![]() |
Risk almaya değer.
Her şeyde bir risk vardır. Her gülümseyişinizi paylaştığınızda, Her döktüğünüz gözyaşında, Kendinizi yaralanmaya, incinmeye açarsınız... ... Sevmek için hiçbir zaman kolay yol yoktur. Ona dikkatle, tedbirle yaklaşamazsınız. Sizin silahlarınızı kuşanmanızı beklemeyecektir. Yüzünüzü çevirmenize aldırmaz, O her yerdedir, o her şeydir... ... Sevgi risklerin en büyüğüdür. Dikkatli değildir, güvenilir değildir. Ön yargısızdır ve acımasızdır. Zihni tüm gücüyle vurur, Ve dizleri üzerine çöktürür. ... En güzel zamanlarında bile, sevgi acıtabilir. İhtiyaç duymak acıtır, ait olmak acıtır, Bir başkasının diğer parçası olmak acıtır. Hem de hiç rızanız olmadan. Ama sizi ele geçirdiği andan itibaren, Tamamen yalnız olmak daha da çok acıtır... ... Sonuç ne olursa olsun, Sevgiyi hissettiğinizde Asla aynı kalmayacaksınız. Kalbinizde ve ruhunuzda iz bırakabilir, Ve sizi anılarla sonsuza dek baş başa bırakabilir... Veya, sanki yarına hiç ihtiyacınızyokmuş gibi hissetmenize yol açabilir... Ama sevgi buna değer... Risk almaya değer. (...Kris Hydmore) |
Bazen “şey”lerin anlamını bilmek yetmez... Bazen “şey”lerin ne anlama gelmediğini de bilmek gerekir... Mesela sevdiğiniz insanın ne yapabileceğini bilmemenin ne anlama geldiği gibi... Her şey parçalanır... Özellikle de kuralların ve kanunların tertipli düzeni... Dünyaya bakma biçimimiz aslında bizim kim olduğumuzdur... Dünyaya güzel bir bahçeden bakarsanız her şey neşeli gözükecektir... Yüksek bir platoya tırmanırsanız yağma ve cinayet görürsünüz... Doğruluk ve güzellik bakanın gözündedir... Ben her şeyi anlamaya çalışmaktan çok uzun zaman önce vazgeçmiştim... (...Bob Dylan) |
Yere tabak ya da bardak düşürdüğünüzde kırılma sesi çıkar... Pencere çarptığında, masanın ayağı kırıldığında, ya da duvardan bir tablo düştüğünde ses çıkar... Ama kalbiniz kırıldığında tamamen sessizdir... Dünyanın en yüksek sesini çıkartacağını, bir tören gongunun ya da zilinin çalacağını düşünürsünüz... Ama o sessizdir ve acınızı dağıtmak için bir gürültü olmasını dilersiniz... Bir ses varsa bile içinizden geliyordur... Kalbiniz çığlık atar ama sizin dışınızda kimse duyamaz... Kulaklarınızı çınlatacak, başınızı ağrıtacak kadar yüksek bir çığlıktır... Denizde yakalanmış büyük bir beyaz köpek balığı gibi göğsünüzde çırpınır... Yavrusu alınmış bir anne ayı gibi kükrer... Böyle görünür ve böyle hissettirir... Çırpınan, paniklemiş, tuzağa düşmüş koskocaman bir canavar kendi duygularının esiri olmuş kükrüyordur... Aşk böyledir, kimse dokunulmaz değildir... Açık yaranın deniz suyuna girmesi kadar vahşi bir duygudur... Ama sonunda suskunluğunu bozduğunda içten içe, deli gibi kimsenin duyamayacağı çığlıklar atıyor olursunuz... (...C. Ahern) |
