En vazgeçilebilir yerinde hayatının
Hayata tutunmaya çalışmak
Hani düşmemek için gözlerindeki uçurumdan
Yüreğindeki buzullara çarpmamaya da çalışarak
Merhabaları kesmek tam ortalarından
Elvedaları yollamak ateş toplarıyla sığınaklarından
Kılıçları kuşanıp çıkmak hatta
Ayrılığın cenk meydanılarına
Sonra her akşam yenilmiş dönmek siperlerime
Bu çaba bu sonu olmayan savaş
Nasıl da erkenden yordu yüreğimi
Bilemezsin
Onda söyleyecek hal yok
Söylese de zaten
Kalbin mühürlü işitemezsin
Canhıraş çığlıklarla sessizce akan yaşların
Dilinden de bilemezsin
Ağlayan ruhum olunca öksüz
İstesen de yaşlarını silemezsin
Hani şöyle unutulmuş bir kıyısında hayatının
Hatta akşam olduğunda
Eve alınması gerekmeyecek kadar
Dışarıda bir köşesinde
Ya da aklının kat kat dibinde
Kendimi vuramaz halde bilincinin yüzüne
Sadece renk olmak ya da hoş bir çeşni
Ya da mevcudu katlanılabilir kılmak için
Sığınılan bir sebep olmanın tükenmişliğinde
Sen de seni çoğaltarak var olurken
Ben de beni nasıl tükettiğimi
Bilemezsin
Sen de varoluşlarımı sorguladığım gibi
Ben de tükenişlerimi sorgulamaya da
Yeteceğinden kudretim
Tüm razı olmuşluğuma rağmen
Aşkın karşılıksız ziyaretine
En vazgeçilebilir yerinde olmaktan hayatının
Yorgunluğumu söylemek gerek
Hatta yetmez bu itiraflar
Vurup da gönlümü yollara
Bu alemden gitmek gerek
Gitmek gerek
Bir adım atsam uçurum var
Ey gönül bahçesini kapatan yar
En vazgeçilebilir yerindeyim hayatının