Geri git   Van.GEN.TR Forum | Yerel Van Forumu > Serbest alan > Serbest Kürsü

Serbest Kürsü HertürLü konuyu açıp payLaşabiLirsiniz...

Cevapla
 
Konu Araçları Stil
Alt 16/03/10, 17:04   #1
hayat
Albay
 
hayat - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Jun 2007
Mesajlar: 853
Tecrübe Puanı: 27 hayat has much to be proud of hayat has much to be proud of hayat has much to be proud of hayat has much to be proud of hayat has much to be proud of hayat has much to be proud of hayat has much to be proud of hayat has much to be proud of
Standart Halepçe Katliamı



Kürt Soykırımı: Halepçe…

İran-Irak Savaşı’nın sekizinci yılında Enfal Operasyonu kapsamında gerçekleştirilen Halepçe Katliamı’nda, binlerce Kürt korkunç bir şekilde katledildi. 16 Mart 1988′de gerçekleştirilen katliam sırasında İran sınırına yakın bir bölgede bulunan Halepçeliler, Irak ordusunun helikopter ve uçaklardan attığı kimyasal gazlardan kendilerini koruyamadı. Saldırılarda 10 binlerce kişi öldü, 10 binlerce kişi yaralandı. Üzerinden 20 yıl geçen katliamın izleri halen dün yaşanmış gibi orta yerde duruyor. Halepçe Katliamı’yla sonuçlanan Enfal Operasyonu’nun tanıkları ise, Irak rejiminin Kürtlere yönelik izledikleri ‘Enfal politikasının’ aslında 1978 yılında uygulamaya konulan toplu köy projesiyle başladığını, ancak 1979′da Irak-İran Savaşı’nın başlamasıyla kesintiye uğradığını, 1986 yılında iki ülke arasındaki savaşın rutinleşmesi sonucu yeniden başladığını, Halepçe Katliamı ile soykırıma dönüşerek 92 yılına kadar devam ettiğini belirtiyorlar.

Kürt Enfal’i tanıklarından Ömer Hamit ile, Bêsenanê köyü muhtarı Hekim Hacı Resul, Enfal’in Irak rejimi tarafından 1978 yılında öngörülen toplu köy projesiyle başladığını söylüyor. Molla Mustafa Barzani’nin 1958 yılında Abdul Kerim Kasım tarafından Sovyetler Birliği’nden çağrılarak otonominin verilmesinin Kürtlerin tarihte elde ettikleri en büyük kazanım olduğunu söyleyen Hamit, ancak 1973 yılında kabul edilen, Kürt tarihinde de ‘Aş Betal’ diye geçen ve Molla Barzani tarafından imzalanan anlaşmanın Enfal’in başlangıcı olduğuna dikkat çekiyor. Anlaşmanın ardından Kürt hareketi içinde yaşanan çalkantı ve 3 yıl sonra da Celal Talabani’nin Kürt güçlerini ikiye bölme girişiminden daha fazla güç alan Irak rejiminin, 1978 yılında Kürdistan’ı boşaltma ve asimilasyonu hızlandırma amacıyla uygulamaya koyduğu toplu köy projesiyle Enfalı başlattığını belirten Hamit, şöyle konuştu: ‘Aş Betal olayından sonra KDP ciddi bir sarsılma yaşadı. Celal Talabani’nin de ayrılmasıyla ciddi bir şekilde darbelendi. Ki Güney topraklarında hemen hemen güçleri kalmadı gibi. Bunu iyi bir fırsat olarak görüp değerlendiren Hasan Bekir yönetimindeki Irak rejimi toplu köy projesini geliştirdi.’

Toplu köy projesi çerçevesinde ilk önce köylerin boşaltılmaya başladığını, ardından küçük kasabalar ve sırasıyla büyük kasaba ve ilçelerin boşaltıldığını hatırlatan Hamit, ‘Toplu köy projesi direnişi kırılan Kürtleri tamamen ele geçirmeyle daha iç bölgelere aktarılarak asimilasyonu hızlandırmak amacıyla geliştirildi. Güney-Kuzey ve Doğu sınırına yakın yerlerle Xakurkê’deki 36 köyden başlanarak Diyana, Sideka gibi ilçelere bağlı ve giderek iç bölgeler olan Revanduz’a doğru, oradan da Kandil alanına doğru genişleyen bölgede ne kadar köy varsa boşaltılmaya başlanarak Enfal hareketi sürdürülmeye başlandı’ diyor.

