Bir odada dört mum sessizce yanıyordu. O
kadar derin bir sessizlik hüküm
sürüyordu ki odada aralarındaki fısıltı şeklindeki konuşmalar bile
rahatlıkla işitiliyordu.
1. Mum "ben Barış'ım!" dedi. Ancak kimse benim sürekli yanık kalıp
etrafima
ışık saçabilmeme yardımcı olmuyor. Artık sönmek üzereyim... Ve sessizce
karanliğa gömülüverir...
2. Mum "ben İman'ım" der. Ama artık gerekli olduğuma inanmıyorum.. Yanık
kalmamın da bir kıymeti kalmadı diye eklerken hafif bir esinti ışığını
söndürüverir.
3. Mum çok üzgündür. "Ben SEVGİ'yim" ama etrafıma ışık verecek gücüm
kalmadı.
İnsanlar beni hep kenara itiyorlar. Kendilerine en yakın olanları bile
sevmemeye başladılar. Sessizce söner gider Sevgi mumu...
O sırada içeri aniden bir çocuk girer. 3 mumun söndüğünü görünce sebebini
sorar ve niçin sonuna kadar yanmadıklarına hayıflanarak ağlamaya başlar.
4. Mum yumuşak ve yatışıtırıcı sesi ile çocuğa ağlamamasını söyler.
"Korkma
ben etrafıma ışık saçtığım sürece diğerleri yeniden yanarlar ve onlar da
aydınlatmaya devam ederler. Zira ben UMUD'UM !" Gözleri parlayan çocuk
umut
mumunu alır ve diğerlerini sevgiyle teker teker yakar.
İçinizdeki umut mumunun saçtığı ışığı asla söndürmeyin. Küçük çocuk gibi
diğer sönmek üzere olan üç mumun da sürekli yanık kalmalari için çaba
harcayın...