Bir insanı yargıladığımız veya, eleştirdiğimiz zaman bu davranış o kişi hakkında hiçi bir şey açıklamaz;sadece bizim eleştirmeye ne kadar muhtaç olduğumuzu açığa çıkarır.
Bir toplantıda bulunup, orada olmayanlara yöneltilen bir dolu eleştiriyi dinledikten sonra eve gidip düşünürsünüz; yapılan onca eleştirinin dünyayı daha güzel bir hale getirmek için bir yararı olmuşmudur? Cevabı hiç duraksamadan verirsiniz: Hayır! Hiç bir yararı olmamıştır. Ama hepsi bu kadarla bitmiyor. Eleştirici olmak sadece çözüm getirmekle kalmaz, yaşadığımız dünyaya karşı bizi daha öfkeli ve güvensiz kılmaya da yol açar. Unutmayalım ki hiç birimiz eleştirilmekten hoşlanmayız. Eleştirilmek çoğu zaman biz savungan yapar,ya da içimize kapanırız. Saldırıya uğrayan insananın iki türlü tepki göstermesi mümküdür:ya ezilip büzülerek geri çekilecektir, ya da öfke içinde karşı saldırıya geçecektir. Bu güne dek eleştirdiğiniz kaç kişi ona hatalarını gösterdiğiniz için teşekkür etmiştir.
Eleştirmek de tıpkı sövmek gibi kötü bir alışkanlıktan başka bir şey değildir. Buna çok kolay alışırız, çünkü can sıkıntımızı giderir ve bize konuşacak bir şey sağlar.
Ne var ki, eleştiriden sonra bir an durup neler hissettinize bakacak olursanız, kendinizi biraz utanmış ve havası kaçmış bulduğunuzu fark edersiniz; sanki siz saldırıya uğramışsınızdır. Şu doğrudur, çünkü eleştiri yaptığımız zaman bu bütün dünyaya ve kendimize “Benim eleştirilmeye ihtiyacım var ,” diye ilan etmekten farksızdır. Eh, doğrusu bunu da itiraf etmekten pek hoşlandığımız söylenemez.
Çözüm, tam eleştiriye geçecekken kendinizi frenlemektir. Yeter ki,bunu ne denli sık yaptığınızı ve kendinizi ne kadar hissettiğinizi fark edin. Ben bunu bir oyun haline getirmeye seviyorum. Hala arasıra eleştirme isteğim kabarır, ama tam o anda frene basar ve kendimi,”Bak,işte yine yapıyorum,” diye uyarırım. Umarım, çoğu zaman eleştiri dürtümü hoşgörüye ve saygıya çeviriyorumdur.
Aslında davranışlarımıza ya da kişiliğimize yönelik yapılan veya yapılacak olan eleştiriler aslında birer yol göstericilik vazifesi yaparak bizlere ışık tutar; kendimizi görmemizi sağlar. Zaaflarımızı gösterip, eksik oLan yönLerimizi düzeltmeye yada ki$iyi ßunLar üzerinde dü$ünmeye yönlendirir. Kendimizi daha iyi tanımamıza, başkalarının gözünden kendimizi görmemize yardımcı olur. Kişi eleştirilere kulak verdiği müddetçe farklı bakış açıları hakkında bilgi sahibi olaßilir , kendi düşünce ve davranışlarının isabetli olup olmadığını tekrar gözden geçirme oLanağı sunar.Eğer ßu tür oLumLu getiriLeri oLacak ise yapıLan ele$tirinin, ßen ßunu kaßul ederim. Yerine,dozuna ve zamanına göre yapıLan ele$tiriye kar$ı değiLim.Eğer ki yapıLacak ele$tiri ki$inin yararına ise ßunuda doğru ßir mekan ve zamanda ki$iye yakı$ır ßir usLup iLe diLe getiriLecekse amenna.ßu noktada ki$inin samimiyeti ve amacı önemLidir. Ama sırf kar$ıdaki insanın açığını de$ifre etmek veya ki$iyi incitmek için yapılırsa ki, ßugün ele$tiri adı altında yapıLan ßu naho$ eyleme kar$ıyım.Herkesinde ele$tiri yapma hakkına sahip oLduğunu dü$ünmüyorum.Çünkü ele$tireßilmek için öncelikle insanın kendi olumsuz yönlerini düzeltmiş olması gerekir ve örnek alınaßilecek ßir düzeyde olmalı ßir çok açıdan.
ßenimde ßu konudaki dü$üncelerim bu yönde.
Ve kişinin hayatındaki yeri
aslına bakarsan bu o zaman eleştiri değil öğüt gibi yol göstermektir buna evet karşı değilim ama herkes herkese yol gösteremezki
karşıdakini ne kadar tanıdınız ki eleştiriyorsunuz ben bu noktadayım
tanıamdan bilmeden anlık söylemler eleştiriler
art niyettir bu çekememek kıskanmak ve üstün olduğunu görüp ezmeye çalışmaktır.
anladın bence sen beni okuyanlarda anlar
ben herkesin her önüne geleni dilediğince eleştiri adı altında incitip,hırpalamasının hakkına sahip olmadığını kendimce bu hakı karşımdakilere vermediğim dile getiridim.
AnLatmak ve değinmek istediğin noktayı anLadım.
Ayrıca yazdıklarına da katılıyorum.