:65:
|
Önünüzde gelecek varken geçmişle uğraşmayın... Ama geleceği de yeni bir “eski geçmiş” yapmak için yaşamayın... Onu şekillendirin; geçmişinizin tekrarlarından kurtulun... Başınıza gelmiş ve gelecek her şeyin tek sorumlusunun kendiniz olduğu gerçeğiyle barışmayı reddettiğiniz her gün tedavi süreniz gecikecek, “yeni bir eski geçmiş” için her seferinde yeni bir adım attığınızla kalacaksınız... Gerçek, düş artı zamandır... İnanmak için görmeyi beklemeyin... İnanın ki, görebilin... Dünyadaki en büyük ekonomik gerçek mutluluktur... Ekonomi’nin tanımı mutluluktan başka bir şey değildir... Her zaman iyi bir ekonomist olun... |
Büyük aşklar ve büyük kazanımların büyük risk taşıdığını hesaba katın... ... Kaybettiğinizde, aldığınız dersi de kaybetmeyin... ... İstediğinizi alamamanızın bazen ne kadar büyük bir şans olduğunu hatırlayın... ... Kuralları iyi öğrenin ki, onları düzgün şekilde ihlal etmeyi bilesiniz. ... Küçük bir aksaklığın, büyük bir arkadaşlığı yaralamasına izin vermeyin... ... Hata yaptığınızı anladığınız zaman, düzeltmek için derhal gerekli adımları atın... ... Kollarınızı değişime açın, ama değerlerinizin kaybolup gitmesine izin vermeyin... ... Sessizliğin bazen en iyi cevap olduğunu hatırlayın... ... İyi ve şerefli bir hayat yaşayın. Dönüp geçmişinize baktığınızda, ikinci kez keyif alın... ... Sevgi dolu bir ev, hayatınızın temelidir. Sakin, düzenli bir ev için elinizden geleni yapın... ... Sevdiklerinizle anlaşmazlığa düştüğünüzde, sadece mevcut durumla ilgilenin. Geçmişi getirmeyin... |
Acınız, anlayışınızı saklayan kabuğun kırılışıdır... Nasıl bir meyvenin çekirdeği, kalbi güneşi görebilsin diye kabuğunu kırmak zorundaysa, siz de acıyı bilmelisiniz... Eğer kalbinizi, yaşamınızın günlük sürprizlerini hayranlıkla izlemek üzere açarsanız; acınızın, neşenizden hiç de daha az harikulade olmadığını göreceksiniz... Ve kırlarınızın üstünden mevsimlerin geçişini kabul ettiğiniz gibi, ayni doğallıkla, kalbinizin mevsimlerini de onaylayacaksınız... Kederinizin kışını da, pencerenizden huzur içinde seyredeceksiniz... Acılarınızın çoğu sizin tarafından seçilmiştir... Acınız, aslında içinizdeki doktorun, hasta yanınızı iyileştirmek için sunduğu “acı” ilaçtır... Doktorunuza güvenin ve verdiği ilacı sessizce ve sakince için; Çünkü size sert ve haşin de gelse, onun elleri “görülmeyen”in şefkatli elleri tarafından yönlendirilir... (...H. Cibran) |
öyledir...
