Sen utangaç mavilerin mart filizleriyle uykuların alaca rahminden düştün bu yaşam sularına. Karları taşıyamayan ağaçların pamuk döşekleri toplanırken uzaklarda, durağan bir çığlıkla merhabalarla güldün hayata. Yağmurla oyunlara açıp minik avuçlarını, yüreğinin dönencesine düşen gözlerindeki engin bakışlarla yürüdün yılları.
Yönü dümenden ayrı düşen yaşam sularında yeşil denizler ekmişsin gönlünün coğrafyasına. Hüzün kayalıklarında zamanı ruhunda taşımış, evreni didikleyerek defne dalları ile örtmüşsün aykırı tükenmişlikleri. Sen sularını içtikçe dağların, ışıklar yolunda diz çökmüş. Kulaklarına yıldız sevgileri iliştirerek sırlı bakışlarla süzmüşsün gökleri. Yaşam sularının kirli sularında adresini yazıp kitabına, gitarının tellerinden ruhunun şarkısını söylemişsin.
__________________
Üyeye Bela gelmez Admin Kızmadıkça,Admin Sinirlenmez Üye Azmadıkça
Ne kadar kibirli dursa da Bardağın önünde eğilir çaydanlık Öyleyse bu büyüklenme niye? Bu kibir bu gurur niçin? Mütevazi ol, hatta bir adım bile geçme gurur kapısından; Bardağı insan bunun için öper daima alnından…
Bir mum diğer bir mumu tutuşturmakla, ışığından bir şey kaybetmez...