Bir gün kurbağa yakışıklı prensi öper ve prensin konuşma özgürlüğünü her yıl bir kelime konuşmakla
kısıtlar.
Prens konuşmamanın acısıyla kıvranır dururken, bir gün ahu gözlü, güzel ve çok şirin bir kız görür.
Ve buna sevgisini açıklamak ister ama bunun için büyük fedakarlıklara katlanması gerektiğini düşünür
ve güzel kız için bunun yapması gerektiğini düşünür. İlk düşündüğünde "seni çok seviyorum"
diyecektir. Prens üç yılı çok zorluklara katlanarak geçirirken kızı görüp de konuşamamanın acısına
katlanmayı göze alır.
Zorlu üç yıl sonunda prens "seni seviyorum" demenin onun için tam bir anlam ifade etmeyeceğini
düşünüp "benimle evlenir misin" demeyi de kararlaştırarak 2 yıl daha beklemeyi göze alır.
Yine zorluklarla geçen yıllar sonunda prens 5 kelime konuşma hakkına sahip olmuştur ve böylece
güzel kıza "seni çok seviyorum, benimle evlenir misin?" diyebilecektir. Koşa koşa kızı bulabileceği
yerleri dolaşır. En sonunda kızı bulur ve bir şeylerle uğraşmakta olan kıza, "Seni çok seviyorum,
benimle evlenir misin?" diye sorar. Elindeki işi bırakan kız söyleneni anlamayarak, "Pardon?" der.
Üyeye Bela gelmez Admin Kızmadıkça,Admin Sinirlenmez Üye Azmadıkça
Ne kadar kibirli dursa da Bardağın önünde eğilir çaydanlık Öyleyse bu büyüklenme niye? Bu kibir bu gurur niçin? Mütevazi ol, hatta bir adım bile geçme gurur kapısından; Bardağı insan bunun için öper daima alnından…
Bir mum diğer bir mumu tutuşturmakla, ışığından bir şey kaybetmez...