Bir yola neden çıktığınızı bilmiyor olabilirsiniz... Yoldaki bu kalabalığın içinde ne işiniz olduğunu bilmiyor; Hatta bunu sormuyor bile olabilirsiniz... Yolun sonunu merak etmemek gibi bir dinginliğin; Sonsuza kadar yürümeye yetecek bir gücün sahibi de olabilirsiniz... Sizi yolculuğa çeken yolun sonu değil, yolun kendi de olabilir... Belki sadece gitmeyi seviyorsunuzdur... Kaçıyor da olabilirsiniz ya da böyle olduğunu sanıyorsunuzdur... Öyledir... (...Jack Kerouac) |
unutma
|
inanmak
Bir ders, siz öğrenene kadar karşınıza değişik biçimlerde çıkar. O dersi öğrendikten sonra da, bir sonrakine geçersiniz. Hedeflerinize ulaşmanız önemlidir. Kendinize bir hedef belirlediğiniz ve bu hedefe ulaştığınız zaman kendinize hemen yeni bir hedef belirlemeniz gerekir. Başkaları sizin aynanızdır. Kendinizin bir özelliğini yansıtmadıkça, bir başkasının bir özelliğinden hoşlanmaz, ya da bu özellikten nefret etmezsiniz. İstediğiniz hayatı sürmek kendi elinizdedir. İhtiyaç duyduğunuz bütün kaynaklar ve araçlar kendi elinizdedir. Bu kaynaklar ve araçlarla ne yapmak istiyorsanız, yapabilirsiniz. Hayat hakkındaki sorularınızın cevabı kendi içindedir. Yapmanız gereken tek şey, bakmak, dinlemek ve güvenmektir. Bunların tümünü unutacağınızdan emin olun. (...C.Carter) |
:1:
|
sabır
Sabrın ne demek olduğunu anlamak için yürümeyi öğrenen bir çocuğa bakmak yeter...
Çocuk düşer, kalkar, gene düşer, kalkar, gene düşer... Gene de yürümeye çalışır, yavaş yavaş öğrenir sonunda... Bir gün artık hiç düşmeden yürür... Büyükler de kendileri için önemli olan sonuçlara erişmek amacıyla, Çocuktaki bu sabır ve yoğunlaşmayı gösterebilseler neler başarabilirler... (...Eric Fromm) |
Dün gece saatlerce yürüdüm... Yeni bir sokakta kaybolmak istiyor gibiydim... Mutluluk içinde tamamen kaybolmak... Ama kaybolamadığımız, kaybolmayı beceremediğimiz anlar vardır... Her ne kadar sürekli yanlış yönlere sapsak da... Bütün kerterizleri kaybetsek de... Geç olsa da ve yola devam ederken söken şafağın ağırlığını hissetsek de... Ne kadar uğraşsak da kaybolmayı beceremediğimiz, kaybolamadığımız anlar vardır... Ve belki de kaybolabildiğimiz zamana özlem duyarız... Bütün sokakların yeni olduğu zamana... (...Alejandro Zambra) |
Çocuklarınıza;
Bazen öğrenmenin hata yapmayı içerdiğini... Hata yapmanın normal olduğunu ve hatalardan öğrenmeyi seçebileceklerini öğretin... ... Sorumluluk almanın ve yaptıkları hatayı düzeltmenin özgüvenlerini arttıran en büyük itici güç olduğunu öğretin... ... Başarısızlığın hayatın bir parçası olduğunu ve ayağa kalkmak ve tekrar denemek için gösterilecek kararlılığın, başarısızlıkla başa çıkmak için faydalı bir yöntem olduğunu öğretin... ... Her zaman her şeyin istediği gibi olmayabileceğini ve bunun kabul edilebilir olduğunu öğretin... ... Başkalarının üzerine çıkmaya veya onları yaralamaya çalışmayla elde edilen iyi hissetme duygusunun sahte bir özgüven olduğunu öğretin... ... Birisinin kaybetmesi ile hissedilen “kazandım” duygusunun geçici ve her iki taraf için de zarar verici olduğunu öğretin... ... Sevginin doğumundan itibaren hakkı olduğunu... Soru ne olursa olsun, karmaşa ne olursa olsun sevginin daima cevap olduğunu öğretin... (...Lynne N.) |
Çoğumuz ikinci el insanlar haline geldik... Okuyoruz, üniversiteye gidiyoruz, büyük oranda bilgi biriktiriyoruz... Bu bilgiler başka insanların düşündüklerinden ve söylediklerinden oluşuyor... Topladığımız bilgileri başkalarının söyledikleriyle kıyaslıyoruz... Orijinal hiçbir şey yok... Yalnızca tekrar ediyoruz... Tekrar ediyoruz... Tekrar ediyoruz... ...Ve biri bize, “Düşünce nedir, düşünmek nedir” diye sorduğunda cevap veremiyoruz...” (...Jiddu Krishnamurti) |
değer miydi?...
