Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve... bir orman gibi kardeşcesine
----ÖLÜME DAİR----
Buyrun, oturun dostlar,
hoş gelip sefalar getirdiniz.
Biliyorum, ben uyurken
hücreme pencereden girdiniz.
Ne ince boyunlu ilâç şişesini
ne kırmızı kutuyu devirdiniz.
Yüzünüzde yıldızların aydınlığı
başucumda durup el ele verdiniz.
Buyrun oturun dostlar
hoş gelip sefalar getirdiniz.
Neden öyle yüzüme bir tuhaf bakılıyor?
Osman oğlu Hâşim.
Ne tuhaf şey,
hani siz ölmüştünüz kardeşim.
İstanbul limanında
kömür yüklerken bir İngiliz şilebine,
kömür küfesiyle beraber
ambarın dibine...
Şilebin vinci çıkartmıştı nâşınızı
ve paydostan önce yıkamıştı kıpkırmızı kanınız
simsiyah başınızı.
Kim bilir nasıl yanmıştır canınız...
Ayakta durmayın, oturun,
ben sizi ölmüş zannediyordum,
hücreme pencereden girdiniz.
Yüzünüzde yıldızların aydınlığı
hoş gelip sefalar getirdiniz...
Yayalar-köylü Yakup,
iki gözüm,
merhaba.
Siz de ölmediniz miydi?
Çocuklara sıtmayı ve açlığı bırakıp
çok sıcak bir yaz günü
yapraksız kabristana gömülmediniz miydi?
Demek ölmemişsiniz?
Ya siz?
Muharrir Ahmet Cemil?
Gözümle gördüm
tabutunuzun
toprağa indiğini.
Hem galiba
tabut biraz kısaydı boyunuzdan.
Onu bırakın Ahmet Cemil,
vazgeçmemişsiniz eski huyunuzdan,
o ilâç şişesidir
rakı şişesi değil.
Günde elli kuruşu tutabilmek için,
yapyalnız
dünyayı unutabilmek için
ne kadar çok içerdiniz...
Ben sizi ölmüş zannediyordum.
Başucumda durup el ele verdiniz,
buyrun, oturun dostlar,
hoş gelip sefalar getirdiniz...
Bir eski Acem şairi :
"Ölüm âdildir" - diyor, -
"aynı haşmetle vurur şahı fakiri."
Hâşim,
neden şaşıyorsunuz?
Hiç duymadınız mıydı kardeşim,
herhangi bir şahın bir gemi ambarında
bir kömür küfesiyle öldüğünü?...
Bir eski Acem şairi :
"Ölüm âdildir" - diyor.
Yakup,
ne güzel güldünüz, iki gözüm.
Yaşarken bir kerre olsun böyle gülmemişsinizdir...
Fakat bekleyin, bitsin sözüm.
Bir eski Acem şairi :
"Ölüm âdil..."
Şişeyi bırakın Ahmet Cemil.
Boşuna hiddet ediyorsunuz.
Biliyorum,
ölümün âdil olması için
hayatın âdil olması lâzım, diyorsunuz...
Bir eski Acem şairi...
Dostlar beni bırakıp,
dostlar, böyle hışımla
nereye gidiyorsunuz?
Çok güzel şiirler paylaşıyorsun bizlerle. Şiirlere devam
__________________
Üyeye Bela gelmez Admin Kızmadıkça,Admin Sinirlenmez Üye Azmadıkça
Ne kadar kibirli dursa da Bardağın önünde eğilir çaydanlık Öyleyse bu büyüklenme niye? Bu kibir bu gurur niçin? Mütevazi ol, hatta bir adım bile geçme gurur kapısından; Bardağı insan bunun için öper daima alnından…
Bir mum diğer bir mumu tutuşturmakla, ışığından bir şey kaybetmez...
SUYUN ÖBÜR YAKASI
Deniz olmayan bir şehirde yaşamak gibi gözlerinden uzak olmak
Ve ölümü olmayan bir hayatta yaşlanmak sensiz buralarda kalmak
Bak pek bir şey kalmadı bende,ne para ne kuru sevda
Mazide artık yanaşmıyor yanıma
Bir inadına seni beklemeyi biliyorum bir de sevmeyi
Denizden bir lüfer çıksın istiyorum akşamlık efkarıma
Bir de 17 lik halin dursa masada
Bütün şarkılar sussun senin tının kulağımda
Denizi olan bir şehirdeyim ama sensiz ne fayda
Bazen çöküyorum iskelenin duvarına
Teknelerle alışverişe geliyor sizinkiler
Ve kırdığım her bardak yokluğunun balyozu başımda
Kırılganlığın parçalar ellerimi
Kanayan her yanımda
Her kapıya sen diye koşmayı
Sahile yanaşan her tekneyi ve her sessizliğiyi sana sormayı
Bıraktığın ağrılara katlanmayı biliyorum bir de
Ama ne yokluğunu anlayabiliyorum ne de yokluktan anlıyorum
Hiç vedasız bu şehirden kayboluşunu biliyorum.
Yıllarca izini sürmeyi
Sakındığın gerçekleri düşünmeyi
Bir de her şeye rağmen seni sevmeyi biliyorum
Her duayı adınla bitirmenin ne anlama geldiğini iyi biliyorum
SEN ÇOKTAN BİTMİŞTİN BU SEVDA BAŞLADIĞINDA
YAĞMUR ÇOKTAN DİNMİŞTİ SAHİLE SIĞMAZ OLDUĞUMDA
SEN ÇOKTAN BİTMİŞTİN BEN SANA BAŞLADIĞIMDA....
SON AŞIK
Hasretinle geçiyorken gençlik çağım,
Ey sevdiğim,ben ümitsiz değilim gene
Ak düşünce saçlarının kumral rengine
Kollarında son aşkın ben olcağım.
Ey başında sevda rüzgârları esen,
Böyle her gün yollarımdan geçsen de süzgün
Sen benimsin büsbütün terk olduğun gün...
O mukadder günü,bilmem,düşündün mü sen ?
Ben bir beyaz saçlı aşık,sen bir ihtiyar..
O gün bana yaklaşırken ey ilahi yar,
Esirgeme gözlerimden bir son buseni,
Kirpiğinden yavaş yavaş bir damla aksın,
Çünkü,ruhum,sen de o gün anlayacaksın
Ki hiç kimse benim kadar sevmemiş seni