meraba herkese ben nuray 21 yaşındayım benimde kişisel sayfam olsun dedim içeriği nasıl doldurcağımı bilmiom kanımca bizi anlatan şeyler geçicek öz geçmiş olarak neyse hayırlı olsun
Hani: bensiz yapamazdın.Hani: yaşam ağacındım, alışkanlık yapmıştım,Hani; mutluluğunla mutsuzluğunun arasındaki,dönemlerindim,
Hani; peri masalındaki tüm aşıkların bizi arayacağı, zırhlı şövalyendim,Hani inancının olduğu yerde sevgin, sevginin olduğu yerde güvenindim Hani, ölümle, ölümsüzlüğün ortasındaki boşluğundum.Hani; ayrılışlarının arkasındaki tek nihai çözüm ; gene bana geri dönmekti.Bak,bu sefer umduklarım ile bulduklarım farklı oldu, Şimdi daha iyi anladımki;Önemli olan., dağın doruklarına tırmanmak değil,Vadilere sıkışıp kalmakmış,Günlerce düşünüp zor olsada sende vermişsin kararını Hiçbir şey vazgeçilmez değilmiş.
Vazgeçilmezlik olsaydı, mezarlıklar; hınca hınç dolmazdı. Artık, metalik, plastik yalnızlıkların hüküm sürdüğü,özdeki çirkinliklerin, yapay bir cilayla kapatılmaya çalışılan,Boğanın, boynuzlarının gölgesindeki yaşamı,bana hediye ediyorsun,asırlık otoritenin kibrinden,akademik gösterişin, getirdiği kariyerden uzak, kendi doğal düşüncenin derinliklerine dalan,duyarlı, gözlemci,bir iç yolculuğa çıkarken,
bana güle güle , yola çıkan yolcuya da uğurlar olsun diyorsun.Senden gelen herşeye razıyım ben.
Sen gittin evimin adresi, kapıın zili gitti
Sen gittin sazımın teli, kuşumun dili gitti
Yangınlar düştü yüreğime /ıssızlaştı şehir
Sokaklara hüzün yağdı/ gözlerime acı
Üstüme kapandı kapılar, ben kapandım içime
günlerce haftalarca ağladım.
Kırık bir ağaç dalında,öksüz bir kuş gibi kaldım
Sen gittin...
Hazanlar başladı ömrümde
yaprağa duran ağaçlarım gitti
umutlarım gitti,baharlarım
tutam tutam saçlarım gitti...
Dudağımda şarkılar yarım kaldı
bardağımda rakılar
Sen gittin...
Yüreğimde kanayan şiirler
masamda sigara izmaritleri kaldı
ben kaldım öyle tesellisiz ortalarda
birde yıkıntım
Sen gittin...
Şiirlerim öksüz kaldı
kalemlerim, defterlerim
ellerim, gözlerim, kirpiklerim
yüreğimde kalkıp giden gemilerim
dillerim öksüz kaldı...
Ne varsa dağıldı senden yana geride kalan
çöl oldu şiiristanım
hayalim, düşistanım
Sen gittin...
kemanım yayım, güneşim ayım
mutluluk payım gitti
kara bulutlar çöktü üzerime
bir ben kaldım öyle boynu bükük ortalarda
yastığımda yağmur hıçkırıkları birde
ve yüreğime batan cam kırıkları her gece
Sen gittin....
