Temel Ile Oğlu Hayatlarinda Ilk Defa Istanbul'a Gitmişler. Kalacaklari Otelde De Asansörü Ilk Defa Görmüşler. Ama Ne Oldugunu Anlamamişlar. Yaşli Bir Kadin Asansöre Binmiş. Kapi Kapandiktan Bir Süre Sonra Asansörden Fistik Gibi Bir Sarişin Cikmiş. Temel Hemen Ogluna Dönmüş:
-ula Koş Ilk Uçakla Trabzon'a Cit, Ananu Hemen Al Cetur!
__________________
Dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir
bir gök gürlese bari diyorum, bir sağnak patlasa
bitse bu kirli ve yapışkan sessizlik, hiç gitmesem
oysa ne kadar sakin sokaklar, kent ve bütün yeryüzü
ipince bir su gibi sızıyorum gecenin tenha göğüne
sessizce çekip gidiyorum şimdi, sessiz ve kimliksiz
Belki yine gelirim, sesime ses veren olursa bir gün
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,, ,,,,,,,,,,,,,,,,
öyle gitki arkanda izinden başka birşey kalmasın hayata dair
"Gel ne olursan ol, gel.
İster Tanrı tanımaz, ister ateşe tapar.
ister bin kez tövbeni bozmuş ol.
Bizim dergahımız umutsuzluk dergahı değil,
Gel ne olursan ol, yine gel"
HZ. MEVLANA