Senin olmak, seninle olmak istiyorum. Artık sensiz bu hayat zor geliyor. Aşkını taşıyamıyor yüreğim. Acılarımı her gün siliyorum ama azalmıyor çünkü; ateşin günden güne artıyor bebeğim… İsteklerim, duygularım, her şeyim sen oldun, sen din her gece düşündüğüm sendin. Bilemezdim büyük acılar çekeceğimi, seni severken senden ayrı olmayı, ayrılığı en ağır şekilliyle tanımayı, düşlerde bir umut olmayı, seni severken senden ayrı olmayı, hayallerim tükendi. Düşüncelerim kaybolmakta, yıldızlarım azalmakta neredeyse her gün 3 yıldız kayıyor. Biri gözlerim, biri kalbim, biri de sensiz bedenim. Umudumu boşluğa haykırıyorum yıldızlara da seni sevdiğimi, acılarımı kalbime gömüyorum. Bir zaman gelir diyorum. Sonsuz bir gün, sonsuz olan her şey ve sen belki o zaman mutlu olurum diyorum. Belki o zaman acılarım söner, hissederim, görürüm, duyarım, seni senle yaşarım diyorum. Öyle bir şehirdeyim ki ne adını bilen var ne yolunu, bir giren bir de ölen bilir adını, şekli yoktur tarif edilemez çünkü; her türlü şekle girer, acıları da o hapseder, kederleri de, sevinçleri de, hüzünleri de, beni de o şehir aldı içine senden ayrı kaldım. Seni sevdim. Sana bağlandım olan gücümle, yaşama çabamdın sen. Göz yaşlarımı topladım bir çukurda o da tek umudumdu ona çizerdim düşlerimi, hayallerimi ve gördüklerimi, ona yazardım acılarımı o hepsini yutardı dışarı belli etmezdi kimse anlamazdı. Acılarımı saklardı o su sonra bir de yaşlı yıldızım vardı. Onla konuşur her şeyi anlatırdım, aslında yaşlı değildi. Ben yaşlandırmıştım onu ben ben… Acılarımla ve dertlerimle karartmıştım adeta ama o parlıyordu. Yine biliyordu o da bir gün her şeyin sonsuz olacağını, konuşamazdı ama hissettirirdi, yaşatırdı. Farklı alemlere götürürdü beni sırdaşımdı, arkadaşımdı, yoldaşımdı, o da sevmişti o da bir yıldıza aşıktı, ama o da benim gibi düşmüştü aynı şehre onunda acıları vardı. Hisleriyle anlatırdı bana eski günleri, hep buluştukları yeri anlatırdı, nasıl da mutlu olduklarını anlamak için bakışları yeterdi, yine buluştuğu bir gün ü anlatıyordu, yine aynı yer de beklerken gelmişti aşkı sonrasını şöyle anlattı “Uzaktan geldiğini gördüm, yine o sevinç vardı yüzümde ama gözleri parlamıyordu. Hisleri ise çok farklıydı. Gözlerimin içine bakmamıştı. Davranışları anlatıyordu bir şeylerin yolunda olmadığını ama söylemedi, yarım saat kadar oturmuştuk sonra birden sustu ve aceleci bir şekilde gitmesi gerektiğini söyledi ve beni öpmeden koşarak ayrıldı gitti. Ben düşüncelere boğulmuştum, ağlamıştım. Daha sonra haber alamadım. Uyurken rüyalarıma girmeye başladı. Dayanamaz oldum. Bir gün yine rüyamda gördüm onu ama rüya kabus a döndü uyandığımda buradaydım senin yanında aynı şehirde “ demişti… Şimdi çok iyi anlıyorum hayatı, aşkı, dünyayı, insanları, yok oluşları, dirilişleri, ne kadar acı çeksem de her gün farklı şeylerle karşılaşıyorum, her gün başka bir acıyı tadıyorum. Gözlerim şişti ağlamaktan, kalbim dayanılmaz derecede hızlı atıyor, bakışlarımdan anlam çıkartamıyorum, adeta ölüyorum, kendime hakim olamıyorum ama biliyorum bir gün buluşacağımızı bir gün her şeyin geçeceğine inanarak yaşıyorum. Anlamlar yüklüyorum her güne, şiirler yazıyorum kaldırım taşlarına, ismini kazıyorum damarlarıma, seni