Neyi paylaşamıyoruz neyi?
Şu üç günlük kahır dolu dünyada!
Taşı mı, toprağı mı
Petrol kuyularını mı
Ayı mı, güneşi mi, ufukları mı
Ya da;
Yorgun, hantal, köhneleşmiş çağı mı?!.
Neyi paylaşamıyoruz neyi?
Ekvator çizgisini mi
Kutupları mı
Çağdaşlık, uygarlık lâfta mı yoksa
Kanunlar, nizamlar rafta mı yoksa
Bilemiyorum da;
İnsanlığın sonu ne olacaksa?!.
Oysa paylaşmayı bilenler için;
Ekmek de var, aş da var yeterince
Nekesliğe ne gerek
Ne gerek zorbalığa?!.
Ekmeği muadil bölenler için;
Üretime yönelik iş de var yeterince
Hak hukuk kuralı çiğnenmiyorsa
Meziyet budur bence!
Ölüm kusan silahlarla kan dökmek
Can almak, can taşıyana reva mı?
Çocuklar öldürülür
Saf ve masum çocuklar
Acımasızca tek tek!
Bomba atmak âşiyâna reva mı?
Bırakın da gönlünce yaşasın yavrucuklar!
Özgürlük herkesin ortak paydası
Belli bir zümrenin değildir tekelinde!
Zulmün ve esâretin
İstilâların
Kime dokunmuş ki faydası?!.
Dil, ırk, kültür farkı kimin elinde
Öyleyse nedir bu öfke, bu şiddet, bu kin?
Aramızdan çekilirse baronlar
Denge bizim olur, güç bizim olur
Kızıl derilisi de
Ve siyah renklisi de
Hayatın tadını tuzunu anlar
Huzur, barış ortamında nitekim;
İnşallah, yeni bir dünya kurulur...
Şu çağdaş despotlar, neronlar olmasaydı
Kan içici vampirler, şaronlar olmasaydı
Terazisi, dengesi bozulmazdı dünyanın
Kıtaları kuşatan baronlar olmasaydı
Bırak! senin için yansın yüreğim,
Ne olur, su dökme aşk közüme yâr!
***
Düştüğümden beri sevda çölüne,
Neler konuşulur bak izime yâr!
***
Dolaşır üstümde kara bulutlar,
Şimşekler çakanda can özüme yâr!
***
Kolay mı katlanmak infirakına,
Hayâlin görünür hep gözüme yâr!
***
Harcıâlem lütuf beklemiyorum,
Yeter ki birazcık gül yüzüme yâr!
***
İstirhamım ömürde bir kefâret,
Muallâ başını koy dizime yâr!
***
Gayr-i samimilik yapım değildir,
Sadâkat yükledim her sözüme yâr!
***
Kâbuslar kuşatır çevre yanımı,
Geceler ağmada gündüzüme yâr!
.................................................
Bırak! senin için yansın yüreğim,
Ne olur, su dökme aşk közüme yâr!
Ben güzel sevmedim bayrağım kadar,
Dalgalanır nazlı nazlı göklerde.
Onu sonsuz ufuklarda,
Onu uç denizlerde,
Onu görmek istiyorum her yerde,
Benim ondan daha başka kimim var?
Ben onun sevdalısı, ben onun delisiyim,
Eksi kırk derecede kanımı kaynatan o!
Yüreğimi hoplatan,
Gece düşüme giren,
Aklımı oynatan o!
Kabul ederse eğer onun sevgilisiyim
Ay yıldızı yakışır al rengine,
Baş tacıdır cümle güzelliklerin.
Süzülür yükseklerde,
Kuş bakışı süzülür.
Dolaştım kıtaları rastlamadım dengine,
Albenili dilberidir göklerin
Duyunca adını başkalaşırım,
Aslî görevimdir selâma durmak.
Medar-ı iftiharım,
Remzi hürriyetimin.
Bu onurlu pâyeyi derûnumda taşırım,
Ne olur şevkime dokunma yâ Hak!
Vatanımda şehidimin kefeni,
Bir de gönderlerde kutsal bayrağım.
Düşündükçe,
Derinlere daldıkça,
Alır ötelere götürür beni;
“İlk Aşkım”a ait şu gönül bağım!
Hayat kaynağımdır ömrüm boyunca;
Hava gibi, ekmek gibi, su gibi.
Ancak ayrı kalabilirim
Ondan, tek ancak;
Şâhit ol ey Kâinatın Sâhibi!
Başımı musalla taşına koyunca.