Önce asimile etmek istediler

1978 yılında toplu köy projesiyle başlayan Enfal hareketi sonucunda Xakurkê’den Kandil’e kadarki alanda bulunan yüzlerce köyden tahliye edilen Kürtlerin geçici olarak Hewlêr yakınlarında kurulan bölgelere aktarılarak orada tutulduğunu belirten Bêsenanê köyü muhtarı Hekim Hacı Resul ise, şunları anlattı: ‘Köylerin hepsini yakıp yıktılar. Dağlara çekilenler çekildi, geri kalanlar ise Hewlêr yakınlarında hazırlanan merkeze aktarılmaya başlandı. Her ne kadar adına toplu köy merkezleri denilse de, Hewlêr’de toplanan aileler Araplaştırılmak amacıyla oradan da alınarak Irak içlerine doğru aktarılıyordu. Eğer Kürtler buna karşı direnmeseydi, şu an Güney Kürdistan’da Kürt diye bir şeyden söz edilemezdi. Çünkü dönüp baktığımızda öyle birkaç yıl sürecek bir planla gerçekleşen bir hareket olmadığı, başkanlar değişse de hareketin sürdüğünü görüyoruz.’

Savaş Enfal’i kesintiye uğrattı

‘Aş Betal’ olayıyla başlayıp 1978 yılında toplu köy projesiyle devam eden Irak rejiminin Kürt Enfal’i, 1979 yılında Irak yönetiminin el değiştirerek Saddam Hüseyin’in başa gelmesiyle devam edecekti. Çünkü Enfal ile darbelenen Kürt direnişinin bitirilmesi ve Kürtlerin tamamen asimile edilmesi hedeflenmişti. Saddam’ın iktidara gelmesinden sonra Enfal’ın hızlandırılarak sürmesi beklenirken tersine bir gelişme oldu. İktidara yeni gelen Saddam Hüseyin, Kürtlerle mücadeleyi geçiçi olarak bırakı. Önce 1979 yılında Kürtlerin kurban edildiği Cezayir Anlaşması’nı fesh ederek 9 yıl sürecek olan Irak-İran Savaşı’nı başlattı. Irak-İran Savaşı’nın Enfal’i kesintiye uğrattığını dile getiren Hamit, o günleri, ‘İlk önce Saddam Hüseyin’in Enfal’den vazgeçtiği söylenmeye başlandı. Ancak Musul ve Kerkük’ü Kürtsüzleştirmesi, çoğu kadın, çocuk ve yaşlılardan oluşan binlerce kişinin ölümüne neden olan Halepçe’de kullandığı kimyasal silah, onun Enfal’i ne denli önemsediğini ve gerçekleştirmek istediğini sonradan gösterdi. Onun gerçek ve acımasız yüzünü iki yüzlü dünyaya gösterdi’ şeklinde anlattı.

Enfal yeniden başladı

Ali Askeri’nin silah arkadaşı Ahmet Şeroji, 1978 yılında başlayıp, ancak Saddam Hüseyin’in iktidara gelmesiyle başlayan Irak-İran Savaşı’yla kesintiye uğrayan Enfal’in 1986 yılında yeniden başladığını belirtti. 86 yılında Enfal yeniden başlayınca bu kez Baas rejimi askerlerinin daha da acımasız olduğunu söyleyen Şeroji, ‘Enfal 86 yılında yeniden başladı. Ama bu kez askerler çok daha acımasız davranıyordu. Kaledizê, Sengasor, Jarava, Bestestên, Tosuran ve Penalkê ile bu kasabalara bağlı tüm köyler boşaltıldı. Buralardan biraz daha büyük bir yer olan Ranya ve Soran Mıntıkası’nın en büyük kenti olan Süleymaniye kaldı. Eski Enfal denemelerinde bizim mıntıkada evlere çok fazla karışılmıyordu. Ama bu kez evlere patlayıcılar yerleştirilerek havaya uçuruluyordu’ diyerek anlatıyor o günleri.

