Bulunduğu yer: izmit,istanbul,kayseri,antalya,ankara
Yaş: 38
Mesajlar: 400
Tecrübe Puanı: 19
1.23.2008 - lekeler
siyah üzerinde benekler, lekeler kırmızı üzerinde,sağda bir ayna yüzümü gösteren , aynada lekeler...
1.23.2008 - ......
uzakken yakın kılan bendim
yakınken uzak kılan sen
1.23.2008 - otobüs
dışardan bakıyorum içeriye
giden bir otobüse
içindekilere el sallıyorum
bilinmezliğe giderken onlar
son bir defa vedalaşmak için
sonu olmayan bir yolculuk bu gidişler....
1.23.2008 - göz perdesi
bir göz perdesi
arkasında yansımalar
isimsiz bir kitap tozsuz bir rüzgar
savrulmayan hayatlar tek düze sıradanlıklar
avuçlarımızda boşluktan damlayarak azalan su
zamana boyun eğen hayat gibi....
__________________
karanlıkların içinde bir ölüm görüyorum aslan altın kafesinde can çekişirken zaman cezalandırıyor sonumu
Bulunduğu yer: izmit,istanbul,kayseri,antalya,ankara
Yaş: 38
Mesajlar: 400
Tecrübe Puanı: 19
2.2.2008 - gelince ütüle
gelince ütüle bunları
okkalı sözlerimi incecik yap
ve git son baharda
ağaçların arasında yürüyorum
dökülen son bahar yaprakları
sürüyorum ayaklarımı yere
havaya kalkıp inen kuru yapraklar
hüzün yanı başımda
gözlerimde iki damla yaş
sen gelince ütüle bunları
duygularımı ütüle
pürüzsüz kırışmamış
dümdüz olsun duygularım lütfen
sen gelince ütüle
sahile döndü yolum
dalganın gelgitlerinin sesleri arasında
bulutlara ufuk çizgisine bakarken
aklımdasen varken
en iyisimi sen gelme
git kendini bul önce
sen uzak ol benden
çünkü sen acı veriyorsun
bu kadar kolay olmamalı yaşanmışlıklar, unutmalar, yeniden hayata başlamalar
başkasını bulma ve yaşama onla devam etme
bu kadar basit olmamalı
en iyisimi sen git kendi duygularını kırıştır
sen hiç bir şey ütüleme
çünkü sen ....
neyse....
__________________
karanlıkların içinde bir ölüm görüyorum aslan altın kafesinde can çekişirken zaman cezalandırıyor sonumu
Bulunduğu yer: izmit,istanbul,kayseri,antalya,ankara
Yaş: 38
Mesajlar: 400
Tecrübe Puanı: 19
2.4.2008 - ...12 buçuk günlük yas--YASTAYIM...
bir gidiş bir hüzün
hüzünlerin ağırlığı acılardan ağır
tam bu vakitlerdi gelişin
geçen yıl , bana gelişin
şimdi gittin ve ben kaldım
bekledim bekledim bekledim
yansımalarımı gördükçe aynada
ben biraz daha bittim bittim
bir hayal gördüm
bir kır yolunda ilerliyorum
bir kulübe tahta ahşap
o koskoca adada
yalnız olduğumu düşünürken
ümit saçıyor bana
içeri giriyorum
ilerliyorum yavaşca
bir tablo bir sallanan sandalye
eski bir eskitilmişliği var sanki
dışarda bir havlama sesi
çıkıyorum dışarıya
oğlumu görüyorum
hiç bu kadar sevinmemiştim oysaki
onunla oyunlar oynuyorum
çok mutluyum şuan
sonra sen geliyorsun
yüzün karanlık sadece saçların var
güzelliğini taşıyan
ben saçlarını çok severdim
yüzüne bakamıyorum da zaten
baktığımdada göremiyorum hiç birşey
elime veriyorsun bi anahtar
"bu anahtar senin" diye bir ses senden
anahtarı alıyorum ve sen adayı terk ediyorsun
ben o koskoca adada yalnızım şimdi
oğlumuda götürdün yüreğim yalnıza
o evde yapayalnız kaldım şimdi
ben o anahtarı istemedim hiç
sadece orada olmak istedim
ama kaldığım yer
beni bırakıp gittiğin yalnızlığım
gözlerimi açıyorum hayalden
yoksun gerçeğimdede
beni yalnızlığıma koyup gittin
ama ben senleykende yalnızdım değil mi
çünkü sen benle olamadın
susmalarıma devam etmeliyim
susmalar güzeldir
ben asilliğimi korumalıyım
basite indirgenmemiş olmalı yaşanmışlıklarım
asil yaşamalı ve ölmeliyim
ben düzene boyun eğmemeliyim
ben temiz kalacağım
ve sadece seveceğim seversem
bu döngü elbet bozulacak
ve anlamlı olan şey sevmek olacak
....artık düzen bozuldu...artık herkes arkadaş, herkes sevişiyor, sevmeden.....
