Ölene Kadar Eylem KardeşliğiMexico City'de 200 metre finali koşulmuş. Amerikalı (siyah) atletler Tommie Smith ile John Carlos birinci ve üçüncü gelirken, ikinciliği Avustralyalı (beyaz) Peter Norman kazanmış.
Madalya töreni için bekledikleri sırada, Carlos, Peter Norman'ın yanına gelerek sormuş:
- İnsan haklarına inanıyor musun?
- Evet, inanıyorum.
- Peki ya Tanrı'ya?
- Bütün kalbimle...
Bunun üzerine, iki siyah atlet kafalarındaki eylem planını açıklamışlar, Norman tereddütsüz katılmış:
- Ben eyleminizi destekleyeceğ im, bana ne yapmam gerektiğini söyleyin!
İlk defa, o günler için müthiş bir provokasyon hatta devrim sayılacak bir eylem planlıyor iki genç adam: Amerika'daki ırk ayrımcılığını ve siyahlara reva görülen fakirliği ve ikinci sınıf vatandaşlığı protesto edecekler... Ama nasıl?
Fikir Norman'dan geliyor: bir çift siyah deri eldiven buluyorlar, sağ tekini Tommie, sol tekini John eline geçiriyor; fakirliği sembolize etmek için çıplak ayakla kürsüye çıkıyorlar, başları kederle öne eğik, sıkılı yumruklarını havaya kaldırıyorlar. Önlerinde duran beyaz atlet Peter Norman da, dayanışmasını göstermek için kalbinin üstüne 'İnsan Hakları İçin Olimpiyat Projesi Hareketi'nin kokartını iğneliyor.
Amerikan milli marşı çalarken plan icra ediliyor ve eylem koyuluyor.
Ve tabii dünya birbirine giriyor. Amerika ayağa kalkıyor. Olimpiyatlar bile gölgede kalıyor, dünya gazeteleri yumrukları havada siyah atletlerin fotoğrafını birinci sayfadan veriyor...
Amerikan Olimpiyat Komitesi iki siyahın spor kariyerini o saniye bitiriyor. Eylem amacına ulaşmış, Amerika'daki zenci azınlığın durumu dünya gündemine girmiştir. Smith ve Carlos spor hayatlarını (ve buna bağlı olarak geleceklerini) feda etmişler ama dünya tarihine geçmişlerdir. Dünyadaki yüz milyonlarca ezilmiş siyahın ilahı haline gelmişlerdir.
Peki ya Avustralyalı beyaz Peter Norman?
Norman'ın da hayatı kararmış.
Tommie Smith diyor ki:
"Peter, bir beyazdı. O günlerde siyahların haklarını savunma cesareti gösteren, onurlu ve belkemiği sahibi beyaz çok azdı. Peter, Avustralya'ya döndüğünde kimse yüzüne bakmadığı gibi, herkes tarafından yargılandı. Onun da atletizm kariyeri bitti, spor çevrelerinden dışlandı. Tehditler, işsizlik ve tecrit nedeniyle öyle sıkıntılı günler yaşadık ki, üçümüzün de ilk evliliği sona erdi."
Avustralya Devleti Norman'ı ölene kadar affetmemiş ama... Norman intikamını mezara götürmüş: 1968 Olimpiyatları finalinde ikinci olurken kırdığı 200 metre Avusturalya rekoru hâlâ, 38 yıl sonra kırılamamış.
Ölene kadar süren 'eylem kardeşliği'
İki amerikalı ve bir Avustralyalı 'lanetli' atletin o gün başlayan 'eylem kardeşliği' ve dostlukları ömür boyu sürmüş. Aradan geçen 38 yıl boyunca, yazışmışlar, buluşmuşlar, görüşmüşler.
Ta, altı hafta önce, Peter Norman evinin bahçesinde kalp krizi geçirip 64 yaşında ölene kadar.
Ve şimdi, aşağıdaki fotoğrafa iyi bakın:
Melbourne'de yapılan cenaze töreni. 'Onurlu beyaz atlet' Peter Norman'ın tabutu, Tommie Smith (solda) ve John Carlos'un omuzlarında! Son kez omuz omuza...
__________________
Hayat; vektorel kısa bir çizgiden ibaret. O nu dilediğinizce çizin. Çizin, çizin... KORKMAYIN
Faşizm her neresi olursa olsun ve ne zaman yaşanırsa yaşansın insanlara hep sıkıntı ve ölüm getirmiştir. Amerika'da zencilere, Avusturalya'da Aborjin'lere, Almanya'da Yahudilere ve ülkemizdeki bütün halklara...
Paylaşım için teşekkürler. +rap
__________________
Konu Prometheus tarafından (26/06/08 Saat 12:22 ) değiştirilmiştir..
Sebep: eksik
İnsan zenci,kürt,alevi,vs olunca mecbur kalıyo ırkçılığa,ayrımcılığa karşı durmaya...PETER NORMAN gibi öteki olmayan birinin hiç bir derdi yokken bu insan üstü empatisi çok etkileyici...işte onurlu yaşamak bu olsa gerek ne mutlu ona..
__________________
Hayat; vektorel kısa bir çizgiden ibaret. O nu dilediğinizce çizin. Çizin, çizin... KORKMAYIN
İnsan zenci,kürt,alevi,vs olunca mecbur kalıyo ırkçılığa,ayrımcılığa karşı durmaya...PETER NORMAN gibi öteki olmayan birinin hiç bir derdi yokken bu insan üstü empatisi çok etkileyici...işte onurlu yaşamak bu olsa gerek ne mutlu ona..