Göçertilen halkın Hewlêr’e bağlı Xebat, Kevergosik ve Cidida ile Süleymaniye’ye bağlı Topreva, Bazyan 1 ve 2 ile Teynal’a aktarıldığını, burada da önlerine teslimiyet ve zindan gibi iki seçenek konulduğunu söyleyen Şeroji, ‘Enfal politikasıyla onlar Kürtlere tek bir yol bırakmışlardı; teslimiyet ve zindan. İhaneti kabul edenler oldu. Kabul etmeyenler ya infaz ediliyordu ya da götürülüp zindana kapatılıyordu. Bunun karşısında bir tek yolumuz kalmıştı: Ya direnecektik ya da teslim olup yok olacaktık. Bu yüzden direnmeyi seçenler götürüldükleri yerden kaçarak dağlara sığınmaya başladı. Köylerdeki yıkık evlerini yaparak ülkelerinde ve toprakları üzerinde kaçak yaşamaya başladı.’

Canını teminat yaptı, ama ne fayda

1986 yılında Enfal yeniden başlayınca Renvandüz ile iç bölgelerdeki Ranya, Türkiye sınırındaki Diyana ve İran’la gümrük kapısı olan Haci Umran’a kadarki geniş coğrafyada bulunan yüzlerce köyün mensubu olduğu Baliçi Aşiret Reisi Şeyh Ömer Baliçi, boşaltılmamış birkaç köylerinin de boşaltılıp yakılmaması için Baas rejimine canını teminat olarak gösterdi. İran-Irak Savaşı’nın uzun sürmesinden yaralanan, İran, Türkiye ve Suriye’deki peşmergelerle daha önce teslim olan peşmergelerin toparlanarak yeniden alana geldiklerini söyleyen Şeyh Ömer Baliçi, peşmergelerle Baas’ın iki ateşi arasında kaldığı için teminat olarak canını ortaya koyduğunu söyledi. Şeyh Ömer Baliçi, olayları şöyle anlattı: ‘Kürtlerin Enfal’i yeniden başlamıştı. Aşiretimin köylerinin hemen hemen hepsini boşaltmışlardı. Yaşadığım Bergirkê köyüyle aşiretimizin diğer ileri gelenlerinin yaşadığı ve Revandüze daha yakın olan 7 köyü boşaltmamaları için Baaslılarla görüşmeye gittim. Görüşmede benden teminat olarak canımı ortaya koymamı istediler. Ki bir aşiret reisi olarak aşiretimi bırakıp bir yere gidemeyeceğimi onlar da biliyordu. Ben de teminat olarak canımı gösterdim. Bu şekilde yaşadığım köyle birlikte sekiz köyümüzün boşaltılmasını 88 yılına kadar sadece geciktirebildim. Kaldığım bu iki yıl içinde çevre köylerden birçok aile götürüldükleri yerlerden kaçıp köye geri gelerek kaçak bir şekilde yaşamaya başladı. 25 Mayıs 88′e geldiğimizde artık teminat olarak ortaya koyduğum canım da köylerimizi kurtaramadı. 25 Mayıs 1988′de bizi de Hewlêr yakınlarında hazırladıkları yerlere gitmek üzere sürdüler.’

Ölümü karşılamak…

Şeyh Ömer Baliçi, 25 Mayıs 1988 yılında Baas rejiminin Kürtlere uyguladığı Enfal sonucunda kendi topraklarında sürgüne gönderildiklerinde götürüldükleri Hewlêr’de kendisiyle birlikte aşiretinden 12 kişinin tutuklanıp idamla yargılandıklarını belirterek, Arap bir aşiretin reisi olan Gazi Yaver’in Ali Rakal adındaki amcasının oğlunun yardımıyla idamdan kurtulduklarını söyledi. İdamdan kurtulduktan sonra bir süre daha sürgün edildiği Hewlêr yakınlarındaki toplama kampına benzer Xebat’ta kaldığını belirten Baliçi, Halepçe’de kimyasal silahın kullanmasından sonra ölümü toprakları üzerinde karşılamayı beklemek üzere köyüne döndüğünü söyledi.

