player 5.0 geliyor. Ve Flash Player'ı kontrol eden dosya (swflash.ocx) işletim sistemi tarafından korunuyor ve Macromedia'nın sitesinden Macromedia Flash Player 6.0'ı yüklemeye çalıştığınızda yüklenme onayı isteyen pencere çıkmıyor ve yükleniyor gözükmesine rağmen, Flash Player 6.0 hiç bir zaman yüklenmiyor. Bu soruna çözüm bulmak için birkaç işlem yapmak gerekiyor. Şu adımları takip edin:
Başlat -> Ara. Arama kutucuğuna flash.ocx yazın ve aratın. Karşınıza 3 adet dosya gelecek. 2 tane flash.ocx dosyası ve bir tane swflash.ocx dosyası. Bu 3 dosyayı da silin.
Başlat -> Ara. Arama kutucuğuna swflash.ini yazın ve bulunan dosyayı silin.
Bu işlemleri yaptıktan sonra sisteminizi yeniden başlatın. Yeniden başlattıktan sonra Macromedia'nın sitesinden Flash Player'ı yükleyebilirsiniz.
Eğer sorun bundan kaynaklanmıyorsa, sisteminizde bulunan pop-up ya da banner engelleyici programlar, flash animasyonların gösterimini engelliyor olabilir. Bu tarz programların özelliklerine girerek "Animasyonları engelle" gibi ayar bulunuyorsa, bunu iptal etmek işe yarayacaktır.
Windows XP`de Scandisk çalışacağı zaman açılıştaki bekleme süresini nasıl kısaltabilirim..
Eğer sisteminiz kapanırken bir hata oluştuysa ya siz Scandiski çalıştırmak istediyseniz Windows bir sonraki açılışında Scandiski çalıştırır ama çalıştırmadan önce on saniye bekler ve bu sürede bir tuşa basarak Scandiskin çalışmasını iptal edebilirsiniz. Bu süreyi kısaltmak için komut satırını açın ve CHKNTFS/T:4 yazın. 4 yerine saniye cinsinden istediğiniz başka bir değeri de yazabilirsiniz. Diğer seçenekleri de CHKNTFS/? yazarak görebilirsiniz.
AGP ve AGP Pro arasındaki fark nedir..
AGP Pro, AGP4X tabanlı bir teknolojidir ve asıl amacı ekran kartlarına ek akım sağlamaktır. Fiziksel ve elektriksel özellikleri daha farklıdır ve 3DLabs`in Wildcat serisindeki bazı kartlar gibi profesyonel ekran kartlarının elektriksel ihtiyaçlarını karşılamak için tasarlanmıştır.
AGP Pro slotu AGP slotundan iki uca doğru da daha uzundur (başında 20 ve sonunda da 28 tane fazladan pin vardır) ve bu ek bağlantıları kullanarak 12V ve 3.3V kanallarından ek akımla beslenir. AGP Pro AGP`nin sadece bir uzantısıdır, onun yerine geçmek için tasarlanmamıştır.
Bir AGP Pro slotu standart AGP kartlarla da uyumludur (Intel`in 845 ve 850 serisi chipsetlerindeki 1.5V sınırlaması aklınıza gelebilir, bu anakartlarda da 1.5 voltta çalışan kartlar AGP Pro slotlarında kullanıldığında yine sorunsuz olarak çalışırlar) ama AGP Pro kartlar standart AGP slotlarında çalışamazlar.
Standart AGP slotu ekran kartına 25 watt güç sağlayabilir. AGP Pro ile birlikte 25 wattan fazla güce ihtiyacı olan iki tip kart daha tanımlandı. Low Power AGP Pro kartlar 25 - 50 watt arası güce ihtiyaç duyarlar ve AGP Pro50 kartlar olarak adlandırılırlar. Bu kartlar kullanılırken sağlıklı bir soğutma için AGP slotunun hemen altındaki PCI slotunun boş bırakılması gerekir. Bir de 50 - 110 watt arası güç harcayan High Power (AGP Pro110) AGP Pro kartlar vardır ve bu kartlar için de sağlıklı bir soğutma için AGP slotundan itibaren 2 tane PCI slotu boş bırakılmalıdır.
