ARKADAŞINIZ; cevap bulan ihtiyaçlarınızdır...
O, sevgiyle ektiğiniz ve şükranla biçtiğiniz tarlanızdır.
O sizin sofranız ve ocakbaşınızdır... Çünkü ona açlığınızla gelir ve onda huzuru ararsınız...
Arkadaşınız sizinle içinden geldiği gibi konuştuğunda, ne "Hayır" demek zor gelir, ne de "Evet" demekten çekinirsiniz...
Ve o sessiz kaldığında, kalbiniz onun kalbini dinlemek için sessizleşir...
ARKADAŞLIKTA; kelimeler susunca, tüm düşünceler, tüm arzular ve beklentiler, gürültüsüz bir sevinç içinde doğar ve paylaşılırlar...
Arkadaşınızdan ayrıldığınızda ise yas tutmazsınız;
Çünkü onun en sevdiğiniz yanı, yokluğunda daha bir berraklık kazanır, tıpkı bir dağın, dağcıya, ovadan daha net görünmesi gibi...
ARKADAŞLIĞINIZDA; ruhsal derinlik kazanmaktan başka bir amaç gütmeyin...
Çünkü, salt kendi gizemini açığa vurmak peşinde olan sevgi, sevgi değil, savrulmuş bir ağdır...
Ve sadece yararsız olan yakalanır...
(...H. Cibran)