Halepçe Kürt katliamını belgeledi

Halepçe Katliamı’na kadar Musul, Kerkük, Zaxo, Duhok, Hewlêr ile Süleymaniye ve buralara bağlı kasabalarda on binlerce insanın kaybedildiğini, birçoğunun öldürüldüğünü hatırlatan Şeyh Ömer Baliçi, Halepçe’nin aslında sistematik olarak Kürtlere uygulanan katliamın bariz bir örneği olduğunu vurguladı. Halepçe Katliamı’nın Saddam Hüseyin’in Kürtler şahsında insanlık karşısında işlediği en büyük suç olduğunu dile getiren Baliçi, ‘Halepçe Katliamı ile Saddam Hüseyin’in katliamlarını dünya duymaya başladı. Oysa bu katliam ne ilk, ne de son katliamdı. Bu katliama gelene kadar milyonlarca Kürt tutuklandı. On binlercesi öldürüldü. Milyonlarcası sürgün edildi. Enfal döneminde sürgün edilen Kürtlerden bazıları dünyanın öbür ucuna ulaştı. Halepçe Katliamı Enfal uygulamasında bir sonuçtu. Saddam Hüseyin’in Kürt vahşetini belgeledi’ şeklinde konuştu. Bölge devletleriyle uluslararası tüm güçlerin Baas rejiminin Kürt enfalını görmezden geldiğini hatırlatan Baliçi, ‘Hiç kimse Baas rejimi tarafından sistematik bir şekilde on yılı aşkın bir zaman alan Kürt Enfali’ni görmedi. Hadi bunu görmedi ya da uluslararası diplomatik, siyasi çıkarları gereği bunu görmezden gelebildiler diyelim. Buna bir yere kadar anlam verilebilir. Peki ya insanlık suçu ve ayıbı olan Halepçe Katliamı’nı görmemelerine ne diyeceğiz? İşte burada yani Kürt gerçeğinde dünyanın iki yüzlülüğü çok somut bir şekilde ortaya çıktı’ diye konuştu. REWANDUZ
Enfal Halepçe’den sonra da devam etti

Halepçe gibi ürpertici ve kanlı bir sonuç ortaya çıkmasına rağmen Saddam Hüseyin yönetimindeki Irak Baas rejiminin Kürt Enfali politikasının durmadığını, bu politikanın 1990 yılındaki I. Körfez Savaşı’na kadar devam ettiğini kaydeden Şeyh Ömer Baliçi, konuşmasını şöyle sürdürdü: ‘78 yılında Hasan Bekir iktidarında başlatılan Enfal hareketi 1992 yılına kadar devam etti. 1990 yılındaki I. Körfez Savaşı’nda Kuveyt’te darbe yiyen Saddam Hüseyin’in sözde cumhuriyet muhafızları tankları, toplarıyla gelip Kürdistan’a yöneldiler. Yüz binlerce Kürdü yine dağlardan Türkiye ve İran sınırlarına sürdüler. Yüzlercesi yolda hastalık, açlık ve ilaçsızlıktan öldü. Kürt trajedisine yeni bir halka daha eklediler. Türkiye ve İran’a göç edenlerden hayatta kalanların bir kısmı bir yıl içinde geri döndü. Ülkede kalanlar için de çoktan bıçak kemiğe dayanmış hatta içine kadar da işlemişti. Sonuç bilinen 1992 halk isyanı oldu.’

