Korkunu belli etme ki oda rahat oLsun.. yarin oglen is yerinden gelip seni bulcam .. kullandigi ilaclarin isimLerini bana soylersen sana yardimci olurum Sato..
Dualarim seninle..
Sabahın eşiğinden devriye gözüm
karşı tepeye hafif, uçarı bir hızla
süzülürken vurkaç bir duygu tırmanır
sırtıma: O mor, etli ışığın içinden
madde kıpırdayacak sanırsın.
Güzel yağmur, kıvrak yağmur: Duru
bir sevda sonrasına kilitle beni...
.......
Attar'ın öldüğü yaşa geldim..
yorgun, öfkeli; içimde belli belirsiz
bir hızla sönen mum: Fitil bitti..
bitecek, yağ sürüyorum boşuna:
Belki de yarın olmayacak, diyorum..
Bu kehribar ağızlık, tütüne dadandığım..
yıllardan: Figen bulup seçmişti, gümüşün,
minenin arasından; sayısız armağan
aldım ondan yaşarken, ama bir tanesi
beslerdi tümünü: Sevdim sevildim
bu çirkin dünyada..
Attar'ın yaşına geldimse, bilinmedik bir
giz yok elimde: Öyle çok zaman yitirdim
yaşantı kalmamış gerimde: Saat durmuş
ilerlemiş farkına varmamışım: Dipsiz...!
bir hokkaya sığmış, seyrek, yokuş, şiirim..
Eskiden bir bahar vardı, lavta ve arp,
düşmezdi elimizden Le Rouge et Le Noir;
üşürdü kadınlar, ellerimiz eldiven,
atkıydı kollarımız engerek soğukta,
karakışın ardından çözülürdü yumak:
Tuz ve tütsü, kül ve duman, kelimeler,
sesler ve tınılar ve gece: Gecenin
sonunda ışık vardı.
Le Rouge biraz daha kanadı sonra,
Le Noir koyuldu biraz daha: Aynı
çıplak at gelip sırtına aldıydı zamanı.
Bir soru sorulsa, yanıt yerine yeni
bir soruydu ağzımızdan çıkan,
mağrurdu yüzümüz hala, ama kopmuştu
bakışımız bizden: Ufukta seyreden
dümensiz gemilerdik, bekliyorduk
fırtınanın çökmesini üstümüze.
Sancılandık böylece ve doğurduk yıldan
yılı: Erkekler suskun ve kavruktular,
bir düşün peşinde yenik. Sökülmüştü
ağır ağır kurdukları imge ağı, çatlaktı
sisli gözbebekleri. Kadınlar mi getirdi
bu korkulukları, bu bürümcükten erken
doğum kefenini, onlarla mı büyüyüp
kurudu diktiğimiz ağaçlar? Eskiden
bir bahar vardı, eskiden içimizde
başlayan.
Jim Morrison, Hendrix ve John Lennon
yoktu artık; yoktu ``Göğe Bakma'' durağında
şemsiyesiz bekleyen yağmur kadınları.
Herkes bir 35 yaş şiiri yazdı kendi
eksik hayatından, fethedeceğimiz dünya
inanılmaz bir hızla geçmişe doğru
kaydı: Üşümüyordu kimse şimdi,
yanlış koruda düdük çalıyordu bekçiler.
Eskiden bir bahar vardı, flüt
ve keman, Le Rouge biraz daha kana,
koyul biraz daha ey dipsiz Zaman..
Cehennem kimdir demiştiniz?
Keder kuşlarını ben de gördüm
Flütün ucundan bir oraya bir buraya
Evet, biliyorum, herşey benim düşgücüm
Şeyi, nasıl söylenebilir, bu kelimeler
Böyledir işte:Tam tutacakken...
Yağmur yürüyüşüne çıkmıştık o gün,
Unutmam ben ayrıntıları, kimdi
Hatırlayamıyorum tabii, ne önemi olabilir
İsimlerin, evet yüzünü de getiremiyorum
Gözümün önüne, eylüldü, eylüllerden
Biri...
cehennem kimdir diyordunuz...