Yaşamayı yaşamak istiyorum,demiştim, Neylersin ki bu damda bu dem Ayaklarımla uyaklarımda zincir, Böyle topal koşmakla geçiyor günlerim, Oysa -medhetmek gibi olmasın kendimi ama- Yaşamım benim en güzel şiirim. PARÇA PARÇA (Bir Siyasinin Şiirleri)
Can Yücel, Cumhuriyet döneminin en önemli Milli Eğitim Bakanı, Köy Enstitüleri'nin kurucusu, şair, yazar ve düşünce adamı olan Hasan Âli Yücel'in oğludur. 1926 yılında İstanbul'da dünyaya gelen Can Yücel, eğitimin bir bölümünü bu şehirde tamamladıktan sonra, Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi ve Cambridge Üniversiteleri'nde Latince ve Yunanca eğitimi gördü. Can Yücel, babasının önerisi ile 1950 de ilk kitabı Yazma'yı yayınladı. 1956'da Güler Yücel ile evlendi ve Yeni Hasan, Güzel ve Su isimli çocukları oldu. İngiltere'de, BBC Dış Yayınları'nın Türkçe Bölümü'nde 5 yıl program yapımcısı olarak çalıştı.
Can Yücel'in, Shakespeare, Emily Dickinson, Auden, Elliot, Dylan Thomas ve bazı Yunan şairlerinin şiirlerini "yeniden söylediği" "Her Boydan" kitabı 1959 yılında yayınlandı. 1964 yılında Türkiye'ye döndükten sonra Marmaris'te Turizm Müdürü olarak çalıştı ve bu dönemde Türkiye İşçi Partisine üye oldu. Che Guevera ve Mao'dan yaptığı çevirilerden dolayı 15 yıla hüküm giydi. Toptaşı ve Adana Cezaevlerinde 2 yıl yattı. Hapishane döneminde yazdığı şiirlerini Sevgi Duvarı adlı kitabında topladı Dışarı çıkışının ardından da "Bir Siyasinin Şiirleri" adlı kitabını yayınladı. Bu kitabının önsözünü kaleme alan şair Refik Durbaş, "Bir Siyasinin Şiirleri"ni 'Can Yücel'i geniş okuyucu kitlesiyle buluşturan; kişisel ve toplumsal yaşamın acı bir dönemini dile getirdiği öfkeli, alaycı, boyun eğmeyen siyasal şiirlere ağırlık verdiği bir kitap' olarak değerlendirir. "Bütünselliğin dışında bir şiir yoktu. Hayat ve ölüm de bir bütündür. Şiir bu bütünden çıkan çılgınlıktır. Çok ağır geçen hayatımızın içinde ironi, bütünselliği bozmayacak ana çaredir. Bir direnç kahkahasıdır" der Can Yücel.
"Bir Siyasinin Şiirleri"nden sonra şiir kitapları ardarda gelmeye başladı; "Ölüm ve Oğlum", "Şiir Alayı" "Rengahenk", "Gökyokuş", "Gece Vardiyası", "Güle Güle Seslerin Sessizliği"....
Bu dönemde Can Yücel, Brecht, Shakespeare, Lorca ve Peter Weiss'nın tiyatro oyunlarını da Türkçe'ye kazandırdı.
Çok yönlü bir aydın, düşünce adamı ve siyasal eylemci olan Can Yücel, yaşamının her döneminde, aydınların ve muhaliflerin düşüncelerini yansıtan Dönem, Yön, Birikim, Yeni Demokrat, Evrensel Sanat, Papirüs, Yazko Edebiyat, Yeni Düşün, Vatan, Imece, Öküz ve Leman gibi birçok dergi ve gazetede yazı yazdı, şiirlerini yayınladı. Yazarlar Sendikası'na, Emek Partisi'ne ve ÖDP'ye üye oldu ve ömrü boyunca hakkında açılan siyasi davalarla uğraşmak zorunda kaldı.
Can Yücel'in şiirlerinde sevdiği insanları da buluruz. "Maaile" şairin kitaplarından birine koyduğu ad. Şiirlerinde, ailesi, eşi, çocukları, torunları ve dostlarına verdiği yer, yaşamının bu insanlarla dolu olduğunu göstermektedir. "Akdeniz Yaraşıyor Sana", "Güler'e", "Bizim Deniz", "Hayatta Ben En Çok Babamı Sevdim", "Yeni Hasan'a", "Güzel'e", "Küçük Kızım Su'ya", "Orhan Veli'ye", "Eşber'e"...
Can Yücel 1989'da Datça'ya yerleşti. 1999'da yitirdiğimiz şair, çok sevdiği Günebakan çiçekleriyle uğurlanarak, vasiyeti üzerine, Datça'ya gömüldü.
Ölümünden birkaç yıl önce yazdığı "Seke Seke" kitabında şöyle demişti;
Önsöz Çatal yüreğimle türkülü yollara Düştüm ki o kadar olur... Seke seke ben geldim .................. gidiyorum......