Eğer birileri sizi severse, karşılığında onlara hangi şekilde yapabiliyorsanız sevgi verin;
Sadece sizi sevdikleri için değil aynı zamanda size sevmeyi ve kalbinizi ve gözünüzü nasıl açabileceğinizi öğrettikleri için... Eğer birileri sizi incitirse, aldatırsa ya da kalbinizi kırarsa, onları affedin, Size, güveni ve kalbinizi kimlere açacağınıza dikkat etmenin önemini öğrettikleri için... Yaşadığınız her günden hayata dair bir ders alın... Bugün; dün için endişelendiğiniz yarındır... Buna değer miydi?... (...Sharon Zeff) |
cesaret
Kazanmak cesaret ister...
Burada sözü edilen kazanma, hayat zorluklarının üstesinden gelinen kazanmadır... Özerkliğin getirdiği özgürlüğü benimsemek cesaret ister, Candan olmak ve insanlarla yüz yüze gelebilmek cesaret ister, Başkaları tarafından benimsenmeyen bir düşüncede direnebilmek cesaret ister, Alınan kararların gerçeğe uygun olup olmadığını her zaman fark edebilmek cesaret ister, Kişisel seçimlerin sorumluluğunu üstlenebilmek cesaret ister, Olduğun gibi görünmek ve kendine özgün insan olabilmek gerçekten cesaret ister... (...James Jongeward) |
Herkes aslında yalnızdır...
Herkes aslında yalnızdır...
Ve anlaşılmak ister, ama hiçbir zaman bir başkasını tümüyle anlayamayız... Ve hepimiz bizi çok sevene bile bir parça yabancı kalırız... Acımasız olanlar güçsüzlerdir... Sevecenlik yalnızca güçlülerden beklenebilir... Korkuyu bilmeyenler gerçekte yürekli değildir... Çünkü yüreklilik, düşlenebilene karşı koyma gücüdür... İnsanları çocukmuş gibi görürseniz... Onları daha iyi anlayabilirsiniz... Ne denli yaşlı ya da etkileyici olurlarsa olsunlar... Çünkü çoğumuz hiçbir zaman büyümeyiz... Yalnızca boyumuz uzar... Mutluluğa ancak beynimizi ve yüreğimizi gücümüz yettiğince etkinleştirdiğimizde ulaşırız... Hayatın amacı önemli olmaktır... Saygın olmak... Sevmiş olmak... Bir şeyi savunmak... Boşuna yaşamamış olmaktır.... (...Leo Rosten) |
Her şeyi paylaş, hak yeme, kimseyi vurma... Aldığını yerine koy... Kendi dağıttığını topla, Sana ait olmayan şeyleri alma... Birini incitince özür dile... Yemekten önce ellerini yıka... Değerli bir hayat sür... Her gün biraz öğren, biraz düşün, biraz resim yap, biraz şarkı söyleyip, biraz çalış... Dünyaya çıktığında trafiğe dikkat et... El ele tutuş, bir arada ol... Mükemmelliğin farkına var... Ufacık cam kaptaki o minik tohumu düşün... Kökleri aşağıya, gövdesi yukarıya uzuyor... Kimse bunun nasıl ve neden olduğunu bilmiyor... Japon balıkları da, beyaz fareler de, Hatta cam kaptaki minik tohum da... Hepsi ölüyor... Biz de öyle... (...Robert Fulglum) |
Dünyadan Hatırladıklarım
DENİZ... Tam bir kadın. Kendine en yakın ve yardımcı olan dünyaya değil de Ay’a âşık. Ve her âşık olan gibi âşık olduğunun diğer yüzünü hiçbir zaman bilmeyecek...
