Öyle yıkma kendini,
Öyle mahzun, öyle garip...
Nerede olursan ol,
İçerde, dışarda, derste, sırada,
Yürü üstüne - üstüne,
Tükür yüzüne celladın,
Fırsatçının, fesatçının, hayının...
Dayan kitap ile
Dayan iş ile.
Tırnak ile, diş ile,
Umut ile, sevda ile, düş ile
Dayan rüsva etme beni
Bir umudum sende
Anlıyor musun?
yüReqimdeki acılaRla soNa eRmiş sewdaNıN şahaseRiNe yazıyoRum. biR mucize saNdıqım bu sewdaNıN bitişiNe çaqıRıyoRum seNi. qöR istiyoRum kaybettiqiN sewqi dolu kalbiN cesaRetleNişiNi we duysuN istiyoRum sewqi dolu sözcükleRe alışmış kulaklaRıN haykıRdıqım NefRetimi…
biR zamaNlaR “mem û ziN”i aNımsataN sewdamız waRdı haNi hep olmasıNı istediqimiz, o yokkeN titRediqimiz… biR zamaNlaR yüReqi sewda kokaN biR beN waRdı! sewdası uqRuNa keNdiNi hiçe sayaN we ölse de sewdasıNı yaşatmaya aNt içeN we biR zamaNlaR taşlaşmış kalbiyle sewdayı yaşamaya çalışaN seN waRdı! hiçbiR şeye layık olmayaN haNi. Ama Ne büyük acıdıRki hayatıN qeRçeqidiR saNdıqım aldaNışımı fark edemedim we hep acı da olsa ayNı yolda ileRledim…
yüReqime diktiqiN acı fidaNı büyüyüp aqaç hâliNe qeldiqiNde fark ettim yüReqimde biR acı aqacıNıN olduquNu! İşte bu yüzdeN lâyık deqilsiN beklide hiçbiR şeye…
oysa saNa qeldiqimde toydu yüReqim we seN o toy yüReqe wazqeçememecesiNe sewmeyi öqreteNdiN, ızdıRaplaRıN eN büyüqüNü yaşataN we qözyaşlaRıNıN hiç diNmeyeNiNi akıtaN… ilk “sewiyoRum” sözcüqüNü kulaqıma fısıldayıp aRdıNdaN o sewqiyi NefRete dönüştüReN we biR zamaNlaR BENDE hiç UNUTLMAYAN’dıN! bil istiyoRum yüReqimde yeRiNiN taştaN faRksız olduquNu we aNla istiyoRum saNa weRdiqim deqeRdeN pişmaNlık duyduqumu. İşte bu yüzdeN yazıyoRum saNa buNlaRı! beN yazmazsam hiçbiR zamaN bilmeyeceksiN Nasıl biR yüReqe sahip olduquNu, beN yazmazsam aNlamayacaksıN baNa çektiRdikleRiNi we beN yazmazsam hâlâ saNa âşık olduqumu, hâlâ yüReqimiN seNde olduquNu düşüNüp buNa iNaNacaksıN ömRüN boyuNca…
bu sewdaNıN bitişiNe qeliRkeN alay edeRcesiNe qeleceksiN biliyoRum lâkiN beNi qöRmeyip buNu okuyuNca şaşıRacaksıN! Nasıl böyle bir şey yapabildiqimi we Ne oldu da bu kadaR cesaRetleNdiqimi aNlayamayacaksıN. saNa olaN NefRetim çıNlayıNca kulaklaRıNda olduquN yeRe yıkılacak we umduquNu bulamadıqıN içiN daha çok yaNacaksıN! We işte tamameN o zamaN öldüReceksiN beNdeki SEVGİNİ we NEFRETİNİ…
seN we seNi hatıRltacak hiçbiR şey kalmayacak beNde. “yaşaNdı we bitti” deRcesiNe coşkulu bakacak qözleRim… qözleRiNdeki o paRıltı, dudaklaRındaki o kahkaha yok diyeNleRe medyaN okuRcasıNa yükselecek kahkahalaRımda!!!
aşka lâyık olmayaN we taşlaşmış kalbiNiN esiRİ olmuş ey seN! biR zamaNlaR saNa olaN sewqim we sewqimiN uqRuNa büyüttüqüm qülüN soldu aRtık! seN we seNiNle yaşaNaN heR şey qeçmişiN kapısıNıN aRdıNda kaldı… aRtık Ne seNdeN Ne de yaşaNılaNlaRdaN biR iz waR belleqimde…
adıNı kazıdıqım duwaRlaRda yok oldu aRtık! aNlasaNa ey seN! heR şey seNiNle biRlikte beNde öldü aRtık. haNi ölüleR biR qüN diRiliRmiş ya işte seN beNde hiçbiR zamaN diRilmeyeceksiN! çüNkü biR zamaNlaR “yüReqi sewda kokaN” beN seNde sewdayı yaşamamaya yemiNli olacaqım. doqduquN yeRde ölecek we oRda qömüleceksiN!!!