Saddam bir insanlık kasabıdır

Kadın, çocuk, yaşlı, genç demeden binlerce insanı öldüren, kent, kasaba ve köyleri boşaltan Saddam Hüseyin’in devrilmesinin ardından kısa bir süre sonra iki oğlu öldürüldüğünde kendisine, acaba evlat acısının ne olduğunu anladı mı biçiminde bir soru sorduğunun altını çizen Baliçi, ‘O bir Kürt kasabıdır. Sadece Kürtleri değil diğer haklardan da binlerce insanı öldürdü. Binlercesini kaybetti. Doğrusunu söylemek gerekirse o bir insanlık kasabıdır. Ve h�l� mahkemenin karşısına çıkıp sanki hiçbir şey yapmamış gibi konuşabiliyordu. Acaba hangi yüzle insanlığın karşısına çıkıyor diye düşünüyordum. On yıllarca Kürtlere uygulanan bir politikanın en kanlı halkası olarak tarihe ve insanlığa nasıl bir ifade verecekti. Ama mahkemedeki duruşuna bakıldığında hiçbir şey yapmamış gibi. Onun suçlarını sanki ben işlemişim’ diye konuştu.

Acısı çok, bedeli ağır da olsa kazandık!

1992 yılına gelindiğinde artık Güneyli Kürt güçleri adına peşmerge dışında hiçbir şey kalmadığı bir sırada Enfal ve katliamların canına tak ettiği Kürt halkının Kaledizê’den bir isyan başlattığını, iki gün içinde isyanın tüm Güney Kürdistan’a yayıldığını belirten Baliçi, anlatımlarını şöyle noktaladı: ‘KDP ve YNK darmadağın olmuştu. Tek tük peşmergeleri dışında Güney’de hiçbir şeyleri kalmamıştı. Barzaniler ve Talabani de ülkeyi terk etmişti. Halkta da ne umut, ne de yaşam adına bir şey kalmıştı. Topraklarından sürülme, her sürgünde yüzlercesinin ölümü, yine aralarından götürülüp öldürülenler ve zindanlara atılanlarla 14 yıllık Enfal politikasının acıları halkı ya teslim olmaya götürecekti ya da bir isyana. Her gün biraz daha kinini biriktiren halk sonunda Kaledizê’de patladı. Saddam Hüseyin’in cumhuriyet muhafızlarının kalelerini tek tek ele geçirdi. Kaledizê’de başlayan isyan ateşi Güney Kürdistan’ın tamamını sardı. Halk Kerkük, Musul dışındaki topraklarının tamamını ele geçirdi. Bir süre sonra da KDP ve YNK gelip üzerine oturdu ve halkı yönetmeye başladı. Güney Kürdistan’da bugün elde edilen kazanımlar 14 boyunca süren ama çok acılar yaşatan Enfal hareketi uygulamasının sonucunda oluşan birikimlerin Kaledizê’deki patlamasının ürünüdür.’

SEYİT EVRAN
__________________
Hayat; vektorel kısa bir çizgiden ibaret. O nu dilediğinizce çizin. Çizin, çizin... KORKMAYIN
hayat isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konu Sayısı: 371
Alt 16/03/10, 17:08   #2
hayat
Albay
 
hayat - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Jun 2007
Mesajlar: 853
Tecrübe Puanı: 27 hayat has much to be proud of hayat has much to be proud of hayat has much to be proud of hayat has much to be proud of hayat has much to be proud of hayat has much to be proud of hayat has much to be proud of hayat has much to be proud of
Standart

Halepçe katliamını en iyi anlatan fotoğraf, Ramazan Öztürk’ün katliamdan sonra hemen bölgeye ulaşıp çektiği fotoğraftır.

Bu fotoğraf, bombardıman başladığı sırada oğlunu alıp kaçmak isterken bir merdiven dibinde düşüp yaşamını yitiren Ömer Xawir’in fotoğrafıdır. Halepçe katliamını en derin çizgilerle anlatan bu fotoğrafla birlikte Halepçe’de Ömer Xawir’in büstü de yapılıyor. Bu fotoğrafı çeken Ramazan Öztürk, yıllar sonra Halepçe’ye gidip bu büstü yapan heykeltıraşa “Neden Ömer Xawir?” diye sorduğunda heykeltıraş da “Ömer Xawir ölürken bile çocuğuna ağırlığını vermemek için kolundan destek almış. Son nefesini verirken bile o koruma duygusuyla, babalık duygusuyla hareket etmiş.” şeklinde açıklar.