... YILDIZ... Bazı insanlar gökteki yıldızları sever bazıları omuzlardaki... Gökteki yıldızlardan korkulduğunu hiç görmedim... ... FIRTINA... Gökyüzünün hayırsız evladı. Eve geldiğinde herkesin huzurunu kaçıran, gittiğinde herkes mutlu. Gelene kadar kimse merak etmez nerede yatar, nerede ağlar?... ... YASTIK... Bazıları sabahları kendilerini camdan silkeler... Üstlerindeki gözyaşlarından... ... KALP... Her kalbin içinde bir yabancı vardır. Ara sıra bulunduğu söylenir. Her bulunduğunda yabancı daha da derinlere saklanır... ... HÜZÜN... Yeni ölmüş annenin çantası... Buruşmuş bir cüzdan, anahtarlar ve çocuklarının solmuş resimlerinin öksüz duruşları... |
Ciğeri sağlam adamlarla...
Bir gün kendi başına buyruk kaldığın zaman, ne yaparsan yap, yalnız efendi adamlarla ahbaplık etmeyi unutma!... Sana söylüyorum, ben gençken çok eğlendim. İyi insanlarla arkadaş oldum... Hepimizin elinden bir şeyler gelirdi... Birimizin sesi güzeldi, biri iyi rol yapardı, biri komik şarkılar söylerdi, bir başkası iyi kürek çekerdi ya da iyi raket oynardı, öbürü çok güzel hikaye anlatırdı, falan filan... Her zaman yapacak bir iş bulurduk, günümüzü hoşça geçirirdik, hayatı biraz görürdük, hiçbirimiz de bunlardan bir şey kaybetmedik... Ama hepimiz efendiydik... Senin de bu çeşit insanlarla düşüp kalkmanı istiyorum... Ciğeri sağlam adamlarla... (...James Joyce) |
affedin
Hastalık, yaralanma, aşk, gerçek mükemmelliğin kayıp anları ve aptallıklar... Hepsi sizin ruhunuzun sınırlarını test etmek için vardır... Bu küçük testler olmaksızın, her ne olursa olsunlar; Hayat hiçbir yere varamayan, pürüzsüzce asfaltlanmış düz, yavan bir yol gibi olurdu... Güvenli ve rahat; ama aptalca ve tamamen anlamsız... ... Tanıştığınız, hayatınızı etkileyen insanlar, tecrübe ettiğiniz başarı ve çöküşler; Kim olduğunuzu ve kim olacağınızı bulmanıza yardımcı olurlar... Kötü tecrübelerden bile bir şeyler öğrenilebilir... Aslında, bazen onlar en önemlileridir... ... Eğer birileri sizi severse, karşılığında onlara hangi şekilde yapabiliyorsanız sevgi verin... Sadece sizi sevdikleri için değil aynı zamanda size sevmeyi ve kalbinizi ve gözünüzü nasıl açabileceğinizi öğrettikleri için... Eğer birileri sizi incitirse, aldatırsa ya da kalbinizi kırarsa, onları affedin... Size, güveni ve kalbinizi kimlere açacağınıza dikkat etmenin önemini öğrettikleri için... ...Sharon Zeff |
hakikat
Hakikat ne kadar bakım görürse o kadar fazla meyve veren yüce bir ağaçtır... Hakikat madeninde ne kadar derinlere gidilip araştırmalar yapılırsa keşfedilecek cevher de o kadar zengin olur... Hakikate doğru yürürken, hiddeti, kendini beğenmeyi, nefreti terk etmelidir... Aksi takdirde hakikate varılamaz... Hakikati tamamiyle bulmak mükemmeliyete erişmek için kendini ve mukadderatını anlamaya bağlıdır... Sulh yolu hakikat yoludur... Doğruluk, sulhseverlikten bile daha mühimdir... (...Gandhi) |