__________________
karanlıkların içinde bir ölüm görüyorum aslan altın kafesinde can çekişirken zaman cezalandırıyor sonumu
Bulunduğu yer: izmit,istanbul,kayseri,antalya,ankara
Yaş: 38
Mesajlar: 400
Tecrübe Puanı: 19
sahtelik
__________________________
zaman kavramını hiç sevmem
geçiyor gidiyor işte
geçmişte var bugünde gelecekte
geçmiş geçmiş gitmiş işte
bugünde yaşanıyor
gelecekte ise bir kaç attığımız adımın sonunda vardığımız yol ve her yol ayrımında attığımız adımlarla varacağımız
başka yol ayrımları ve elbette var olan sona yol alış
hızlı gitsekde yavaş gitsekde bunu belirleyen zaman göz açıp kapayıncaya kadar geçio zaten
şuan bir dağ eteğinde yeşilliklerin içinde
hadi çiçekler ve ağaçlarda olsun
sırt üstü yatıp ağaçların dalları ve yaprakları arasından
gökyüzüne bakıp bulutları seyrederken
kaybolmak istiyorum nedense
zaman kavramı olmadan hem geceyi hem gündüzü izlemek
sırt üstü yatıp her geçen bulutu birşeylere benzetmek ve hayal gücümün sınırlarını zorlayıp
kendime her gece ve gündüzde yeni hikayeler anlatıp avundurmak bi nevi
hergün aynı bulut ve aynı aldığı şekil olacak değil ya
gökyüzü gece hep yıldızlı olacak değilya bazen kapalı bazen yağmurlu olur mesela
her gün farklı bi heyecan işte al sana
yaşa dur zaman kavramı güdmeden
şimdi düşünüyorumda eskiden bi söylemim vardı düşünmek acı çekmektir diye
doğru demişim gerçekten
sırtımı yaslayınca tabiata gökyüzünü seyre daldığımda var olmayan zaman
ne güzelde akıp geçmiş
düşünmeden hayal gücümde yarattığım sahte hikayelerle doldu geçti bak günler
gerçek hayal yalan dolan sahtelik
evet sahtelik
bu yazının başlığı bu olsun sahtelik olsun
nerden çıktı demeyin yazar ben değilmiyim al sana giriş al sana gelişme bağlarız artık bi yerden
irdelemesekde olmaz değilmi akışına bırakalım yaşamı desekde yok illa ayrıntılarda boğulcaz
sahtelik
gözümü kapadığımda gerçek bir dünyam var ama hayalim de, gerçeklikde sahte
gözümü açtığımda ağlayan bir dünya var oda sahte
duygularımı büyütmek isterdim ya ben hep
az yaşadığım bi duyguyu yaşaya yaşaya bağımlılık yapsın isterdim ondan başka duyguma geçer
büyütmek isterdim ya böyle keşfe çıkardım ya hani
duyguların sahteliği en ağır olan sahtelikmiş sanırım
öyle bi geçmişe daldım yine bulutlara bakarken bugün
yanımdaki arkadaşımla bir kelime söylememle aynı şekilleri çıkarmamız mutlu etti beni
özlemişim anlaşılmayı
özlemişim aynı duyguları yaşamayı insanlarla
anlaşılmazlıkdan sıyrılmışım anlıkda olsa
bir ortak zevk çıkmış ortaya
eskiden aradığım şeydi bu dediklerim ama
ama ozamanlar herkes sahteydi etrafımda
sadelikden uzak
hayatın içinde kendi hayatlarıda kendi oyunlarıyla sahtelikleriyle girdiler ve çıktılar
seni düşündüm herzamanki gibi gerçekken sen aslında var olmadığını bir bulut gibi gözükürken şekillerin varken
senle hayal gücümü zorlarken oretaya çıkan şekillerle umuda yelken açarken
kaybolan bir bulut gibi
daha demin var olup sonra sahtelikle yok olan bir an işte
ama ben zaman kavramından soyutlanıp sahteliğide unutup
kaldığım yerden devam etmelere o attığım adımlara devam edeceğim
adımların sonunda hep yeni adımlar vardır......
__________________
karanlıkların içinde bir ölüm görüyorum aslan altın kafesinde can çekişirken zaman cezalandırıyor sonumu