This image has been resized. Click this bar to view the full image. The original image is sized 600x420 and weights 121KB.



[Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....][Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....][Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....][Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....][Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....][Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....][Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....][Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....][Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....][Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....][Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....][Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....][Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....][Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....][Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....]
__________________
Hayat; vektorel kısa bir çizgiden ibaret. O nu dilediğinizce çizin. Çizin, çizin... KORKMAYIN

Konu hayat tarafından (16/03/10 Saat 17:19 ) değiştirilmiştir..
hayat isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konu Sayısı: 371
Alt 16/03/10, 17:18   #3
hayat
Albay
 
hayat - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Jun 2007
Mesajlar: 853
Tecrübe Puanı: 27 hayat has much to be proud of hayat has much to be proud of hayat has much to be proud of hayat has much to be proud of hayat has much to be proud of hayat has much to be proud of hayat has much to be proud of hayat has much to be proud of
Standart

Bugün Halepçe'de anneler daha hızlı soluk alıp verdiler. Havadaki bütün zehri içlerine çekmek için,daha hızlı, en önce ölmek için, çünkü bütün anneler bilir ki kucağındaki yavrusunun ölümünü görmek ölmekten daha acıdır.
__________________
Hayat; vektorel kısa bir çizgiden ibaret. O nu dilediğinizce çizin. Çizin, çizin... KORKMAYIN
hayat isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konu Sayısı: 371
Alt 17/03/10, 14:58   #4
Arkeolog
Orgeneral
 
Arkeolog - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Jan 2008
Bulunduğu yer: Her Yerden...
Mesajlar: 1.951
Tecrübe Puanı: 26 Arkeolog is a splendid one to behold Arkeolog is a splendid one to behold Arkeolog is a splendid one to behold Arkeolog is a splendid one to behold Arkeolog is a splendid one to behold Arkeolog is a splendid one to behold Arkeolog is a splendid one to behold
Standart

İnsanı bazen insan olmaktan utandıran manzalar...
Bunların sorumluları hakkettikleri cezayı buldular (?) ancak zihniyet değişmedikçe bu manzaraların da sonu gelmeyecek... Dün Hiroşima da bugün Halepçe de yarın kimbilir nerde...
Utanç verici, utanç..

Teşekkürler bu duyarlılık için, paylaşım için.
__________________
YAŞAMAK GÜZEL ŞEYDİR,
HAYATA İNAT..!



Korktukça İnsan, Tutsak; Ümit Ettikçe Özgürdür...



Arkeolog isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konu Sayısı: 66
Takımınız:
Alt 21/03/10, 20:58   #5
RoN@hi
Cumhurbaşkanı
 
RoN@hi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Aug 2009
Bulunduğu yer: a$kistaN
Mesajlar: 7.752
Tecrübe Puanı: 25 RoN@hi is a jewel in the rough RoN@hi is a jewel in the rough RoN@hi is a jewel in the rough RoN@hi is a jewel in the rough
Standart

Zalimin zulmü yanına kar kalmaz.Elbette bu katliamların hesabını vereceklerdir.Güzel paylaşımın ve hassasiyetinden dolayı teşekkürler.
__________________
"SeN" 0L da;

İster yar oL ister yara !!

Lütfun da ßaşım üstüne kahrın da...
RoN@hi isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konu Sayısı: 946
Takımınız:
Alt 30/03/10, 20:47   #6
Gr@vi
Acemi Er
 
Gr@vi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2010
Mesajlar: 9
Tecrübe Puanı: 0 Gr@vi will become famous soon enough
Standart

O saddam kafirini bir kere deil bin kere idam etselerdi yinede içimdeki nefret geçmez.
Gr@vi isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konu Sayısı: 2
Takımınız:
Alt 31/03/10, 14:16   #7
Birîndar
Acemi Er
 
Birîndar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2010
Yaş: 39
Mesajlar: 14
Tecrübe Puanı: 0 Birîndar will become famous soon enough
Standart

saddam başı çeken ardından gidenlere ne demeli
aman idam edilse kahraman yaparlardı
Allah verecek cezalarını
__________________


Keçkê bêbav çiyayê bêav.

