Geri git   Van.GEN.TR Forum | Yerel Van Forumu > Şiir & Hikâye & Yazı > Hayata Dair

Hayata Dair Genel yazılar burada

 
 
Konu Araçları Stil
Alt 13/10/07, 15:27   #1
ZyreC
Site Yöneticisi
 
ZyreC - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Dec 2006
Bulunduğu yer: Van
Yaş: 43
Mesajlar: 4.724
Tecrübe Puanı: 200 ZyreC isimli üye Tecrübe puanını kapatmıştır.
Standart Bilincimin kimyası...

Siyah ve eflatunun huzurunu içime yansıtırken umutları saymıştım geceler boyu. Huzur da diğer varlıklar gibi canlı bir şeydi beynimde. Azalması, çoğalması, yaşama adapte olması, sınavlardan ya da değişimlerden geçmesi gerekmekteydi. Bazen karanlığın tonları arasında kaybolur, bazen de bir kor ışığı gibi yaklaşırdı hücreme. Yanardağ renginde bir ruh durumu... İndirgenen anlamlar, çözünmeyen kavramlar, asitler, bazlar, tuzlar... Sonunda tümüyle kaybolup giden yaşamlar! Kimi anlar yaşanır ya, ne gökyüzü parıldar, ne kuşlar kanat çırpar. Şehir, suskunca içine gömülüp kaybolur. Sanki bir kozanın içine saklar kendini. İşte o an renktir, izdir huzur. Bulanık, bunaltısızdır. Gecedir, kıştır, belki de kaçıştır. Şehirden geriye kalansa doruktaki nötralize eflatundur. Bir kapı açılır, hayat görülür. Yanılgıdır duygular. Üçüncü bir göz gerekir yüreklerin yükseltgenmesi için. İnce bir ip belirir, düğümler çözülür. Çünkü oyun bitmiştir.

Bu rengin huzurunu bilincime yansıtırken bir tebessüme mal olan özneyi de düşünmüştüm geceler boyu. Biraz üşümüştüm. Derinine inip ellerimi ısıtır mısın? Diyemedim geceye. Düşünce ırmağım yükseldi bulutlara. Tam taşmak üzereyken gözlerime yansıttım bilincimin en masum anını ve yorgun bir esire dönüştürdüm yüreğimi. Eylemsizlik özelliğimi düşlerken bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyordu ruhuma. Bir çınarın altına uyku sersemi sığınansa kütlemdi. Beynimin kıvrımlarında savrulan düşünceleri, süzgeç kâğıdından geçirip dibe çökenleri ayırarak, elimde tutabilmenin analizini yapmaktaydım. Bir de baktım ki; süzgeç kâğıdı üzerinde kalan çocukluğumun en anlamlı anısı, böğürtlenlerdi. Avucumdaki böğürtlenler... Bilincimin parçalanma sınırında avuçlarıma akan düşlerin sonsuz kayboluşu. BEN!

Bak şu hayata... Neler dokuyor kendi ürettiği iplerle gidip geldiği nakışları üzerinde yaşamın. Mor düşlerden mavi okyanusa açılan kapıdan geçip uyandım gündüzü olmayan kıyısına doğru. Genleştirdim kendi özüyle ısınan yaşamı. Önce avuçlarımı kar taneleri ıslattı. Sonra da gözlerime ışıdı dünya bir kış akşamında. Haziran uzaktı, sevgi de... Bambaşka baharların, bambaşka özlemlerin yolcusuydu günler. Soğuk ve siyahtı. Saçlarım da yağmur kokmuyordu oysa! An'lar, aydınlığın aldırmazlığıyla geçerken beynimde yarattığım izafi aşkım rengini buldu. Simgeler dağıldı, karıştı renkler. DÜŞ-ME-Dİ.

Yüreğimdeki son gemi de açılırken denize, sessizce ağladı gece. Kaçtım bilincimden olmadı. Sustum... İyisi mi uzaklaştırayım dünyamdan dedim bu izafi boyutu. Yine olmadı. Kendimi, bileşenlerime ayırıp damıttığım gecede, zamansız bir ayrılık gibi ruhumun sol yanına dokundu. Yani en derinine.

Dışı gece, içi gündüzken anlamsız bir zamanda gelen kış, çiçeklerini sundu bakışlarımın bahçelerine. Aynanın yansıttığı yalan, gördüğüm gerçek oldu bilincimin ötesinde. DÜŞ-TÜ.
Bir kış sabahına uyandım, gözlerim doldu. Ağladıkça ıslandı, uslandı yüreğim. Ve ıslandıkça çiçekler yeşerdi, Pozitif yüklü bir protonun çekirdeği doldurdu boşluklarımı. Yine doğruldum çiçek tozlarına. Gerçeği keşfe çıktım, atom çapım azaldı. Parçalandım, çoğaldım. Körebe oynar gibi saklandım çocukluğuma. İzim de İthake'de kaldı. Kulağımdaki kemanın tılsımı da olmasa, ne kalır benden geriye dedim ve tüm zamansızlıklara rağmen uçurdum güvercini, kanadında düşlerim olduğunu bile bile. İçinden geçtim zamanın. Ardından camlar buğulandı. Boşluğa kapatıp, geceye açtım penceremi.
Gün ağardı usul usul. Yağmur yine bardaktan boşaldı bir kış sabahına. Ve...
Naftalin gibi yeniden buharlaştı, su olmadan uçup gitti... Avucumda kalan böğürtlenler ve dünya.
__________________
Üyeye Bela gelmez Admin Kızmadıkça,Admin Sinirlenmez Üye Azmadıkça


Ne kadar kibirli dursa da
Bardağın önünde eğilir çaydanlık
Öyleyse bu büyüklenme niye?
Bu kibir bu gurur niçin?
Mütevazi ol, hatta bir adım bile geçme gurur kapısından;
Bardağı insan bunun için öper daima alnından…


Bir mum diğer bir mumu tutuşturmakla, ışığından bir şey kaybetmez...
ZyreC isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konu Sayısı: 1053
Takımınız:
 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara Cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz Aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Gitmek istediğiniz klasörü seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 17:04 .


Powered by vBulletin
Copyright © 2000-2007 Jelsoft Enterprises Limited.
Sitemap
6, 5, 3, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 113, 16, 17, 18, 19, 81, 20, 27, 22, 23, 24, 25, 26, 48, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 43, 136, 40, 58, 45, 42, 44, 46, 47, 53, 54, 55, 56, 57, 59, 60, 70, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 68, 69, 71, 72, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 82, 83, 96, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 98, 97, 100, 101, 102, 103, 106, 104, 105, 112, 109, 108, 107, 110, 111, 114, 115, 118, 116, 117, 119, 148, 154, 124, 165, 122, 120, 123, 121, 150, 153, 125, 128, 129, 131, 132, 133, 134, 135, 137, 138, 139, 140, 141, 142, 143, 144, 145, 146, 147, 151, 149, 202, 175, 164, 152, 167, 155, 156, 157, 158, 159, 160, 161, 162, 163, 195, 169, 166, 168, 170, 171, 172, 199, 174, 173, 196, 200, 176, 177, 180, 178, 179, 182, 189, 187, 184, 186, 191, 192, 193, 194, 197, 198, 201, 203, 229, 204, 205, 206, 207, 208, 209, 210, 211, 212, 213, 214, 215, 216, 217, 218, 219, 220, 221, 222, 223, 224, 236, 231, 232, 233, 234, 235, 237, 240, 239, 241, 243, 242, 244,