AGP ve AGP Pro arasında performans farkı olmadığı gibi şu an piyasada klasik son kullanıcıya hitap eden AGP Pro kartlar da bulunmamaktadır.
OEM İfadesi Tam Olarak Nedir..
Fiyat listelerinde veya bir bilgisayarcının sitesine baktığınızda OEM RAM, OEM VGA gibi ifadeler görürsünüz. OEM kelimesinin anlamı kullanıcılara öyle empoze edilmiştir ki, büyük bir kesim OEM deyince aklına hemen markasız ve kalitesiz ürün gelir.
Halbuki işin aslı farklı. Birincisi, OEM RAM, OEM VGA gibi ifadelerin yanlış olduğunu belirtelim. İkincisi, bir ürün kalitesiz veya markasız denecekse No-Name ifadesi kullanılmalı.
OEM, Original Equipment Manufacturer, yani "orjinal ürün üreticisi" anlamındadır. Bilgisayar ürünleri kutulu satılır. Bu ürünlere BOX (Kutulu) ürün denir. Toplu halde parça alımı yapan sistem entegratörleri, ürünleri kutulu almazlar. Çünkü kutu, hacmi artırıp sevkiyat masraflarını yükseltir ve sistem entegratörleri için bu kutular manasızdır. Dolayısı ile kutusuz halde alırlar. Genelde yanında ufak bir kitapçık ile verilir ürün. Bu ürünün kutulu versiyonunda hiçbir farkı yoktur. İşte bu kutusuz ürünlere OEM ürün adı verilir. Hiç bir şekilde kalite göstergesi değildir.
Örneğin, CD yazıcılarda OEM ifadfesine çok rastlarız. LG BOX CD-RW ve LG OEM CD-RW gibi. Peki fark nedir? Kalite olarak ürünlerin farkı yoktur. BOX olan versiyonda hoş bir kutu içerisinde ekstra boş CD'ler, kitapçıklar verilirken, OEM versiyondaki ürünü jelatin içinde ve bir CD ile verilir.
ECC, Registered ve Buffered SDRAM ne anlama geliyor..
Registered (RAM söz konusu olunca buffered ile aynı anlama geliyor) SDRAM`ler iş istasyonları ve sunucular için çok önemlidir. Veri ve saat hızıyla ilgili pinler dışındaki bütün pinler buffer (tampon) olarak bir register (kayıt diyebiliriz) kullanırlar ve bu sayede bellekteki adreslere ulaşmak daha az zaman alır, bu da çok sayıda bellek modülünün aynı anda sorunsuz olarak kullanılabilmesi için bir zorunluluktur. Bu sayede sunucu anakartlarında çoğu zaman 8 taneye kadar modül kullanılabilir. Bu pinlerde birer kaydın adreslerin tamponlaması için kullanılması veri aktarımında bir gecikmeye sebep olsa da bu gecikme bazı durumlarda maskelenebilir.
ECC (Error Control & Correction) kavramıysa biraz daha farklıdır. ECC, veri aktarımı sırasında bellekteki hataları algılayıp düzeltmek için kullanılan bir hata tanıma/düzeltme devresidir. Bir bellek bitinde Alfa ve Beta tanecikleri iyonlaşmaya sebep olarak o bitin değerini değiştirebilir (0->1 veya 1->0) ve buna da bit flip denir. Eskiden ECC bellekler yerine kullanılan pariteli belleklerde de sistem, belleğin okunması sırasında değeri bit flip olayı yüzünden değişen bir biti algılayabilirdi ama bu durumda “Parity Error” hata mesajını verip kilitlenirdi. Sonuçta da bozuk verinin yazılması engellenmesine rağmen bütün veriler silinirdi. ECC, 64 bitin içinden bit flip yüzünden değişime uğrayan bir tanesini bulup düzeltebilir ve bu hata iki bit olarak algılanıp o şekilde kullanılabilir. Bu sayede sistemin çalışması sekteye uğramaz.