anlayış
Anlayış, karşısındakinin görüşünü anlamaktır... Başkalarına kendine davranılmasını istediğin gibi davran kuralı, anlayışın bir örneğidir... Bu, kişisel ilişkilerimizi güçlendirmeye yarayan çok kuvvetli bir insan huyudur... Anlayış, başkalarının görüşünü kabul etmemiz gerektiği demek değildir... Sadece onu anlamaya çalışmaya hazır olduğumuz demektir... Herkesin, bizimkilere uymayan, kendileri için geçerli olan kendi deneyimleri olduğunu kabul etmedikçe, bunu yapamayız... Herkesin dünyayı bizim gibi görmesini bekleyemeyiz... Gerçek anlayış, ancak kendi dışımıza çıkabildiğimiz ve nesnelerin öteki insanlara nasıl göründüğünü anlamaya çalıştığımız zaman gelecektir... (...L. Buscaglia) |
‘Bir Anneden Öğütler’
* Bundan 20 yıl sonra, yaptıkların değil, yapamadıkların için üzüleceksin. Dolayısıyla halatları çöz. Güvenli limandan uzaklara yelken aç. Rüzgârı yakala, araştır, düşle, keşfet. * Bilimde ve güzel sanatlarda en üstün başarılar, tek başlarına çalışan kişiler tarafından elde edilmiştir. Hiçbir parkta bir kurul için dikilmiş bir anıt yoktur. * Yapabileceğin kadar söz ver. Sonra söz verdiğinden daha fazlasını yap... * Oturarak başarıya ulaşan tek yaratık bir tavuktur! * Dertlerini gözyaşlarında boğmak isteyenlere dertlerin yüzme bildiğini söyle. * Dalın ucuna gitmekten korkma. Meyve oradadır. * Büyük adam büyüklüğünü küçük adama davranışıyla gösterir. * Şans bukalemun gibidir. Biraz zaman tanı, mutlaka değişecektir. * “Tarihte en etkili 100 kişi” adlı kitabı okudum. Onların hepsiyle ortak olduğumuz tek şeyin zaman olduğunu hayretle gördüm. * Günün sonunda kendini bir sokak köpeği kadar yorgun hissediyorsan, bu belki bütün gün hırladığın içindir. * Başlamak için en uygun zamanı beklersen hiç başlamayabilirsin. Şimdi başla! Şu anda bulunduğun yerden, elindekilerle başla. * Gülümsediğinde güzelleşmeyen bir yüz hiç yoktur… * Kimi zaman içindeki o sese, uzmanlardan daha fazla güven. * Aerodinamik yasalarına göre o tombul ve tüylü arının hiç uçmaması gerekiyordu. Herhalde bunu ona hiç kimse söylemedi ki, uçuyor. * Zamanlarının büyük bir kısmını para kazanmak ve saklamakla geçiren insanlar, sonunda, en çok istediklerinin satın alınamayacak şeyler olduğunu anlarlar. * Öteki insanlardan daha akıllı ol. Yalnız bunu onlara söyleme! * Mutlu olmanın en garantili yolu bir başkasını mutlu etmektir. * Hayatta ya tozu dumana katarsın, ya da tozu dumanı yutarsın. * İyi çalışan, sık gülen ve çok seven başarıyı elde eder... Ninem diyor ki; Bu nasihati tut; önler birçok belayı tebessüm, sabır, sükût. |
Renk!..