MEÇHUL BİRİNDEN AŞKA LAYIK OLMAYAN SANADIR NEFRETİM… ELVEDA!!!
her şey yapılabilir bir beyaz kağıtla uçak örneğin uçurtma mesela altına konulabilir bir ayağı ötekinden kısa olduğu için sallanan bir masanın veya şiir yazılabilir süresi ötekilerden kısa bir ömür üzerine. bir beyaz kağıda her şey yazılabilir senin dışında güzelliğine benzetme bulmak zor sen iyisi mi sana benzemeye çalışan her şeyden bir gülden bir ilk bir sonbahardan sor belki tabiattadır çaresi senin bir çiçeğe bu kadar benzemenin ve benim bilinci nasırlı bir bahçıvan çaresizliğim anlarım bitkiden filan ama anlatamam toprağın güneşle konuşmasını sana çok benzeyen bir çiçek yoluyla
sen bana ışık ver yeter bende filiz çok köklerim içimde gizlidir gelen giden açan soran bere budak yok bir şiir istersin “içinde benzetmeler olan” kusura bakma sevgilim heybemde sana benzeyecek kadar güzel bir şey yok uzun bir yoldan gelen tedariksiz katıksız bir yolcuyum yaralı yarasız sevdalardan geçtim koynumda bir beyaz kağıt boşluğu her şeyi anlattım olan olmayan acıtan sancıtan bilsem ki sana varmak içindi bütün mola sancıları bütün stabilize arkadaşlıklar daha hızlı koşardım severadım gelirdim gözlerinin mercan maviliğine sana bakmak suya bakmaktır sana bakmak bir mucizeyi anlamaktır
sağa sola bakmadan yürüdüğüm yollar tanıktır aşk sorgusunda şahanem yalnız kelepçeler sanıktır ne yazsam olmuyor çünkü bilenler hatırlar hem yapılmış hem yapma çiçek satanlar bahçıvanlar değil tüccarlardır sen öyle göz sen öyle toprak ve güneş ortaklığı sen teninde cennet kayganlığı iken sana şiir yazmak ahmaklıktır bir tek söz kalır dişlerimin arasından ben sana gülüm derim gülün ömrü uzamaya başlar verdiğim bütün sözler sende kalsın isterim ben sana gülüm derim gül sana benzediği için ölümsüz yazdığım bütün şiirler sana başlayan bir kitap için önsöz sana bakmak bir beyaz kağıda bakmaktır her şey olmaya hazır sana bakmak suya bakmaktır gördüğün suretten utanmak sana bakmak bütün rastlantıları reddedip bir mucizeyi anlamaktır sana bakmak allah’a inanmaktır
İnsanın içine işleyen bir ayaza ev sahipliği yapan kış sabahında,seni düşündüğümde içime yayılan sıcaklığın,dışarıdaki iki metre karı bile eritebileceğini düşünüyorsam…
Uykudan yüzümde mutlu bir gülümseme ile kalkıp benimle birlikte uyanan güne senin adını veriyorsam…
Evimin bütün duvarlarında senin yüzünü görüp,bana baktığını hissediyorsam…
Ve bu beni her gün hep aynı şekilde heyecanlandırıyorsa…
İçtiğim çayın şekeri,sigaramın dumanı,kahvaltımın her lokması sen oluyorsan…
Sokakta bana bakan her insan,yüzümdeki tarifsiz sevinci görüp hayrete düşüyorsa…
Sevdiğin şarkıyı defalarca başa alıp bıkmadan defalarca dinleyebiliyorsam…
O şarkının her sözüne seninle ilgili ayrı bir anlam yüklüyorsam…
Yorucu bir günün sonunda ufacık bir sözünle,bir gülüşünle uzun bir tatilden dönmüş gibi enerji doluyorsam…
Ve o enerjiyle günlerce hiç durmadan çalışabileceğimi duyumsuyorsam…
Gün boyu saatleri,dakikaları sayıp ’neden geçmiyor bunlar’ diye hayıflanıyorsam…
Ve hep seninle buluşacağımız anı bekliyorsam…
Kitap okurken seni düşünmekten kendimi alamayıp aynı satırı defalarca tekrar ediyorsam…
Sonra sana bunu anlattığımda birlikte ne kadar güleceğimizi düşünüyorsam…
Seninle ilgili planlar yapıyorsam…
Sadece varsayımlara dayalı olsa bile o planları mükemmelleştirmek için her ayrıntının üzeride dakikalarca düşünüyorsam…
Yıllardır sevgililerin kullandığı klasik sözcüklerin benim duygularımı anlatmaya yetmediğini fark ediyorsam…
Yinede bunları söylemekten hiç ama hiç bıkmıyorsam…
Sevgimin coşkusunu sana yansıttığımda senin de bana aynı coşkuyla karşılık vereceğini biliyorsam…
Kahkahanın en güzelini seninle atacağımı,yemeğin en güzelini seninle yiyeceğimi, seninle düşünüyorsam…
‘hayatının en anlamlı şeyi ne’ diye sorduklarında tereddüt bile etmeden senin adını verebiliyorsam…