Ağzımın tadı
mutluluğumun adı gitti
yaslı yaşım, gamlı başım
zehir aşım, otuz yaşım kaldı
Sen gitin
hayalim düşüm
sevincim gülüşüm
servetim işim gitti
Sen gittin
özlemin yüreğimde
yokluğun kirpiğimde çoğaldı
sen gittin umudum gitti
gururum gitti
her gece oturup ağladım
ıslandı/ ekmeğime karıştı korkunç acı
gülmek nedir unuttum gitti
Sen gittin ömrüm insafsız ayaklarına toprak oldu
kavruldu bahçelerim çiçeklerim soldu
acılarım içimde fışkıran kan,
gönlüm rüzgarlara savrulan yaprak oldu
Sen gittin
çakıl taşlarım
yürekvuruşlarım
sevgikuşlarım gitti
yaralı bir ceylanın bakışında yaralı kaldım
her yerde izimi arıyor avcılar
gittin işte o gidiş gittin, bir daha dönmedin geri
yarısı sende kaldı kalbimim, yarısı bende ezgili
ardında kara bulutlar, kara günler
ve her gece ölümler kaldı
hasretin kaldı birde
ben kaldım öyle deli, öyle divane ortalarda
ah seher yeli
Yeniden kağıt kalem ve ben bütünleştik, bunun bi daha olmayacağını düşünmüştüm,bana bu satırları yazdıran kadın sensin gülüşünle küllenen yüreği alevlendiren sensin, Nereden geldin girdin bi anda dünyama kapıyı kim açtıki sana?? yalnızlığımda hayali dostlarımla yaşarken sen nerden çıktın karşıma bi fırtına kopardın sessiz dünyamda
Terketti hayali dostlarım beni ve sevda doldu kalbimin odalarına, uykusuz gecelerimi doldurdun bir anda hayalindi dolaşan etrafımda,yüzünün her bir çizgisiydi kazınan aklıma
Bilmem kaç kez sordum yüreğime kim bu? kim böylesine kalbimi doldurabilir,Hayatımın tamda orta yerinde ne işi var neden hayali dostlarım terk etti beni ve neden kağıt kalem ve ben yeniden.....
Cevap veremedi yüreğim sustu,derin bi sessizliğe gömüldü....
Kalbime sordum bu defa, neden yürümeye yeni başlamış bir çocuğun sürekli yürümek istemesi gibi sürekli görmek istiyorsun onu, neden ilk kez aşık olan bir çocuk gibi utandın ondan konuşamadın ve
uzaktan izledin,Neden içimi ısıttın onu her gördüğünde ve neden içimi acıttın o beni görmeden geçip gitti diye....
Cevap verdi , "ben eskisi gibi değilim artık odalarım sevda ile dolu" dedi ve yeniden peşine düştü
Sevdaya sordum bu defa, Neden girdin kalbime, neden doldurdun kalbimi varlığınla hayali dostları neden çekip gittiler, neden tüm bunları yaşatıyorsun bana neden neden.....
Cevap verdi, "Bana bunları yaptıran kendi benliğinde var ettiğin o kadın o aslında...." dedi
İyide ben kimseyi var etmedim kendimde,kimsin sen?,
ve işte karşındayım nerden çıktığını bilediğim hayalet soruyorum sana
Tüm bu olanlarda nedir? Neden hayatımı darmadağın ettin,neden herşey yerli yerinde değil de tepetaklat vaziyette,Cevap verdi
" Ben senin sevdanın son perdesiyim, istesende istemesende varolacağım hayatın artık eskisi gibi olmayacak,yaşadıklarını unut, aşklarını unut, yalnızlığını unut,acılarını unut....
Şidmi elinde sevdanın son perdesi var yönetmen sensin ömrünün sonuna kadar istediğin gibi yaz istediğini oynat ama tek bir başrol oyuncun olacak onu doğru seç eğer kabul etmezse sabredeceksin bekleyeceksin gerekirse sonsuza kadar çünkü bir kere seçtin mi geri dönüşün yok, oyun bitince başrol oyuncun ve sen perdeyi kapatıp son yolculuğa çıkacaksın...
Sen seçimini yapmışsın ve bekleyeceksin...... "
Bilesin ki bu sevdamın son perdesidir senaryo elimde ve başrol senindir.
Geçtiğim sokaklarda ayak izlerim…
Bir çift gözde aranıyorum adım adım…
Kaçıyorum zifiri bakışlardan…
Hüzün kokan tenlerden…
Gülen gözlerin ardında saklı kalmış bir gözyaşıyım…
Ben ki gizliyim, soğuk gülüşlerde…
Bir yakarışta hece hece dökülüyorum olur olmaz…
Adım başına bir damlayım şimdi…
Kırgınlıkların arasında unutulmuş bir hayalim…
Unutuluyorum bir gün doğumu…
Ansızın beliriyor, rotasız düşüncelerde rengim…
İsteyene pembe, isteyene mavi…
Mutluluğa, beyaz…
Acıya, siyah…
Aynada asılı kalmış bir tebessümüm…
Alacalı yalnızlıklar kuşağındayım…
Bir kadeh tokuşturuyorum, anlamsız bakışlara…
Aynada ki yüzüme takılıyor gözlerim…
Gülüyorum, kendimde gördüğüm anlamlara…
Bırakıyorum aynadaki halimi olduğu gibi,
Uyuyorum, düşünce bulutlarında…