Onurlu insan kaybetmeyi bilir... Yenilgiye hiç umurunda olmayan bir şeymiş gibi bakmaz... Yenilgisini kabul eder ve bu zafermiş gibi göstermeye çalışmaz... Kanayan yaralar, arkadaşların kayıtsızlığı, kaybetmenin verdiği yalnızlık... Tüm bunlar buruk bir tat bırakır... Ama böyle zamanlarda onurlu insan şunu düşünür: “Bir şey uğruna mücadele ettim, başarılı olamadım... İlk çarpışmayı kaybettim...” Bu düşünce ona yeniden güç kazandırır... Çünkü kimsenin hep galip gelemeyeceğini; ...Ve başarısızlıklardan başarıları nasıl ayıracağını bilir... (...Paulo Coelho) |
"Hikâyeler insanlardır... Ben bir hikâyeyim, sen bir hikâyesin, baban bir hikâye... Hikâyelerimiz her yöne doğru gider, yok olur, ezilip parçalanır... Birbirine toslar ama bazen de, şansımız varsa, hikâyelerimiz birleşip tek bir hikâyeye dönüşür... ...Ve biz, bir süreliğine, daha az yalnız oluruz..." (...Jess Walter) |
Pozitif İnsanlar İçin On Güçlü İfade
1. Hatalıyım
2. Özür dilerim 3. Bunu yapabilirsin 4. Sana inanıyorum 5. Seninle gurur duyuyorum 6. Teşekkür ederim 7. Sana ihtiyacım var 8. Sana güveniyorum 9. Sana saygı duyuyorum 10. Seni seviyorum Kullanacağınız pozitif ifadelerle kendi hayatınızda ve İnsanların hayatında büyük bir fark yaratabilirsiniz |
üşenmeden Okumanızı Tavsiye Ederim !
Arkadaşımın kızı bir yaşına gelmişti, 'Sen eğitimcisin neler öğretmem gerekiyor, bazen kendimi çok çaresiz hissediyorum' dedi. Sorusu kolaydı ama,yanıtı zordu, akıl vermesi basitti ama uygulaması karmaşıktı, anlatmayabaşladım: Yapabiliyorsan gözyaşlarını tutmamasını öğret, acı çekmeden olgunlaşamayacağını... Kıskanmamayı öğret ona, arkadaşının başarısından mutlu olmayı, birlikte sevinçleri paylaşmayı, içinden 'neden ben değil de o?' demeden... Kazanmaktan mutluluk duyup içine sindirmeyi, ama aynı zamanda kaybetmeyi öğrenmesini. Çünkü bir adım sonrasında görünüşte galip olanları gösterecek hayat ona nokta. Her şeyin bir sonu olduğunu öğret. Sahip olduğu bütün değerlerin bir gün keyif vermeyebileceğini. Kazanılan ve harcananın bir sonu olduğunu, gidilen yerlerin zamanla bıkkınlık verebileceğini, her şeyi tüketebileceğini, tüketemeyeceği tek şeyin bilgi olduğunu öğret. Kitaplardan keyif almasını,ders çalışmak istemiyorsa zorlanmamasını, ama okumayı sevmesini öğret ona. Elbet er ya da geç alacaksın biliyorum, ama mümkün olduğunca geç al ona bilgisayarı. Ona kendisi ile kalacağı sakin zamanlar ver, sıkılmayı öğret ona, sıkılıp ta kendini yönlendirmeyi bulmasını. Doğaya götür onu, hayvanlardan korkmaması gerektiğini öğret. Arıların bizi sokmasından çok, nasıl bal yaptığını anlat. Doğanın kendi içindeki gizemini bulmasına yardımcı ol, yağmurdan sonraki toprak kokusundan keyif almasını sağla. Soğuk kış gecesinde ateş yakmayı öğret, belki büyüdüğünde bir gece sevgilisine ateş yakar ve belki binlerce yıldızın altında birbirlerine sarılırlar, bunu öğretmemiş diğer sevgililerin aksine... Şartlar çok zor olsa da yalan söylememesi gerektiğini öğret ona. Kazandığı elli milyonun piyangodan çıkan beş yüz milyardan çok daha keyifli olduğunu öğret. Alın terine saygıyı öğret ona. Aşk acısı çekmenin hiç aşık olmamaktan daha güzel bir duygu olduğunu öğret. Kendi doğruları üzerinden