Babasiz kiz susuz dag gibidir.


Birîndar isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konu Sayısı: 2
Takımınız:
Alt 02/04/10, 11:43   #8
xosrof
Onbaşı
 
xosrof - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2010
Mesajlar: 30
Tecrübe Puanı: 0 xosrof will become famous soon enough
Standart

HALEPÇE QATLİÂMI
Halepçe, yaklaşık 70 bin nüfûslu bir şehir ( idi ). Iraq’ın kuzeydoğusunda, Güneydoğu Kürdistan’da, Sûleymanîye iline bağlı ve İran sınırına 40 km uzaklıkta, 36 kuzey enlemi ile 46 doğu boylamı üzerinde küçük ve şirin bir kasaba...
Halkın tamamı Sünnî – Kürt müslüman.

Baasçı Iraq devletinin, Mart 1988 başında tekrar başlattığı "şehirler savaşı"nda, başkent Tehran başta olmak üzere Qum, İsfahan, Hemedan, Baxteran, Şiraz gibi pek çok sivil yerleşim bölgelerine yönelik füze ve hava saldırıları sürerken, İslâmî İran güçleri, "Şafak - 10" adıyla yeni bir hareket başlatıyordu. İran İslâm askerleriyle işbirliği içindeki Kürt peşmergeler, doğum yerleri olan bu bölgeleri çok iyi bildikleri ve büyük ölçüde nüfûzları altında tuttukları için harekâta büyük bir kolaylık sağlıyorlardı. Baasçı Iraq ile İran İslâm Cumhuriyeti arasındaki bu "küfür – iman savaşı"nda Kürdistanlılar hiç bir zaman Iraq rejimini desteklememiş, desteklemek bir yana, savaşın başından beri İran askerleriyle beraber Iraq rejimine karşı mücâdele vermiştir. Zaten Saddam Hûseyn, Iraqlı Kürtler’i boşuna "savaş hâini" ilan etmemiştir. Nitekim İran askerlerinin Kürtler ile yardımlaşarak ele geçirdiği Hurmal, Dûceyle, Tûveyle ve Bêyare şehirlerinden sonra, 15 Mart 1988 günü de Halepçe kenti, bu Kürt savaşçılar tarafından ele geçiriliyordu. Iraq ordusu, buralarda fazla muqawemet gösteremeden teslim bayrağını çekti.

Kürt peşmergeler, Halepçe’yi ele geçirdikten sonra, burayı fethettiklerini İran İslâm ordusuna bildirdiler. Halepçe halkı, İslâmî İran askerlerini "Allâh-û Ekber" feryadlarıyla karşılıyor ve Kürt halkı ile İranlılar, önce şükür secdesine kapanıp namaz kıldıktan sonra, ordu, askerî hedefler, kışlalar ve tesisleri birer birer temizliyor. Iraq Baas rejiminin 10 bine yakın askeri cepheden safdışı ediliyor ve binden fazla asker de esir alınıyor. Esirler arasında bir tümgeneral, dört tuğgeneral, on beş albay ve elliden fazla da küçük rütbeli subaylar ve ayrıca Saddam’ın kukla olarak oraya diktiği Halepçe Kumandanı da var. 700’den fazla tank ve zırhlı araç savaştan safdışı ediliyor, bunlardan 200 tanesi İslâm ordusunun eline geçiyor. 2000’den fazla diğer askerî kamyonlar ganimet olarak alınıyor. Amerike ve Sowyetler’in Saddam’a, İran’ı vurması için verdiği, dünya silâh sanayiînin en gelişmiş, en karmaşık sistemli, en yeni silâhları ve techizâtı da ganimet olarak ele geçirilenler arasında. Baasçı kâfir – laik Saddam rejiminin elinden kurtulan ve özgürlüğüne kavuşan Iraq topraklarının alanı ise, 1000 m²’yi aşıyor. Bu arada, İran’dan daha önce kaçıp Halepçe’ye yerleşmiş bulunan "Mûcâhîdîn-i Halk" ( Halkın Mücahitleri ) adlı Amerikancı – marksist teşkilatın yüzlerce mensubu da Iraq içlerine kaçmak üzereyken yakalanıyorlar. Bir aya yakın zamandır, şehirleri Amerika’nın emirleri ve Sowyetler’in verdiği 700 km menzilli füzelerle döven binlerce insanı katleden Saddam, Kürdistan’ı işte kaybediyordu. Peşmergeler, İranlı müslüman kardeşleri ile beraber, cinayetkâr Saddam rejimine karşı savaşım veriyorlardı. Bölgeyi avuçlarının içi gibi bilen bu yerel milis kuvvetler, düzenli ve ustaca gerilla taktikleriyle Iraq ordusuna kök söktürüyorlardı. Saddam, bunun intikamını elbette alacaktı.