arıyorum her gün, her gün baksa yerdeyim, her anı hatırlıyorum. Gezerken bir resim gördüm duvarda bir kadın, gözleri ve bakışları aynı senin gibi orda 3 gün kaldım. Her gün her gece ağladım, ismini haykırdım, bağırdım, çağırdım 3 gün boyunca ama yok gelmedin. Yıldızım da söndü yani öldü. Artık bir tek çukurdaki göz yaşlarımla baş başa kalmıştım. Ağladıkça büyüyen çukur, ağladıkça genişleyen, acılarıma ve göz yaşlarıma kucak açan çukur. Bir tek o anlıyor beni bir tek o dinliyor beni bu koskoca şehirde, benim yıldızımda terk etmişti beni, dayanamaz olmuştu aşkıma, bu aşk bir gün bu şehri de yok edecek sanırım. Hala devam ediyordum seni armaya bitmeyen göz yaşlarımla ve umutlarımla … Hala haykırıyorum aşkımı sensiz harabe sokaklara, her köşe başında bekliyorum seni, her köprüde durup ağlıyorum. Caddeler, sokaklar, binalar, dükkanlar hepsi bomboş hepsi sessiz, ağaçlar yapraklarını döküyor. Yıldızlar her gün uzaklara göç ediyor bu şehirde, bulutlar sarmış şehri güneş doğmaz olmuş asırlardır, şehir yalnızlık içinde kaybolmuş, benim gibi sevip de kavuşamayan bir sürü insan var. Kimi Leyla kimi Mecnun hepsi aynı kaderi paylaşmakta benimle,hepsinin bir yoldaşı var hepsinin de bir hayali var,hepsi inanıyor sonsuz güne, hepsi umutlu ama aşk öyle bükmüş ki belini hepsi perişan haldeler. Her yanda fotoğraflar asılı,her yanda şiirler yazılı, herkes benim gibi sevdiğine şiir yazıyor, herkes elindeki tek resmi bir daha göremeyeceği duvara asıyor. Bütün insanların aklında soru işareti var.Herkes ne gittiği ne de gideceği yeri bilmeden yürüyor. Sanki şehir yaşlanmış ve yıllanmış gibi büyük savaşlar geçirmiş, büyük yıkımlar atlatmış gibidir. Doğru ya o kadar seven ama kavuşamayan insanların yaşadığı şehir olmak kolay mı? O insanları görüp de sapa sağlam ayakta durmak kolay mı ? O insanların çektiği acıları çekmek o çığlıkları o haykırışları duyup da yaşamak mümkün mü ? Haklı sayılır şehir hemde çok haklı nasıl dayanmış bunca asır o da bilinmez. Sırlarla dolu bir şehirdeyim işte, aşkının sırrıyla büyülenen bir Mecnun’um işte, seni seven bir kulum anla artık al beni bu şehirden, yeter çektiğim ızdıraplar, yeter çektiğim acılar, gördüğüm kabuslar, o insanlar, o resimler, o çığlıklar. Al beni bu şehirden al artık bırakma bir başıma beni bırakma bebeğim. Sensizlik çok büyük acıdır. Bilmezsin neler yaşadığımı, anlatamam hepsini şiirlerimde, gösteremem sana o yıldızları, söyleyemem sana acılarımı, sensizliğin kollarında büyüdüm şimdi ise sen al kollarına senin kollarında can vereyim. Senin kollarında öleyim. Bırakma bu kadar sessiz, gel artık rüya göreyim, gel gecelerime sensiz uyumayayım, gel artık sensiz ölmeyeyim. Hasretin bağımlılık yaptı artık, sesin kulaklarımda kokun burnumda tütüyor. Bitanem seni seviyorum ve seveceğimde bu şehir yok olsa da olmasa da seni seveceğim. Sonsuz gün gelse de gelmese de seni arayacağım, gece gündüz ismini haykıracağım. Gerekirse savaşacağım, gerekirse barışacağım, gerekirse uçacağım bulana kadar koşacağım, sensiz sessiz sokaklarda dolaşacağım.Yıldızlara el sallayacağım. Yine resimlere bakıp ağlayacağım, umudumu suya yazacağım ismini damarlarıma, aşkım benim bitanem her şeyim, tek umudum, tek sevgilim, tek çarem ...