Sigarasını söndüren berber darman duman dinliyor
söylediklerimi..
Elindeki makası nerdeyse dünyaya düşürecek
yani biz ayrılınca dünya nereye gittiyse
" kökünden kesin saçlarımı " diye yineliyorum..
" sonra toplayıp verin bana, bir ayrılığın andacıdırlar "
Dokunurken saç tellerime parmakları titriyor..
her zaman özene bezene taradığı
siyah, kıvırcık bir sel boşanıyor ardından..
Gözlerini yumarken aynalar
yalnızca makasın sesi duyulan
ve kanat çırpışı
kafesinde çılgına dönen sakanın..
Sevgilim..
açtığında postacının getirdiği paketi yarın
içinde senin yüreğini kaldıran dağlar
benim gözlerimi dolanan sis
ve sevişirken çam ağaçlarına takılan saçlarımız
birden herşey... herşey, bir gölde bir sabah ansızın açılışı gibi
yüzlerce nilüferin..
Ayrıldığımız gün üzüntüden bayılan zaman
kendine gelince olmadık anda
vapurlar yağacak yüreğinin adalarına yeniden
yeniden dalgalar..
yeniden limanlar..
yeniden sonu olmayan şarkılar..
hepsi ,Yine ..
birbirine karışsın diye saçlarımız..
O zaman yine saçlarını topla sevgilim..
ve
Yüreğinde beklettiğin martıları sal..