3 yaşınızdayken, size özenle yemekler hazırladı, tabağınızı masanın altına dökerek teşekkür ettiniz.
4 yaşınızdayken, elinize rengarenk kalemler tutuşturdu, evin bütün duvarlarına resim yaparak teşekkür ettiniz.
5 yaşınızdayken, sizi cici kıyafetlerle süsledi, gördüğünüz ilk çamur birikintisine atlayarak teşekkür ettiniz.
6 yaşınızdayken, okula kadar sizinle yürüdü, sokaklarda “GİTMİYCEEEEEEM” diye ağlayarak teşekkür ettiniz.
7 yaşınızdayken, size bir top hediye etti, komşunun camını kırarak teşekkür ettiniz.
9 yaşınızdayken, size piyano öğretmeni buldu, notaları bir gün bile çalışmayarak teşekkür ettiniz.
10 yaşınızdayken, doğum günü partilerinden dans derslerine kadar, her yere sizi arabasıyla götürdü, arabadan fırlayıp giderken arkanıza bile bakmayarak teşekkür ettiniz.
11 yaşınızdayken, sizi arkadaşınızla sinemaya götürdü, “Sen bizimle oturma” diyerek teşekkür ettiniz.
12 yaşınızdayken, zararlı TV programlarını seyretmenizi istemedi, evde değilken hepsini izleyerek teşekkür ettiniz.
15 yaşınızdayken, sizi yurtdışında yaz kampına gönderdi, tek satır mektup yazmayarak teşekkür ettiniz.
17 yaşınızdayken, arkadaşınızla partiye gitmenize izin verdi, bir telefon bile etmeden sabaha karşı eve dönerek teşekkür ettiniz.
19 yaşınızdayken, okul masraflarınızı karşıladı, sizi arabasıyla kampuse götürdü ve eşyalarınızı taşıdı. Arkadaşlarınız alay etmesin diye kampus kapısında vedalaşarak teşekkür ettiniz.
21 yaşınızdayken, iş hayatı ve kariyerinizle ilgili size fikir vermek istedi. “Ben senin gibi olmayacağım” diyerek teşekkür ettiniz.
22 yaşınızdayken, kep giyme töreninizde size gururla sarıldı, Avrupa seyahati için para isteyerek teşekkür ettiniz.
24 yaşınızdayken, uzun suredir çıktığınız arkadaşınızla tanışmak istedi, “Zamanını ben bilirim” diye tersleyerek teşekkür ettiniz.
25 yaşınızdayken, düğün masraflarınızı karşıladı, sizin için hem mutlu oldu, hem çok duygulandı. Siz dünyanın bir ucuna taşınarak teşekkür ettiniz.
30 yaşınızdayken, bebek bakımı hakkında size akıl vermek istedi. “Artık bu ilkel yöntemleri bırak” diyerek teşekkür ettiniz.
40 yaşınızdayken, sizi arayıp bir akrabanızın doğum gününü hatırlattı, “Anne işim başımdan aşkın” diyerek teşekkür ettiniz.
50 yaşınızdayken, o çok hastalandı, hafta sonunda onu görmeye gittiğinizde, mutlu oldu, ona yaşlıların çocuk gibi nazlı olduğunu söyleyerek teşekkür. ettiniz.
Derken bir gün!..... O öldü. O güne kadar, onun için, yapmadığınız ne varsa, o anda, kalbinize bir yıldırım gibi düştü.... Çaresizdiniz!... Teşekkür edecektiniz ama anneniz yoktu.
benim bi salona gitmem lazım emeğine saglık ablacım cok guzel =(
__________________
Seni seviyorum,
ama nasıl?
avuçlarımda camdan bir parça gibi kalbimi sıkıp
parmaklarımı kanatarak
kırasıya,
çıldırasıya...
Seni seviyorum,
ama nasıl?
kilometrelerce derin, kilometrelerce dümdüz,
yüzde yüz, yüzde bin beşyüz
yüzde hudutsuz kere yüz...