2GB üstü bellek kullanımında modüllerin "buffered" olması çoğu zaman bir zorunluluktur. ECC kavramı ise klasik masaüstü kullanıcıları için çok da önemli değildir. ECC bellek kullanabilmek için kullanılan anakarttaki yonga setinin de mutlaka ECC desteği olmalıdır. Bu konuda en doğru bilgiyi anakartınızın kitapçığında bulabilirsiniz.
Müzik CD`lerini dinlemek için CD Audio kablosunu takmak şart mı..
Bilgisayarlardaki CD/DVD sürücüler müzik CD`lerini okumak için üç yöntem kullanırlar.
Bunlardan ilki, ve de en çok kullanılanı, analog bağlantıdır. Sürücü normal bir CD Player gibi davranıp müziği okuduktan sonra onu analog bir sinyal olarak dışarı iletir. Bu sinyal bir kabloyla direk olarak ses kartına gönderilir ve sistemden hiçbir bilgi geçmez. Duyacağınız ses sürücünün ön panelindeki kulaklık çıkışına (eğer varsa) taktığınız bir kulaklıktan duyacağınız sesten farksız olacaktır. Analog ses bağlantısı 4 pinli ve 3 kabloludur, sürücünüzün arkasından ses kartındaki ilgili bağlantıya gider.
İkinci yöntem ise dijital bağlantıdır ve bu yöntem kullanıldığında ses kablodan dijital bir sinyal olarak gönderilir ve ses kartı bunu isterse dijital bir çıkışa verebilir ya da kendi codeclerini kullanarak analog bir çıkışa dönüştürebilir. Bu yöntemle daha temiz bir ses elde edilir ama dijital ve analog çıkışta da sürücünün özellikleri ses kalitesini sınırlar. Bu yöntem için 2 pinli, 2 kablolu bir bağantı kullanılır ve yine sürücünün arkasından güncel ses kartlarında bulunan dijital girişe bağlanır.
Üçüncü yöntem ise Dijital Audio Extraction (DAE) olarak adlandırılır ve sürücü müzik bilgisi üstünde hiçbir işlem yapmadan onu ham olarak sistem belleğine gönderir. Daha sonra bu bilgi işlemci tarafından işlenerek PCI veriyolu üzerinden ses kartına gönderilir ve ses kartı tarafından bir wav dosyası gibi çalınır. Bu yöntem en yüksek ses kalitesini verir ve bilgiler IDE kablosu üzerinden aktarıldığı için ek bir kabloya da ihtiyaç duyulmaz. Bu yöntem Microsoft tarafından Digital CD Audio olarak adlandırılır ve Device Manager bölümüne girerek CD/DVD sürücü özelliklerinden bunu aktif hale getirebilirsiniz.
Ama bu yöntemin de bazı dezavantajları vardır:
- Bütün sürücüler DAE modunu desteklemez (özellikle de eski olanlar).
- Zaten kalabalık olan PCI trafiğine biraz daha yük biner.
- Çoğu sürücü DAE modunda en yüksek hızda çalışıp çok ses çıkarırlar. (Sesle başa çıkmak için sürücünüzü yavaşlatan bazı programlardan yararlanabilirsiniz)
Ses kalitesindeki farkı kulağınız çoğu zaman hissedemeyebilir, en iyisi deneyerek hangi yöntemi kullanacığınıza sizin karar vermeniz. Genelde ikinci metodu kullanmak en iyisidir, hem ses analog sese göre daha kalitelidir hem de DAE modunun dezavantajları bu yöntemde yoktur.
AMD işlemcim yanar mı..
Hala AMD işlemci almak istediğimizde “Bunlar çok ısınır,yanar,patlar,çatlar.....” gibi cevaplar alabiliyoruz ve kullanıcılıların da kafası bu konuda biraz karışık. Umarım bu yazıyla kafanızdaki bazı soruların cevabı netleşir.
