Bir şair ölür ışıklar söndüğünde,
Kızıl renkler dolaşır haspa saatlerde.
Son bir arya yükselir, perde kapanır.
İdamlık heceler asılı kalır.
Susma kustur kırmızı kadehlerini.
Bu kaçıncı çizgidir suratımdan düşen?
Kurşun geçer mi tenimden?
Bilmem kaç kişi, ihanet oldu gitti.
Ben hangi türküyü tamamladım ki...
Ve sen Taha’nın sevgilisi
Şarap kokan satırlar perisi.
Tut ki...
Avuçlarına buz vedalar koymayan,
Yüzünde şamar şamar olmayan,
İsyan heceleriyle şairler olacaktır.
Nice kadavra küllerinden doğacaktır.
Saat akrebinden kan sızıtan Jinda.
İsyanın terkedilmiş sesi…
Ateşin rengi,
Tut ki...
Islak ıslak bakıyorsun doğmamış şiirlere.
Bir yanın şarapnel parçası,
Bir yanın mahşer yangını.
Yine mi hüsran?
Yine mi yalnızlık?
Yine mi yalnızlık içinde kalabalık?
Sende bilirsin ki,
Gündüzler çirkin gece kahpedir.
Sükut intihar çığlık kefendir.
Ütopyalaşır olası düşler.
Hıçkırarak ağlar sessiz şiirler.....
Ey yüreğine çiğ düşmediğim,
Eskimo şahitliğindeki buzulum,
Ey tornadoların muson çocuğu,
Mülteci beyazlarımın kahramanı karam.
Göçebe arzuların sahipsiz ahalisi,
İçimde kırlangıçtır yelkovan.
Üstelik şairim ben.
Ve düşünürüm ince ince ne varsa.
Hangi vuslat çaldı akşamlarını?
Hangi belayı kattın elalarına?
Sök prangalarını Ahmet ARİF’ in.
Kör kuyularda filiz versin hasretin.
Bir ağıt yükselir geceden.
Gece üryan heceden.
Şairler yaşar nispeten
Lakin….
Ben hiç doğmamıştım zaten.
Ve sen Taha’ nın sevgilisi,
Şarap kokan satırlar perisi.
Hem bir şair ölür ışıklar söndüğünde.
Işıklar söndüğünde şair öldüğünde
Şiirler öksüz öksüz tükendiğinde
Doğmamış yaşamlar gördüğünde
Gitme…..
Gitme…..
Yıldırım UZUN
__________________
Hayat; vektorel kısa bir çizgiden ibaret. O nu dilediğinizce çizin. Çizin, çizin... KORKMAYIN