kimsenin onu yargılamasına izin vermemesi gerektiğini öğret, başkalarını da kendi doğruları üzerinden yargılamamayı... Bunun başkalarını dinlememek olduğunu değil, söylenenleri kendi eleğinden geçirmesi gerektiğini öğret. Kendi fikirlerine inanmanın güzelliklerini anlat. Hayatı sorgulamayı öğret ona... Bilginin en büyük güç olduğunu öğret. Yapabilirse bunu en büyük fiyata satmasını, ama kalbini ve ruhunu kendisine saklaması gerektiğini öğret. Haklı olduğu konuda sonuna kadar diretmemesini öğret ve haklıyken dik durmasını. Günün birinde yaptıkları değil yapmadıkları için pişmanlık duyabileceğini öğret. Basit yaşaması gerektiğini öğret ona, çay içmekten keyif almayı... 'İstemiyorum', 'hayır' demeyi öğret ona, istediğinde ise 'istiyorum' demeyi, Sevdiğinde ise 'seni seviyorum' diyebilmeyi öğret ona. Bir kot pantolon ve tişörtle üniversiteyi bitirmeyi öğret ona. Temiz kokmasını... Sorgusuz sevmeyi... El yazısı ile notlar yazmayı... Lafı dolandırmamayı... Sevdiklerinin hiçbir zaman çantada keklik olmadığını, dostluğa yatırım yapması gerektiğini, kıymetini bilmeyenlerden uzaklaşmasını öğret ona. Müziği sevmesini, sporla barışık yaşamasını, İşlerin hiçbir zaman bitmediğini söyle ona, en yoğun zamanda bile kendine vakit ayırması gerektiğini öğret... Ama en çok da kendini sevmesini öğret... Kendini sevmezse kimsenin onusevmeyeceğini... Kendine çiçek almazsa kimseden çiçek beklememesi gerektiğini... Kendine özenli yemekler yapıp sofralar kurmazsa kimsenin onun için yemek hazırlamayacağını... Hayatta her şeyden çok kendisinin önemli olduğunu öğret ona... |
Gerçek dışı şeyler, gerçeklerden daha güçlüdür. Çünkü hiçbir şey sizin hayalinizdeki kadar mükemmel olamaz...
Çünkü sadece elle tutulamayan fikirler, mefhumlar, inanışlar ve fanteziler kalır. Taşlar ufalanır, ağaçlar çürür, insanlar da maalesef ölür... Fakat bir düşünce, bir rüya, bir efsane gibi aslında son derece kırılgan şeyler yaşarlar da yaşarlar. ... Bir şeyi kavramakla, üretmek aynı şey değildir. İsyan çıkarmak yapıcı olmak değildir… Alay etmek yerine koymakla aynı değildir… Dünyayı parçalara ayırdık ama parçalarla ne yapacağımızı bilemiyoruz… Benim kuşağım ve her şeyi alaya alışmamız dünyayı daha iyi bir yer yapmadı… ... Sahip olacağın her şey, bir gün kaybedeceğin şeylerden sadece biridir... Gerçek karmaşaya ulaşamadığımız sürece, asla gerçekten huzurlu olamayacağız... Her şey berbat bir hâl almadığı sürece, yoluna da girmeyecek. Anlayamadığımız şeylerle yaşamayı beceremiyor oluşumuz ne kadar da acı!... Bir şeyin açıklamasını yapamıyorsak, onu hemen reddediyoruz... (...Chuck Palahniuk) |
Yalnızlık...
Yalnızım, insanların çoğu evlerine girdiler... Biten bir pazarın ağızlarında bıraktığı tatla, daha şimdiden bir sonraki pazarı düşünüyorlar... Benim içinse ne pazar var ne de pazartesi... Karanlıklar içinde birbirini iteleyen günler ve birde bunun gibi şimşekler var... Değişen hiçbir şey yok, ama yine de her şey başka bir biçimde var olup gidiyor... Anlatamam... Yazamam... Bulantıya benziyor... (...J.P. Sartre) |
| Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 18:52 . |
Powered by vBulletin® Version 3.7.0
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.