Palomino çekirdeğine kadar AMD işlemcilerde çekirdeğe entegre termal diyot yoktu ve bu yüzden de sıcaklık ölçümü ancak sockete yerleştirilen bir parçayla işlemcinin alt yüzeyinden yapılabiliyordu Daha sonra AMD, işlemci çekirdeklerine termal diyot entegre etmesine rağmen PCB tasarımlarını değiştirmek ve ek devreler için de 2-3 dolarlık masraf yapmak istemeyen anakart üreticileri sıcaklık okumak için bir süre daha eski yöntemi kullandılar ama sonunda AMD`nin bu özelliği bir zorunluluk haline getirmesiyle çekirdekten sıcaklık okuyabilen anakartların sayısı artmaya başladı. Şu an güncel anakartların hemen hepsi işlemci çekirdeğinden sıcaklık okuyabiliyorlar.
İşlemci soğutucusunda iki tip arıza olabilir. Bunlardan en çok rastlananı fanın bozularak zamanla veya bir anda durması. Diğeriyse (çok uç bir durum olsa da imkansız değil) heatsinki tutan klipsin zamanla gevşeyerek soğutucunun yerinden çıkmasına sebep olması. İlk durumda işlemci çekirdeğinden sıcaklık okunamasa bile işlemci kurtulabilir çünkü sıcaklık yavaş yavaş artacağından aşırı ısınma zamanında farkedilebilir. Ama soğutucunun yerinden çıkması durumunda işlemci çekirdeği aniden çok hızlı ısınmaya başlar ve sıcaklık işlemci çekirdeğinde alt yüzeye göre kat kat daha hızlı artar. Bu durumda anakartın zamanında müdahele edip sistemi kapatabilmesi için işlemci çekirdeğinden sıcaklık okuyabiliyor olması şarttır.
Show Desktop ikonu çalışmıyor..
Eğer yanlışlıkla görev çubuğu/taskbar'da bulunan masaüstünü göster/show desktop ikonunu sildiyseniz ya da herhangi bir nedenle bozulmuşsa durumu düzeltmek için aşağıdaki işlemi yapın.
Önce notepad'i açın. İçine altta verdiğimiz yazıları copy paste edin. Dosyayı show desktop.scf olarak kaydedin. Dosyayı istediğiniz bir yere koyabilirsiniz. Dosyanın kısayolunu oluşturun ve bu kısayolu taskbar'a yerleştirin. İşlem tamam.
Kod haricinde, masaüstüne dönmek için Windows tuşu + D tuş kombinasyonunu kullanabilirsiniz.
Yeni sabit disk aldım fakat neden tam kapasite ile göremiyorum..
İlk olarak şunu belirtelim, diskinizde herhangi bir sorun yok. Bu durum, disk üreticilerinin byte/kilobyte/megabyte/gigabyte hesaplamasından kaynaklanıyor.
Normal şartlarda kapasitelerin birbirine göre dönüşümü şöyledir:
1 GB = 1024 MB
1 MB = 1024 KB
1 KB = 1024 byte
Disk üreticileri ise rakamları yuvarlıyor ve ortaya şu rakamlar çıkıyor:
1 GB = 1000 MB
1 MB = 1000 KB
1 KB = 1000 byte
Hal böyle olunca, ortada bir karışıklık çıkıyor. Bir diskin kapasitesini belirlemek için kullanınan esas birim Byte'dır. Yani, disk üreticilerine göre 80 GB'lık diskin kapasite 80.000.000.000 byte. Bu onlara göre 80 GB demek. Ama işletim sistemleri gerçek dönüşüm rakamlarını kullandığı için ortaya çıkan tabloyu 80 GB'lık bir disk için özetleyelim. Diskin boyutu 80.000.000.000 byte. Öyleyse işlemi tersten alıp GB'a doğru gidelim:
Elektrik gidip geldiğinde sistemin yeniden çalışması..
Normal
