Biz ne yaptık?
Ya da ne yapmadık?
Ben hiçbir zaman olmayacak duaya amin demedim
Olur olmaz şeyler ümit etmedim
Ve yalvarmadım kimseye
Bir bildiğim vardı elbet
Zordu belki anlatabilmek sana,
İnandırabilmek seni...yarın güneşin doğacağına...
Evet zordu bir ağacın çaresizce devrilişini gözyaşlarıyla izlemek
Boyun bükmek zordu kadere
Emeklerinin boşa gidişini kabullenmek de acıydı.
Acıydı duvarlarına çarpıp geri dönmek!
Hep sen diye aldandığım duvarlarına yine de gülümsemek...
Hiç sevmem şu kahrolası "keşke"leri
Keşke! diyorum...yıkabilseydim o çok sevdiğin duvarlarını...
Dalabilseydim o gözlerinin yosun yeşiline
Girebilseydim yüreğinin en ücra köşesine
Dur! diyebilseydim keşke!
Zordu çelikten bedenini hissetmek
Buz kesmiş ellerine dokunmak zordu
Seni denizin ortasında denize hasret bir koyda buldum.
Sen açılması zor kapalı bir kutuydun.
Derinlerden sesin duyuyorum
Ağlıyorsun......?
Üşüyorsun besbelli, yalnızsın demek ki
Elimi uzatsam yine yanacak canım bilirim
Gel diyemem tutulur dilim
Kalkıp gelemem bükülür belim
sen! benim kanayan yüreğim.... git!
Duvarlarını yık öyle git...
Bir kez olsun beni dinle
Kaç git buralardan, beni bırak...
Seni bekleyen maviye git.
Yeşile, beyaza...
Ve asla ardına bakma!
Zorlu sevdam hoşçakal.
eğer gideceksen mani olamam...
sanma ki istiyorum gitmeni,
sanma ki aldırmayacağım gidişine...
sadece biliyorum;
senin asıl bahçıvanın değilim ben...*
mvkntl
-------------------------------------
* gülü seven bahçıvanlar değil tüccarlardır... (yılmaz erdoğan)