Temel büyük bir yük gemisinde kaptandır ve sürekli okyanuslara açılır.Birgün trabzona yolu düşmüş bi köye gideyim demiş,Köy kahvesinde Dursun'u görmüş ve Dursun'a
-Ula Dursun gel getureyim seni gemilan uzak denizlere.
Demiş ve Dursun'u nihayetinde ikna etmiştir. Yola çıkmışlar Büyük okyanusun ortalarına gelmişler. Dursun bide ne görsün küçücük bir adanın kenarında saçı sakalı uzun sefil durumda yaşlı bir adam el kol sallayarak gemiye doğru bağırıyor.
Dursun temele sormuş.
-Ula Temel bu adamda kimdur?
-La ne bileyim otuz senedur haburdan gelur giderum o adam bana hep oyle el sallar delimidur nedur anlamadumki.
__________________
Dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir
bir gök gürlese bari diyorum, bir sağnak patlasa
bitse bu kirli ve yapışkan sessizlik, hiç gitmesem
oysa ne kadar sakin sokaklar, kent ve bütün yeryüzü
ipince bir su gibi sızıyorum gecenin tenha göğüne
sessizce çekip gidiyorum şimdi, sessiz ve kimliksiz
Belki yine gelirim, sesime ses veren olursa bir gün
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,, ,,,,,,,,,,,,,,,,
öyle gitki arkanda izinden başka birşey kalmasın hayata dair
"Gel ne olursan ol, gel.
İster Tanrı tanımaz, ister ateşe tapar.
ister bin kez tövbeni bozmuş ol.
Bizim dergahımız umutsuzluk dergahı değil,
Gel ne olursan ol, yine gel"
HZ. MEVLANA