Iraq hava üssünden havalanan bir "Mig - 21" filosu Halepçe, Dûceyde, İnab, Hurmal ve Sirva kasabalarını kimyasal bir bombardımana tabi tutuyordu. Mig – 21’lerin art arda bıraktığı hardal gazı, sinir gazı ve siyanit gazı bombaları çok geçmeden etkisini gösteriyor ve binlerce masumun şehâdetine yol açıyordu.

Sofra başında, evde, kapı önündeki âîleler, çalışan babalar, bulaşık ve çamaşır yıkayan, yemek yapan, evi süpüren, beşikteki çocuğu uyutmaya çalışan anneler ve beşikteki bebeler, dışarıda oyun oynayan çocuklar, henüz isimleri bile konmamış yavrular, koyunları ve davarları otlatan çobanlar, velhasıl mazlum, mustaz’âf, müslüman 5 bin ( halkın verdiği bilgilere göre 22 bin ) kişi, şehîd ediliyordu.

Nemrûd’un; Fîr’awn’ın, Sezar’ın, Dehhaq’ın, Ebu Cehl’in, Ebu Leheb’in, Yezîd’in, Şimr’in, Haccac-ı Zâlîm’in, Cengiz Han’ın, Hülagu’nun, Washington’un, Hitler’in, Lenin’in, Stalin’in, Şâh’ın varisi olan Saddam’ın, Amerika ve Rusya’dan öğrendiği vâhşice ve zorbaca taktiklerle hem de...


HALEPÇE ŞEHİTLERİNİ RAHMETLE ANIORUM...
xosrof isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konu Sayısı: 2
Takımınız:
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara Cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz Aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Gitmek istediğiniz klasörü seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 16:50 .


Powered by vBulletin
Copyright © 2000-2007 Jelsoft Enterprises Limited.
Sitemap
6, 5, 3, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 113, 16, 17, 18, 19, 81, 20, 27, 22, 23, 24, 25, 26, 48, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 43, 136, 40, 58, 45, 42, 44, 46, 47, 53, 54, 55, 56, 57, 59, 60, 70, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 68, 69, 71, 72, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 82, 83, 96, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 98, 97, 100, 101, 102, 103, 106, 104, 105, 112, 109, 108, 107, 110, 111, 114, 115, 118, 116, 117, 119, 148, 154, 124, 165, 122, 120, 123, 121, 150, 153, 125, 128, 129, 131, 132, 133, 134, 135, 137, 138, 139, 140, 141, 142, 143, 144, 145, 146, 147, 151, 149, 202, 175, 164, 152, 167, 155, 156, 157, 158, 159, 160, 161, 162, 163, 195, 169, 166, 168, 170, 171, 172, 199, 174, 173, 196, 200, 176, 177, 180, 178, 179, 182, 189, 187, 184, 186, 191, 192, 193, 194, 197, 198, 201, 203, 229, 204, 205, 206, 207, 208, 209, 210, 211, 212, 213, 214, 215, 216, 217, 218, 219, 220, 221, 222, 223, 224, 236, 231, 232, 233, 234, 235, 237, 240, 239, 241, 243, 242, 244,